Türkiye ekonomisinin uzun vadeli dönüşümüne serinkanlılıkla bakabildiğimizde, güçlü finansal düzenleme yapısı, bankacılık sistemi ve mali disiplin uygulamasının makroekonomik krizlere karşı güçlü bir koruma oluşturduğunu görebiliriz.
Devamı
Terör siyasal müzakereyle tatmin olmaz. Hele de daha fazlasını alabileceği yanılgısına sahipse, hiç yanaşmaz.
Devamı
Güzel ülkemize ve ekonomimize vereceğimiz en gerekli ilaç güven dolu ve sükûnetli bir ortam iken, dış mihraklar da ne yazık ki canımızı yakmaya devam ediyor.
İlerlemesine ya da en azından ilerleme hızına dair ümitlerin zayıfladığı TTIP'in üzerine, bir de Trump'ın serbest ticaret tantanası gelince, anlaşmaya dair algılar iyice bir sersemlemiş oldu.
İktisadi aktivitede gözlenen düşüş bir yandan 15 Temmuz darbe girişiminin yansımalarını içinde barındırırken, aynı zamanda bir kısım takvimsel etkiler de içeriyor.
Raporda, küresel enerji piyasalarında LNG’nin yeri, LNG ihraç ve ithal eden ülkeler, Türkiye’nin enerji arz güvenliğinde LNG’nin yeri ve LNG’de yaşanan fiyat düşüşlerinin olası etkileri inceleniyor.
Bu üçlemenin ekonomik göstergeler üzerindeki olumsuz yansıması, ekonomik güven sayesinde derin olmayacaktır.
Devamı
Nükleerden kopuk, terör ve insan hakları gibi meselelerde, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlar sonuçta halen kâğıttan silinmedi. Trump, kuvvetle muhtemel bunlar üzerinden gidecektir.
Devamı
TPP anlaşmasının, hesapta ABD'nin yanına hiç de fena olmayan ekonomik karlar bırakacağı projekte edilirken, konunun aslen daha yüce amaçları olduğu da malum.
Trump Kanada'ya bir Meksika gibi saldırmasa da, yeni dönemin bu komşu ekonomi için de çeşitli açılardan iz bırakması muhtemel…
Kısa sürede 200 milyar lira büyüklüğe ulaşması hedeflenen Türkiye Varlık Fonu, kısa vadeli ekonomik şokların önüne geçilmesinde sigorta görevi üstlenecek.
ABD’nin tüm dünyaya yaptığı ihracat içinde Meksika+Kanada payının %34,3 olduğu ortaya çıkıyor. NAFTA'nın ABD dış ticaret açığındaki payı ise, bu verilere göre %10 civarında…
Analizde, dünyada varlık fonu uygulamasına örnek teşkil eden Norveç, Çin, Rusya ve BAE incelenecek, Türkiye Varlık Fonu’nun kuruluş süreci, temel özellikleri, kaynakları ve hedefleri değerlendirilecek.
Ekonominin sorun trilemması olarak görülen ve köşelerinde enerji, finans ve Ar-Ge'nin bulunduğu üçgenin çözülmesi, Türkiye ekonomisini yüksek gelirli ekonomiler grubuna taşıyacaktır.
Türkiye, maliye politikalarıyla desteklenecek ekonomik uygulamalarla, küresel ekonomik büyümede ağırlığını artırarak, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışmalıdır.
Türkiye-Rusya normalleşmesinin, aslında potansiyel işbirliklerinin önünü açması/malum stresleri gidermesi açısından da, tam bu noktada indirekt bir fayda sağlaması beklenebilir.
Türkiye ekonomisi hedeflerini yüksek tutan bir vizyonla hareket ediyor. Bu vizyonun pusulalarından birisi de OVP.
Küresel enerji piyasasında LNG ile ilgili yaşanan gelişmeleri Türkiye de takip ediyor. Üstelik, enerji alanında LNG'nin önemini artırması, Türkiye'nin kayıtsız kalabileceği bir konu değil.
Kur savaşı ile ticaret rekabetinde kendilerine daha avantajlı bir pozisyon sağlamayı hedefleyen ülkeler, bu yolla ulusal paralarının değerini düşürerek ihracatlarını artırmaya çalışıyor. Bu politika “rekabetçi devalüasyon” olarak adlandırılıyor.
Gazeteci İsmet Berkan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi ve devletin yeniden yapılandırılmasını Kriter‘e değerlendirdi.
AB’nin Türkiye ile ilgili politikasını “Dostunu yakın tut ama düşmanını daha yakın tut” politikası olarak nitelendirmek mümkündür. Diğer taraftan Türkiye haklı olarak yıllar boyunca derinleşmiş olan ekonomik ve teknolojik bağımlılıklardan dolayı AB ile köprüleri atmamaya özen gösteriyor. Böylece ortaya sürekli krizler ve iniş çıkışlarla malul tuhaf bir ilişki biçimi çıkıyor.