Petrol Sudan Ucuz Olur mu?

Petrol fiyatları, petrol üreticilerini de tüketicilerini de şaşırtmaya devam ediyor. Fiyatların yükselme beklentisini bir kenara bırakın, düşüş eğiliminin devam edeceği noktasında ortak bir kabul söz konusu.

Petrol fiyatları, petrol üreticilerini de tüketicilerini de şaşırtmaya devam ediyor. Fiyatların yükselme beklentisini bir kenara bırakın, düşüş eğiliminin devam edeceği noktasında ortak bir kabul söz konusu. Varil fiyatının 30 dolara düştüğü, 20 doların telaffuz edildiği bir dönem içindeyiz.

Öyle ki, yaşanılan sürecin adı bile konulmaya başlandı: “Petrol sudan ucuz (Oil is cheaper than water).

Peki gerçekten petrol kaynaklarına sahip ülkeler için önemli bir zenginlik kaynağı olan ve tüketici ülkeler için ise ciddi bir maliyet oluşturan petrolde bu trend nereye kadar devam edecek?

Suudi Arabistan dışındaki OPEC ülkelerinden üretimin kısılarak fiyatlardaki düşmenin engellenmesi yönünde seslerin yükselmesi, bunun bir öncü göstergesi gibi. Buna rağmen, Suudi Arabistan’ın petroldeki pazar payını kaybetmek istememesi, dünya ekonomisindeki yavaşlama, yeni aktörlerin piyasaya girmeleri ve tabi ki kendine has siyasi sebepleri, petrol arzının kısılması önündeki en büyük engel.

Petrol arzının kısılmasını OPEC ülkeleri, OPEC dışındaki ülkelerden bekliyorlar. Yani, petrol fiyatları üretici ülkelerin her biri için zarar oluşturacak şekilde düşmeye devam ederken, bunun sorumluluğunu kimse üstlenmek istemiyor. Böyle bir ortamda da, son 12 yılın en düşük rakamına ulaşan 1 litre petrol, 1 litre sudan daha ucuz hale geldi.

Peki, petrolün sudan ucuz olduğu günler uzun sürecek mi?

İran üzerindeki yaptırımların kalkmasını büyük bir iştahla beklerken, Çin’in petrol talebi düşmüşken ve Amerika kaya petrolünün üretimini devam ettirme konusunda bu kadar istekliyken, petrol tüketen ülkelerin enerji denkleminde daha güçlü hale geldiği bu ortamda, süreç uzun sürecek gibi görünüyor.

Ancak, petrol ihraç eden ülkelerin petrolden kaynaklanan ekonomik göstergelerinde meydana gelebilecek kötüleşme birçok ülkenin iflasına kadar gidebilir. Çünkü, petrol çıkarma maliyeti düşük olan birçok petrol ihraç eden ülke, petrol satabilmek için ciddi bir rekabete girişecek.

Bu yüzden petrol üreten ülkeler için petrole sahip olmanın değil, petrolü satabilecekleri pazar çeşitliliğini sağlamalarının önem kazandığı bir dönemdeyiz.

YENİ OVP’DE PETROL ETKİSİ

Petrol fiyatlarının bu denli konuşulduğu bir dönemde Türkiye ekonomisine yön veren OVP açıklandı. Aslında, Türkiye ekonomisinin 3 yıllık hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Program (OVP), seçim hükümeti döneminde de kamuoyuyla paylaşılmıştı.

Seçim dönemindeki OVP ile bu dönemdeki OVP arasındaki temel farka dikkat çekmekte fayda var. Seçim hükümetinden kaynaklı siyasi belirsizlik, OVP’deki makroekonomik göstergelerdeki hedeflere de yansımıştı.

Şimdi ise, 64. Hükümet’in açıkladığı 2016-2018 Orta Vadeli Program’da birçok makroekonomik göstergenin revize edildiği görülüyor.

1 Kasım sonrasında siyasi belirsizliğin ortadan kalkması, jeopolitik risklerin azalması ve petrol fiyatlarının düşme eğilimine girmesi, ekonomideki büyüme, cari açık ve enflasyon gibi makroekonomik göstergelerin yer aldığı OVP’deki hedefleri olumlu etkilemiş.

Ayrıca, OVP’de küresel ekonomik şartlara göre temkinli ancak gelişimine devam etmek isteyen bir yol haritası hazırlanmış. Özellikle küresel ekonominin birinci gündem maddesi olan petrol fiyatlarındaki düşüş, enflasyon hedefinin yakalanması için de bir motivasyon oluşturmuş.

Petrol ülkeleri arasındaki petrol rekabeti, tüketici ülkelerin petrole ödediği faturanın azalmasını sağlayabilir. Türkiye ekonomisi için de, petrol fiyatlarındaki düşme yalnızca cari açığı değil birçok makroekonomik göstergeyi olumlu etkileyecek.

[Yeni Şafak, 14 Ocak 2016]

Etiketler: