Seçimlerin Rakamsal Verilerini Nasıl Yorumlamalıyız?

31 Mart seçimini, geçmiş seçimlerin rakamsal ve oransal verileri ile karşılaştırırken dikkate alınması gereken hususlar var.

Seçim sonuçları farklı açılardan analiz ediliyor. Partiler ve ittifaklarla ilgili 31 Mart ve önceki seçimlerin karşılaştırılmasında rakamsal ve oransal analizlerde, bazı değişkenler görmezden gelinerek karşılaştırma yapılıyor.

31 Mart seçimini, geçmiş seçimlerin rakamsal ve oransal verileri ile karşılaştırırken dikkate alınması gereken hususlar var.

1- Öncelikle yerel seçim ve genel seçim rakamlarını karşılaştırırken dikkatli olmak lazım. Yerel seçimler bir önceki genel seçim değil, daha önceki yerel seçimlerle karşılaştırıldığında daha isabetli analizler yapılabilir. Ancak “ittifak etkisi”nden dolayı önceki yerel seçimlerle karşılaştırmak da yeterince açıklayıcı olmayabilir.

2- 24 Haziran seçimleri ve bu seçimlerde parti ve ittifakın toplam oyları karşılaştırıldığında yurt dışı oyları farklılığını göz önünde bulundurmak gerekir.

Unutmayalım, 24 Haziran seçimlerinde yurt dışında bulunan 3 milyon 44 bin seçmenin, 1 milyon 358 bini oy kullandı.

Bu yerel seçimlerde yurt dışı seçmen olmadığına göre, “partilerin 24 Haziran’a göre bilmem kaç bin oyu düştü” demek eksiklik içeriyor.

3- Son iki seçimde partiler ittifaklarla seçime gitti. Ancak ittifak kombinasyonlarının şehirlere ve seçimlere göre değişen farklı dinamikleri var.

4- Bu seçimlerde partilerin tek başına aldığı oy oranlarını tam olarak belirlemek güçlükler barındırıyor. Çünkü ittifak partileri birçok ilde hem belediye başkanlığı hem de belediye meclis üyeliğinde ortak liste çıkardı. Ancak yine de bu seçimlerde 30 büyükşehirde belediye meclisleri ve 51 ilde ise il genel meclisine bakılarak partilerin aldıkları oylar üzerinden genel bir sonuca ulaşılabilir.

5- İttifakların ve partilerin aldığı oy oranlarında; ittifak, dirsek teması ve güç birliği yaptığı partinin etkisi ve katkısı var. Örneğin İstanbul’da CHP’nin oy oranına HDP ve İyi Parti’nin etkisini iyi hesaplamak gerekmektedir. AK Parti ve MHP için de aynı durum geçerli…

Bu girişten sonra 31 Mart seçimlerinin rakamsal ve oransal verilerinin bize ne söylediğine bakalım…

AK Parti’nin 2004 yerel seçimlerinden bu yana elde ettiği oy oranları, 41,6 (2004), 38,3 (2009) ve 43,3 (2014) şeklindeydi. Bu yerel seçimde ise yüzde 44,33 oranına ulaştı. Bu anlamda 24 Haziran’daki yüzde 42,28’lik oy oranının üzerine çıkmış oldu.

Oysa bugüne kadar, 7 Haziran 2015 genel seçimlerini (yüzde 40,8) istisna tutarsak  AK Parti yerel seçimlerde genel seçimlerin altında oy almaktaydı.

Dolayısıyla AK Parti aldığı oy oranları bakımından kazançlı görünmektedir.

Kazandığı belediye başkanlığı sayısına baktığımızda karşımızda şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:

31 Mart seçimlerinin itiraz süreçleri devam etmektedir. Dolayısıyla İstanbul başta olmak üzere bazı yerlerde seçim sonuçları kesinleşmemiştir. Mevcut oy oranları üzerinden değerlendirdiğimizde AK Parti 15 büyükşehir ve 24 il olmak üzere toplamda 776 yerde belediyeleri kazanmış durumda…

2014 seçimlerinde AK Parti 18 büyükşehir ve 30’u il olmak üzere toplam 800 belediyeyi kazanmıştı.

Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı MHP ise, 1 büyükşehir ve 10 il olmak üzere toplam 245 yerde seçimleri kazandı.

Dolayısıyla AK Parti’nin kaybettiği büyükşehirleri hariç tutarsak, diğer kazanamadığı yerler normal seçim siyaseti açısından büyük bir kayıp olarak değerlendirilemez.

AK Parti’nin büyükşehirleri kaybetmesine etki eden önemli bir değişken, ittifak sistemidir. Eğer partiler ittifak yapmadan seçimlere girmiş olsaydı, AK Parti’nin tek başına elde ettiği oy oranları kaybettiği birçok yerde seçimi almasını sağlayabilirdi.

AK Parti’nin kaybetmesinde nasıl İttifak sisteminin büyük bir etkisi varsa, CHP’nin kazanmasında da yine ittifak stratejisi önemli bir etkendir. Çünkü bu seçimlerde HDP ve İyi Parti, CHP’ye seçim kazandırma, AK Parti’ye kaybettirme partisi olarak fonksiyon üstlendiler.

Bu stratejilerinin sonucunda da, İyi Parti 19 ilçe ve 6 belde olmak üzere sadece 25 yerde seçimleri kazanırken, hiçbir büyükşehir ve ilde belediye başkanlığını elde edememiştir. HDP ise 3 büyükşehir ve 5 il olmak üzere toplamda 70 belediye başkanlığını kazanmıştır. 2014 seçimlerinde kazandığı birçok belediyeyi kaybetmiştir.

Bu anlamda, bu seçimlerin mutlak kaybedenlerinin, HDP ve İyi Parti olduğu aşikârdır.

AK Parti açısından rakamların işaret ettiği durum bu. Ancak, rakamların ötesinde AK Parti’ye seçmenin verdiği önemli mesajlar da var. AK Parti’nin, seçmenin verdiği mesajı doğru analiz etmesi, 2023 başkanlık ve yasama oranı seçimleri için hayati önemde.

Bu konuya devam edeceğim…

[Türkiye, 6 Nisan 2019]

Etiketler: