Avrupa ülkeleri, burunlarının dibindeki Libya'da inisiyatifi Türkiye ve Rusya'ya kaybetme endişesi içinde. Aslında İtalya ve Almanya'nın diplomatik çabaları doğru hamleler. Libya iç savaşı, terörizm, insan kaçakçılığı ve mülteciler olarak Avrupa'nın yanı başında.
Devamı
Washington'da düzenlenen panelde konuşan uzmanlar, ABD'nin İranlı general Kasım Süleymani'yi öldürmesinin ardından bölgedeki tansiyonun hızla arttığı ve iki ülke arasındaki savaş ihtimalinin hiç olmadığı kadar yüksek olduğu konusunda mutabık kaldı.
Nasıl bir misilleme yapacağını düşünen Tahran'ın, öncelikle yeni bir değerlendirmeye ihtiyacı var
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi 2020 yılının Orta Doğu’da çok sıcak geçeceğinin işareti.
Libya tezkeresi TBMM Genel Kurulunda 184'e karşı 325 oyla kabul edildi. AK Parti, MHP ve BBP tezkereyi desteklerken başta CHP olmak üzere muhalefet bloku ise teklife karşı çıktı.
ABD, Kasım Süleymani’yi neden hedef aldı? Süleymani’nin öldürülmesi İran için ne ifade ediyor? İran’ın muhtemel hamleleri neler olabilir? ABD’nin İran politikası bundan sonra nasıl şekillenecek? İran siyasetine etkisi ne olabilir?
Devamı
İran'a yakınlığıyla bilinen Ketaib Hizbullah örgütünün Irak'ta ABD hedeflerine saldırısı ve ABD'nin buna karşılık örgütü vurması, bölgede yeni bir gerginliğe sebep oldu. İran'ın ABD yaptırımları nedeniyle sıkıntı çektiğini ve bölgede kendisine yakın örgütler vasıtasıyla 'diş göstermeye' çalıştığını belirten uzmanlar, ABD'nin de İran'a karşı 'şakasının bulunmadığı' görüşünü dile getirdi.
Devamı
Malezya'da gerçekleştirilen 2019 Kuala Lumpur zirvesi İslam coğrafyasının kendi sorunlarını tartıştığı, teşhis ettiği, değerlendirdiği ve çözüm aradığı bir toplantı olarak kayıtlara geçti.
Hukuken ve siyaseten bir temeli olmayan meselelerin sanki mümkünmüş gibi tartışılması giderek artan bir temayül..
Fırat’ın doğusunda Rusya’nın doğrudan veya rejim aracılığıyla PKK/YPG ile ilişki içerisine girmesi, Türkiye’nin görmezden geleceği bir durum değildir. Nitekim bunu deneyen ve başarılı olamayan bir ABD örneği de önümüzde durmaktadır.
Avrupalı DEAŞ’lılar meselesini önce yok sayan Avrupa devletleri, dışardan gelen baskılar sonucunda, bu kez de bu kişileri ülkeden uzakta tutmak için çeşitli yollar aramaya başladı.
13 Kasım'da Beyaz Saray'daki görüşmenin nasıl geçeceği hayli merak konusu..
Toprak kontrolünden sonra liderini de kaybeden DEAŞ'ın yine de tümüyle bitmesini kimse beklemiyor. Tıpkı Usame bin Ladin'in 2011'de öldürülmesinin El Kaide'yi bitirmemesi gibi...
Sorumsuz açıklamaları yapan Mützenich ile aynı partiye mensup eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in geçen hafta bir televizyon programında, Kürtlerle PKK’yı birbirinden ayıran, PKK’nın bir terör örgütü olduğunun altını çizen ve Suriye sorununun özellikle mülteci ayağında Almanya’nın sorumluluğunun altını çizen açıklamaları sorumlu siyasete örnek gösterilebilir. Ama Almanya’da Türkiye konusunda sorumlu ve tutarlı politikaları öne çıkaran siyasetçilerin artması gerekiyor. Ancak bu şekilde Almanya’nın Türkiye politikası PKK lobisinin ipoteğinden kurtulup rasyonel bir çizgiye gelebilir.
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde başlattığı Barış Pınarı Harekatının ardından Rusya ve ABD ile iki önemli mutabakatla Ankara sınır hattında 6 yılda oluşturulan harita 14 günde çöpe atıldı. Barış Pınarı Harekatı sonucunda ABD ve Rusya ile varılan iki mutabakatı yenisafak.com’a değerlendiren SETA Enerji Araştırmaları Direktörü ve Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, Türkiye'nin sahadaki varlığının sonucunda PKK/YPG’nin Suriye denklemi dışına çıktığını belirtti. İnat, sürecin dikkatle takip edilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Barış Pınarı Harekâtının başlamasından birkaç saat önce, Erdoğan ve Putin arasında gerçekleşen telefon görüşmesiyle, Rusya’nın bölgesel çıkarlarını da göz önüne alarak harekatı desteklediği ortaya çıktı.
Son dönemde özellikle Batı Avrupa'da Türk toplumuna dair dışlayıcı tutumların çoğaldığını, ayrımcı ve ırkçı politikaların sistematik ve görünür şekilde devlet kademelerine sirayet ettiğini ifade eden Çavuşoğlu, dil ve din unsurunun Türk toplumunun geleceği için çok kritik iki alan olduğunu söyledi.