Analiz: Statü Sorunu İkileminde Hazar’da Enerji Denklemi

Analizde, Hazar Bölgesi’nin sahip olduğu enerji görünümü ve Hazar’ın statü meselesine yönelik çözüm önerileri ile bölge ülkelerinin bu öneriler karşısında aldıkları pozisyonlar irdeleniyor.

Dünyanın en büyük su havzalarından biri kabul edilen Hazar, sahip olduğu enerji kaynaklarıyla son yıllarda küresel enerji piyasalarında ön plana çıkan bölgelerin başında gelmektedir. Petrol ve doğalgaz rezervleri açısından zengin bir bölge olan Hazar, enerji ithalatında yüksek oranda Rusya’ya bağımlı olan Avrupa’nın yaşanan Ukrayna krizi sonrası enerji arz güvenliğinin sağlanmasında alternatif bir bölge haline gelmiştir. Hazar’daki enerji rezervlerinin önemi bu bağlamda her geçen gün artarken, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasının ardından Hazar’la ilgili ortaya çıkan statü sorunu günümüzde bölge ülkelerinin sınırlarının belirlenememesine ve kendi aralarında çeşitli ihtilafların yaşanmasına neden olmaktadır.

Hazar’ın deniz mi yoksa göl mü kabul edilmesi gerektiği üzerinden şekillenen hukuki statü tartışması ülkelerin enerji alanında gerçekleştirecekleri faaliyetler üzerinde engel teşkil etmektedir. Hazar’ın deniz veya göl statüsünde kabul edilmesi durumuna göre ülkelerin Hazar’daki sınırları belirlenecek ve oluşturulacak bu sınırlar ülkelerin enerji kaynakları üzerinde sahip olacakları pozisyonları etkileyecektir. Hazar Bölgesi ülkelerinin birbirinden farklılaşan çıkarları statü meselesinde uzlaşmayı zorlaştırırken, bugüne kadar bölge ülkeleri arasında yapılan çeşitli görüşmelerde bu konuda herhangi bir sonuca ulaşılamamıştır.

Hazar Bölgesi’ndeki enerji kaynaklarının dünya pazarlarına açılmasında son yıllarda rol almaya başlayan Türkiye açısından da bölgenin önemi her geçen gün artmaktadır. Türkiye, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum (BTE) doğalgaz boru hattı ile Hazar Bölgesi’ndeki enerji kaynaklarının aktif bir şekilde kullanımını sağlamaktadır. Türkiye ayrıca, 2015 yılında temeli atılan Güney Gaz Koridoru (GGK) kapsamındaki Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) projesiyle birlikte Hazar Bölgesi’ndeki rezervlerin dünya pazarlarına transferini sağlayan merkez ülke pozisyonunu da elde edecektir. TANAP projesi küresel enerji piyasalarına açılmak isteyen diğer Hazar Bölgesi ülkelerinin de ilgisini çekerken bu durum enerji ithalatında ülke çeşitliliğini sağlamak isteyen Türkiye’ye ciddi fırsatlar sunmaktadır.

Türkiye’nin Hazar Bölgesi’nde geliştireceği politikaların belirlenebilmesi adına bölgenin enerji görünümü ve statü sorununda ülkelerin aldıkları pozisyonların analiz edilmesi gerekmektedir. Enerjinin günümüzde ülkelerin ekonomileri ve dış politikaları üzerinde gittikçe artan etkisi göz önüne alındığında Türkiye açısından Hazar Bölgesi önemli bir konumda bulunmaktadır. Hazar Bölgesi çevresinde bulunan ülkelerin petrol ve doğalgaz kaynaklarını Avrupa pazarına ihraç etme istekleri ve bu amaca ulaşmada en uygun güzergahın Türkiye’den geçtiği düşünüldüğünde Hazar Bölgesi ülkeleri ile geliştirilecek politikalar önümüzdeki dönemde Türkiye’nin enerji merkezi olma hedefine ciddi katkı sağlayacaktır.

Etiketler: