Türkiye-Yunanistan İlişkilerinde Yeni Dönem

|
Genelde olumlu ilişkileri ifade etmek için atılan yukarıdaki başlığı bu kez gergin bir dönemin başladığını …
  • Yunanistan'ın maksimalist hamlelerine ve iddialarına karşı duyarlı olunması zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. Bu noktada Doğu Akdeniz'de sergilenen kararlılık ve caydırıcılığın artırılarak Ege'deki eski ve yeni Yunan girişimlerine karşı uygulanması önemli. Geçmişte Ege'de iki ülke arasında bir Lozan dengesi oluşturulmuştu ve Yunanistan bu dengeyi hep kendi lehine bozdu. Dolayısıyla artık ya Lozan dengesinin yeniden tesis edilmesinin ya da Ege'de yeni ve sürdürülebilir bir dengeyi oluşturmanın zamanı geldi görünüyor.
  • SETA Dış Politika Araştırmacısı, Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Dr. Yücel Acer son günlerde yaşanan gelişmeler ışığında Türkiye - Yunanistan ilişkilerini değerlendirdi.
  • Yunanistan'ın son dönemdeki girişimleri, Türkiye için kısa vadede büyük bir risk içermese de orta ve uzun vadede Türkiye'nin deniz politikaları için bazı riskler ortaya çıkarma potansiyeli bulunmakta.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • Gerilim Doğu Akdeniz'de mi kısıtlı kalacak? Yoksa Miçotakis'in ima ettiği gibi Ege'deki kıta sahanlığı meseleleri de mi devreye girecek? Batı Trakya konusu ne zaman açılacak? Yunanistan adaları silahlandırmaya devam ettikçe Türkiye'nin cevabı nasıl olacak?

  • Doğu Akdeniz’de Mısır’la imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasıyla Türkiye’nin kıta sahanlığı üzerinde hak iddiasında bulunan Yunanistan tehlikeli bir oyun oynuyor. Hâlbuki Atina söz konusu anlaşma ile hak iddia ettiği deniz alanlarını koruyabilecek güce sahip değil.

  • SETA Güvenlik Araştırmacısı Ferhat Pirinççi, Türkiye ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilimi değerlendirdi.

  • Merkel'in olumlu girişimi tüm AB başkentlerinde desteklenmeli. Doğu Akdeniz'deki gerilime kısa bir mola verildi.

  • Doğu Akdeniz’de yaşanan son Navtex gerginliğinin sebebi nedir? Yunanistan’ın deniz yetki alanları ve arama-tarama faaliyetleriyle ilgili iddiaları nelerdir? Türkiye’nin bu iddialara yönelik tutumu nedir? İddialara karşı atılan adımlar nelerdir? Sorun, uluslararası hukuk açısından nasıl değerlendirilmektedir? AB’nin söz konusu gelişmelere yönelik tutumu nasıldır?