Kürt sorunu, Alevilik, asker-sivil ilişkileri ve laiklik gibi konularda işlerin daha da karmaşıklaştığına yönelik algı bu alanlardaki sorunların görünürlük kazanmasından kaynaklanmaktadır.Türkiye sancılı bir dönemden geçiyor. Bu sancının neye gebe olduğu konusunda ise umutlar ve kaygılar var. Kaygılar, böyle gelmiş böyle gider sözüne yaslanıyor, bundan sonrasının daha kötü olacağı inancıyla sürüyor. Umutlar ise başka türlüsünün de mümkün olabileceğini, çözümün algılandığı kadar zor olmadığını haykırıyor. Evet, algılar bazen gerçekliği örter, çözümün önünü tıkar. Son zamanlarda böylesi bir çözümsüzlük algısını demokratik açılım konusunda görmek mümkün. Bu algı çözümün gerekli şartlarından olan tartışma ortamını da olumsuz şekilde etkilemektedir.
TÜRKİYE son iki yılı, krizlerle malul, yoğun bir siyasal gündemle geçirdi. Cumhurbaşkanlığı seçimi, askerî muhtıra, genel seçim, yeni anayasa tartışmaları, başörtüsü düzenlemesi, parti kapatma davaları, sınır ötesi askerî operasyonlar gibi kritik başlıkları, bürokrasi-siyasal irade arasındaki güç savaşının zeminini oluşturan unsurlar olarak geride bıraktık. Son günlerde, siyasal partiler geleneksel tutumları nedeniyle kendilerinden beklenmeyen açılımlarla siyaset üretmeye başladılar
Yükleniyor...
Yükleniyor...
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik Politikası