SETA Kültür Politikaları ve Medya İlişkisini Araştırdı

''Toplumun, Kültür Politikaları ve Medyanın Kültürel Süreçlere Etki Algısı'' başlıklı kamuoyu araştırmasının sonuçları açıklandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla SETA tarafından yürütülen ”Toplumun, Kültür Politikaları ve Medyanın Kültürel Süreçlere Etki Algısı” başlıklı kamuoyu araştırmasının sonuçları, düzenlenen toplantıyla açıklandı. Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Davut Dursun katıldı. Araştırma sonuçları proje koordinatörü Prof. Dr. Talip Küçükcan’ın sunumuyla duyuruldu.

2 BİN 727 KİŞİYLE YÜZ YÜZE GÖRÜŞME

Prof. Küçükcan koordinatörlüğünde, araştırmacılar Esra Albayrak, M. Mücahit Küçükyılmaz, Şule Albayrak ve Selahattin Güven tarafından yapılan çalışma, Türkiye’de toplumun farklı kesitlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı ve uyguladığı kültür politikalarına bakışını ele alıyor. 2 bin 727 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan anket çalışmasına dayalı araştırma, toplumun mevcut kültür politikalarını ne kadar onayladığını, Kültür Bakanlığı’nın etkinliklerinden farkındalık oranlarını gösteriyor ve bu veriler ile bir yol haritası sunuyor. “Toplumun, Kültür Politikaları ve Medyanın Kültürel Süreçlere Etki Algısı Araştırması” aynı zamanda özellikle televizyon yayınlarının kültürel değerlere etkisinin kamuoyu tarafından nasıl algılandığını ortaya koyuyor. Yayın türü ve içeriklerinin Türkiye’nin toplumsal ve kültürel değerlerini yansıtma biçimlerini, Türkiye’nin sanatı, sineması, müziği ve inanç zenginliklerinin kamu ve özel televizyonlardaki temsillerinin kamuoyu tarafından nasıl değerlendirildiğini gösteren araştırma ayrıca şiddet, cinsellik ve argo içeren programların çocuklar ve gençler üzerinde ne tür etkiler yapabileceğine işaret ediyor.

“TELEVİZYON HAYATIMIZI OLUMSUZ YÖNDE ETKİLİYOR”

SETA tarafından yürütülen araştırmanın çok çarpıcı sonuçları bulunuyor. Buna göre, katılımcıların yüzde 39,2’si günde 2 saate kadar televizyon izlediğini belirtirken, 4 saatten fazla televizyon seyredenlerin oranı ise yüzde 26,5. Cinsiyet dağılımına göre, kadınların yüzde 38,1’i, erkeklerin ise yüzde 40,3’ü 2 saate kadar televizyon izliyor. Katılımcıların yüzde 66,7’si Türkiye’de televizyon yayıncılığının geleneksel inanç ve değerleri zayıflatıcı nitelikte olduğunu ifade ediyor. Dizilerin gençlere olumsuz rol modelleri sunduğunu düşünenlerin oranı yüzde 70,5 gibi önemli bir rakamı bulurken, yüzde 21,6’lık kesim tersini düşünüyor. Katılımcıların yüzde 78,2’si yerli dizilerin çoğunu konu ve görsel içerik olarak çocukların ruh sağlığı açısından sakıncalı buluyor. Yüzde 68,9’luk kesim televizyonlardaki dizi ve magazin programlarının çocuk ve gençleri genelde kültürel değerlere yabancılaştırdığını savunurken, katılımcıların 79,1’i evlilik programlarının Türk aile yapısı ve evliliği olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.

(29.11.2011)

Araştırma sonuçlarının basındaki yansımalarından bazıları:

Hem izlerim hem şikâyet ederim (Akşam)  Haber için tıklayınız

Hayatımız televizyon (Milliyet) Haber için tıklayınız

TV’deki evlilik programları Türk aile yapısını bozuyor (Star) Haber için tıklayınız

Dizi kadınları cinsel obje mi? (Habertürk) Haber için tıklayınız

Beğenmiyoruz ama izliyoruz (Zaman) Haber için tıklayınız

Etiketler: