Sosyal Medya Hukuku

Sosyal medyanın algılanış ve algılatılış biçiminde bir sorun var. Bu mecradaki özgürlüklerin sınırsız olması gerektiği gibi bir ima sürekli yapılıyor. Halbuki ister sosyal medyada olsun ister sokakta kimsenin kimseye küfür etme gibi bir hakkı olamaz. Örgütlenerek insanlara yönelik itibar suikastları yapılamaz. Tehdit edilemez. Ülkenin ulusal güvenliğini ilgilendiren meselelerde ülkeye operasyon yapılamaz.

Sosyal medya düzenlemesini bir yasaklama olarak göstermek isteyenler var. Hayır her düzenleme yasaklama anlamına gelmez. Aksine düzenlemeler bize özgürlük alanlarının sınırlarını verir ve böylelikle özgürlüğümüzü de güvence altına alır.

Ancak sosyal medyanın algılanış ve algılatılış biçiminde bir sorun var. Bu mecradaki özgürlüklerin sınırsız olması gerektiği gibi bir ima sürekli yapılıyor. Halbuki ister sosyal medyada olsun ister sokakta kimsenin kimseye küfür etme gibi bir hakkı olamaz. Örgütlenerek insanlara yönelik itibar suikastları yapılamaz. Tehdit edilemez. Ülkenin ulusal güvenliğini ilgilendiren meselelerde ülkeye operasyon yapılamaz.

Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri uzun değil. Dolayısıyla hukuksuz olması ve hatta hukuksuz olması gerektiğine dair saçma bir inanış türetilmesinde çok şaşacak bir taraf yok. Modern devletler doğduğu günden bu yana vatandaşlarıyla sözleşmeler yapar. Hukuk bu sözleşmenin adıdır. Devlet vatandaşlarını korumaya söz verir. Karşılığında da vatandaşlar kendi özgürlüklerinin bir kısmını devlete devreder. Mesela kan davası nedeniyle düşmanınızı öldüremezsiniz. Çünkü devletle yaptığınız anlaşmada şiddeti sadece ve sadece devletin kullanabileceğini kabul etmişsinizdir. Başka insanların mallarını çalamazsınız. Çünkü devlet insanların mallarını korumakla da yükümlüdür. Biz devlete kazancımızdan vergi veririz. Devlet de buna karşılık bizim mallarımızı güvence altına almaya çalışır.
Aksi takdirde ortaya hepimizi tehdit altına atacak bir anarşi doğar. Bu nedenle liberal dünyanın geleneğinde dahi devlet “gerekli” olarak tarif edilir. En büyük özelliği de düzenleyici olmasıdır.

Aynı şeyin sosyal medya için de geçerli olması gerekir. Bir şirketin merkezinin yurtdışında olması onun Türkiye’nin kurallarını çiğneyebileceği anlamına gelmez. Eğer Türkiye’de yaygın biçimde kullanılıyorsa ve dahası Türkiye’den muazzam paralar kazanıyorsa doğal olarak Türkiye’nin kurallarına da uyması gerekir. Fransa’nın, Almanya’nın hukukuna uyduğu gibi Türkiye’nin de hukukuna uymak zorundadır. Onlar nasıl egemen birer ülke ise Türkiye de egemen bir ülkedir.

Ancak gördüğünüz üzere Türkiye’de özgürlük alanları kısıtlı olduğu gibi bir bahane üzerinden bu şirketler Türkiye’nin kurallarından kaçmaya çalışıyor. Son derece saçma bir iddia. Öyle olsa bile bu Twitter’ın derdi değildir. Türkiye’nin ne kadar özgür olduğuna veya ne kadar demokratik olduğuna Twitter mı karar verecek? Tabii ki hayır. Twitter dediğiniz de bir şirketten ibarettir. Ülkelere ilerleme raporu yazmak gibi bir görev ve yetkisi yoktur. Nasıl bir silah şirketi veya otomobil şirketi ülkelerin kurallarıyla sınırlıysa sosyal medyanın da aynı şekilde düzenlenmesi gerekir.

[Sabah, 6 Temmuz 2020]

Etiketler: