SETA > Yorum |
Tunus'un Seçimi

Tunus'un Seçimi

Seçim öncesi Tunus'taki en bariz siyasi tablo,ülkenin siyasi bölünmüÅŸlüÄŸüydü.Bu tablo,onlarca parti listesinin yer aldığı oy pusulalarına da yansıdı.

Tunus'ta devrik CumhurbaÅŸkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin 14 Ocak'ta ülkeyi terketmek zorunda kalmasının ardından baÅŸlayan demokratik geçiÅŸ sürecinin en önemli duraklarından birisi 23 Ekim'de geçildi. 4 milyonu aÅŸkın Tunuslu hayatlarında ilk defa sonucunu daha önceden bilmedikleri bir seçimde oy kullanmak ve ülkenin yeni demokratik Anayasasını hazırlayacak olan kurucu meclisi seçmek için sandıklara koÅŸtu. Tunus seçimleri aynı zamanda Arap Baharı diye tabir edilen OrtadoÄŸu'daki deÄŸiÅŸim sürecinde gerçekleÅŸen ilk seçim olarak tarihe geçti.  Seçim öncesi Tunus'taki en bariz siyasi tablo, ülkenin siyasi bölünmüÅŸlüÄŸüydü. Bu tablo, onlarca parti listesinin yer aldığı oy pusulalarına da yansıdı. ÖrneÄŸin iki seçim bölgesine ayrılan baÅŸkent Tunus'ta her iki bölgede de 80 parti listesi (her listede 6 aday) toplam 17 koltuk için yarıştı. Ülkede yıllardır devam eden siyasi aktivite ve STK kıtlığı, devrim atmosferinin getirdiÄŸi iÅŸtiyak ile birlikte onlarca siyasi partinin kurulmasına sebep olmuÅŸ.

Nahda "derin halkın" sesi 

Bu süreçte en fazla konuÅŸulan parti Tunus'un en köklü muhalefetini temsil eden taraftarlarının tabiriyle Åžeyh RaÅŸit GannuÅŸi'nin liderliÄŸindeki Nahda Hareketi oldu. GeçtiÄŸimiz 20 seneyi sürgünde geçiren ve bilge-entelektüel kiÅŸiliÄŸi ile sadece Tunus'ta deÄŸil Ä°slam dünyasında da oldukça iyi tanınan GannuÅŸi, Bin Ali'nin devrilmesiyle birlikte memleketine dönebilmiÅŸti. Nahda verdiÄŸi 3 temel mesaj ile halkın Bin Ali devrinde bastırılmış kodlarına ulaÅŸtı ve seçimin tartışmasız galibi oldu. Bu mesajların ilki ve medyada en çok yer bulanı, Nahda'nın Ä°slamcı-muhafazakar kesimin sesi olduÄŸu aynı zamanda çok sesliliÄŸe, reelpolitiÄŸe ve diyaloÄŸa açık olduÄŸu mesajıydı. Bu mesajla, Burgiba'dan Bin Ali'ye uzanan ve Türkiye'nin de acı bir ÅŸekilde tecrübe ettiÄŸi derin devlet "laikçiliÄŸine"e karşı derin halkın sesi olarak kendisini ikame etti. Ä°kinci mesajı yine Türkiye'nin yakından bildiÄŸi yenilikçilik söylemiydi ve Nahda kendisini Tunus'taki ancien rejimin panzehiri olarak takdim etti. Üçüncü olarak ise Tunus devriminin ateÅŸleyicilerinin başında gelen ekonomik darboÄŸaza hitaben yolsuzluk karşıtı söylem geliÅŸtirerek Bin Ali devrindeki aile boyu yolsuzlukların benzerlerini önleyeceÄŸini vaad etti. Bu söylem, Nahda Hareketinin %40'lara yakın oy alması için yeterli oldu. Ayrıca daha önce AK Parti ile çalışmış bir Türk reklam ÅŸirketinin Nahda'nın seçim kampanyasını yürütmesi de Nahda üzerindeki en belirgin Türkiye esintisi oldu. 

Kendisini Nahda'nın panzehiri olarak takdim eden Ä°lerici Demokratik Parti ise tüm ÅŸiÅŸirme operasyonlarına raÄŸmen seçimin en büyük kaybedeni oldu. Ancien rejimin artıklarını da barındıran Ä°DP'nin halk nezdinde "ÅŸeriat geliyor" ve "laiklik elden gidiyor" tarzı korkuları uyandırma çabası, pek bir karşılık bulmadı ve 'muteber' kamuoyu yoklamalarının aksine Ä°DP sıralamada gerilerde kaldı. Pahalıya patlayan yanlış seçim kampanyası stratejisinin en ironik yönü ise daha önce Türkiye'de de muhtelif ÅŸekillerde denenmiÅŸ ve her defasında iflas etmiÅŸ bu stratejiyi uygulayan Ä°DP'nin seçim kampanyasını baÅŸka bir Türk ÅŸirketinin yürütmesi oldu. 

YükseliÅŸteki Ettekettül ve Cumhuriyet için Kongre gibi merkez-sol partiler ise seçim kampanyalarındaki ekonomik vurgu ile Tunus halkı ile aynı frekansa girmeyi baÅŸardı. Ä°DP'nin aksine Nahda ile koalisyon ihtimaline açık kapı bırakmaları da halk nezdinde karşılık gördü, zira cari siyasi tabloda bir koalisyon kurulması kaçınılmazdı ve bu