Öğrenilmiş Yargı Kültürü ve Seçim Barajı

Tartışmanın temelinde, siyasetin ya da yasama organının görev alanına Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere yüksek yargının çeşitli araçlarla müdahale etmesi bulunmaktadır.

Siyasi kültürümüzde, ‘yargısal aktivizm’ konusu her dönemde, bir şekilde, gündemde kalmayı başarmıştır. Tartışmanın temelinde, siyasetin ya da yasama organının görev alanına Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere yüksek yargının çeşitli araçlarla müdahale etmesi bulunmaktadır.

Yargının siyasal alana müdahalesinin önemli araçlarından biri, medya ve diğer iletişim araçlarının çeşitli ağlar ve mekanizmalar yoluyla kullanılmasıdır.

Özel ağlar ve bağlantılar kullanılarak konu gündemin ilk maddelerinden biri haline getirilir ve kriz derinleştirilerek kamuoyu verilecek karara hazırlanır.

Geçmişte siyasi partilerin kapatılması ve ‘367 kararı’ başta olmak üzere, özellikle seçime gidilen dönemlerde siyasete karşı ‘siyaset dışı müdahalelerin’ yüksek yargı tarafından yapılması ‘öğrenilmiş bir yargı kültürü’nün varlığını göstermektedir.

Bu bağlamda, seçimlere altı ay gibi kısa bir zaman kalmışken Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, doğrudan yasamanın ve siyasetin alanına giren seçim barajı konusunu ‘bilinçli bir şekilde’ ve önceleyerek tartışmaya açması, hiçbir zaman ‘salt hukuki’ olmayan bu kültürün bir başka tezahürüdür. Gündeme getirilen bu tartışmanın kamuoyu tarafından ‘siyasi’ olarak algılanmasının ve nitelenmesinin iki gerekçesi var. Bunlardan ilki tartışmanın hukuki boyutuyla ilgili. Daha önce de seçim barajı mahkemenin önüne gelmiş, bizzat başkanın kendisi, ‘yönetimde istikrar’ atfı yaparak barajın devam etmesi yönünde oy kullanmıştır. Ayrıca, AİHM, 2006 yılında açılan davada Türkiye’de uygulanan yüzde 10’luk seçim barajının TBMM’nin ‘aşırı şekilde bölünmesini ve işlevsiz hale gelmesini önlediği’ gerekçesiyle ‘insan hakları ihlali’ olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetmiştir. Ek olarak, “seçim sisteminde yapılacak değişikliklerin bir yıl içinde uygulanamayacağı” ve de “kanuna veya düzenleyici işleme karşı bireysel başvuruda bulunulamaz” maddeleri çok açıktır. Konunun bu paralelde birçok tartışmalı yönü bulunmasına rağmen dosyanın gündeme alınma zamanlaması bu bağlamda önem arz etmektedir. Dolayısıyla, bizzat kararın ne olduğunun ötesinde, tartışmanın kendisi bile yargının siyasal kurumlar, süreçler ve sonuçlar üzerinde denetim ve etkide bulunmasının kapısını aralamaktadır.

ZAMANLAMA SORUNU

İkinci boyut, tartışmanın siyasetteki işlevselliğiyle ilgili… Burada da ‘zamanlama’ faktörü önem kazanıyor. Anayasa Mahkemesi ne karar verirse versin, 2015 seçimlerine giderken baraj konusu üzerinden seçimlerin sonucu tartışmalı hale getirilmeye dönük algı çalışmaları başlatılacaktır. Yine mahkemenin muhtemel bir ‘ihlal kararı’ vermesi durumunda, 2015 seçimleri öncesi ‘siyasi bir kaos’ ortamının oluşturulmasına yönelik çabalar yoğunlaşacaktır.

Ayrıca, siyasi partilerin seçim kampanyaları, hizmet siyaseti ve projeler üzerinden tartışılamayacaktır. Mahkemenin kararı, tüm diğer tartışmaları domine edebilme ihtimali barındırmaktadır. Mahkeme Başkanı’nın başlattığı tartışmanın diğer bir boyutu yüzde 10’luk seçim barajı ile ilgili siyaset kurumunun tutumudur. AK Parti, ‘demokratikleşme paketinde’ seçim barajı ile üç farklı öneri sunarak bu önerilerin tartışılmasını ve muhalefet partilerinin de katkısını talep etmişti.

Bu öneriler, mevcut yüzde 10 barajının devam etmesi, seçim barajının yüzde 5’e çekilerek 5’li gruplandırmalarla daraltılmış seçim sistemine geçilmesi ve ülke barajının tamamen kaldırılarak dar bölge seçim sisteminin uygulanmasıydı. Söz konusu önerilere muhalefetten ciddi bir katkı gelmediği için öneri rafa kaldırıldı. Bu bağlamda, eğer Anayasa Mahkemesi, bugün değil de söz konusu dönemde tartışmayı başlatsaydı, demokratik siyasetin sınırlarını genişletme bağlamında siyaset kurumunu teşvik edebilirdi. Şimdi ise başlatma gerekçesi ve tavrı ne olursa olsun Anayasa Mahkemesi’nin kendisi ve kararları, daha geniş bağlamda, girişte sözünü ettiğimiz, ‘öğrenilmiş yargı kültürü’ tartışılacaktır.

[Sabah Perspektif, 6 Aralık 2014]

Etiketler: