Partilerin Yerel Vizyonu: AK Parti

AK Parti 17 yıldır iktidarda. AK Parti’nin, Erdoğan belediyeciliği üzerine inşa edildiği göz önünde bulundurulduğunda, 1994 yılını milat almak gerekiyor. Bu tarihten itibaren Türkiye’nin birçok şehri, 25 yıldır kesintisiz aynı siyasi gelenekten gelen belediyeler tarafından yönetiliyor.

Bu ve bundan sonra yazacağım bir dizi yazıda siyasi partilerin yerel yönetim anlayışlarını ele almak istiyorum. Özellikle partilerin yerel siyaseti bağlamında, tarihsel mirasuygulama ve toplumun beklentisi başlıkları üzerinden meseleye yaklaşmayı düşünüyorum.

AK Parti ile başlamak gerekirse…

AK Parti 17 yıldır iktidarda. AK Parti’nin, Erdoğan belediyeciliği üzerine inşa edildiği göz önünde bulundurulduğunda, 1994 yılını milat almak gerekiyor. Bu tarihten itibaren Türkiye’nin birçok şehri, 25 yıldır kesintisiz aynı siyasi gelenekten gelen belediyeler tarafından yönetiliyor.

Bu anlamda AK Parti belediyeciliğinin önemli bir geleneği oluşturduğu aşikâr.

AK Parti’nin gelenek ve tecrübe olarak iktidar anlayışısiyaset tarzı ve pratikleri Erdoğan belediyeciliğinin birikimi üzerinden şekillendi.

Erdoğan’ın 1994’te İstanbul’da seçimi kazanmak için başlattığı “siyasal iletişim tarzı” ve yerel yönetimde uygulamaya koyduğu “yönetim anlayışı ve proje belediyeciliği” sonradan, AK Parti siyasetinin ve iktidar pratiklerinin kurucu dinamiğini oluşturacaktır.

Erdoğan o dönemde partisine ve kendisine yönelik oluşturulan direnci ve karalayıcı karşıt kampanyayı, uygulamaya koyduğu yeni iletişim stratejisi ile aşar. Bu iletişim stratejisinin özünde daha önce hiçbir partinin güçlü bir şekilde nüfuz edemediği orta ve düşük gelir seviyesindeki sınıfları oluşturan yeni kentlilere ulaşmak vardı.

İnsanların kapılarına kadar giderek onlarla iletişim kuran, projelerini anlatan, hizmet vadeden Erdoğan, diğer rakiplerinden kolaylıkla sıyrılacaktır.

Buna ek olarak, toplumun göz ardı edilen kesimleriyle diyalog kurarak, sadece oy potansiyeli olan bölgelere gitmek yerine, kendi dünya görüşüne uzak olan kesimlere de görüşlerini ulaştırma gayreti bu stratejiye dâhildir.

Yerel yönetim konusunda eğitimden geçmiş, disiplinli bir teşkilat yapısının oluşturulması ve seçim çalışmalarında ilk defa İstanbul’da uygulamaya geçilen ve sonradan AK Parti’nin teşkilatlanmasında da farklı bir yapıya sahip olan “Kadın Kolları” çalışmaları, bu stratejinin başarısı için hayati derecede bir fonksiyon üstlenecektir.

Uygulamada…

AK Parti’nin yerel yönetim pratiğine bakıldığında, Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde uygulamış olduğu “yönetim anlayışı ve proje belediyeciliği”nin geliştirilerek sürdürülmeye çalışıldığı görülmektedir. AK Parti siyasetinin uygulayıcılarının önemli bir kısmını zaten İstanbul’da yerel yönetim tecrübesinden geçen kadrolar oluşturacaktır.

İstanbul’da Erdoğan belediyeciliğinde model oluşturan uygulamaları, AK Parti öncesi diğer şehirlere transfer edilmişti. AK Parti hükûmetleri döneminde ise daha önce yerelde başarılı olan uygulamalar, ülke yönetimine transfer edilecektir.

Örneğin toplumun talep ve şikâyetlerinin belirlenmesinde Beyaz Masa uygulaması, BİMER ve CİMER gibi uygulamalarla devam ettirilecektir. Dar gelirlilere yönelik sosyal konut ihtiyacı için başarılı bir uygulama olan KİPTAŞ, Türkiye geneli için TOKİ üzerinden sürdürülecektir.

Yine sosyal belediyecilik anlayışı, altyapı hizmetlerinde standartların yükseltilmesi, ulaşımda iyi uygulama örnekleri, hem “yerel kalkınma” önceliklerinde hem de Türkiye’nin genel siyasetinde uygulamaya konulacaktır.

Toplumsal beklentiler…

Şehirlerin büyümesi, nüfusunun artması, toplumun hayat standardının yükselmesi ve teknolojik gelişmelerin sonucunda yeni sorunlar ortaya çıktı. Ayrıca toplumun yerel yönetimden beklentileri farklılaştı.

Dolayısıyla, büyük yatırımlar yapılmasına rağmen, toplu ulaşıma dair problemler, kentsel dönüşümde yaşanan sıkıntılar, ulaşımda kent içi trafik ve otopark yetersizlikleri gibi başlıklarda şikâyetler artmaktadır.

Kentsel altyapı, şehir şantiyeciliği, sosyal donatı alanlarının yetersizliği, mimaride dikey yapılaşma ve kent estetiği ile ilgili memnuniyetsizlikleri ayrıca saymak gerekmektedir. Yine özellikle denetimden kaynaklanan mikro sorunlar da önemli bir şikâyet başlığını oluşturmaktadır.

Bu konulardaki sıkıntıları Erdoğan zaman zaman toplumun önünde kendisi de dile getirmektedir.

Erdoğan, AK Parti’nin bu konulardaki tarz-ı siyasetinin ne olması gerektiği ile ilgili düşüncelerini de, 1994’te İstanbul’da seçimleri kazanmasının hemen ardından dile getirdiği şu cümlelerin benzerleri ile sürekli tekrar etmektedir:

“Bizim kazanmamızın esprisi, kibirlenmeden, böbürlenmeden, ayaklarımızın üstüne basarak makama gelmemizdir. Ateşten bir gömlek giydim. Emanet aldığım 10 milyonun oyu var. Sahip çıkmazsam tarih benden davacı olur.”

[Türkiye, 6 Kasım 2018]

Etiketler: