Obama’nın Dış Politikası Dökülürken

ABD'liler Obama'nın fecaatlerini seçimlerde cezalandırabiliyorlar. Sorun şu ki maalesef Obama'nın Ortadoğu politikasının ceremesini çeken Ortadoğu halklarının Obama'yı cezalandırmasının bir yolu yok.

Amerikan Başkanı Obama sadece başlarda büyük vaatlerle selamladığı İslam dünyası için değil, seçmenleri hatta yakın çalışma arkadaşları için de büyük bir hayal kırıklığı oldu. An itibarıyla özellikle Ortadoğu’ya ilişkin meselelerde çatışmadığı, boşa düşürmediği veya yalancı çıkarmadığı kritik kurum neredeyse kalmadı. Yönetimden birer birer kopan kilit isimler anılarında ya da röportajlarında Obama’nın “yapması gerekirken yapmadıklarına” ağır eleştiriler yönelttiler. Milli güvenlik meselelerine ilişkin Obama’nın başına buyruk ve nihayetinde hatalı çıkan adımları ve atamaları özellikle asker-istihbarat bürokrasisini fazlasıyla öfkelendirmiş görünüyor.

Dışişleri Bakanı Kerry bu sürecin en fazla yıpranan isimlerinden birisi. Dışişleri Bakanı sıfatıyla ABD’nin “yapması gerekirken yapmadıklarını” müttefiklerle görüşme görevi üzerinde kalan Kerry, aynı zamanda Obama’nın yerine getiremeyeceği vaatlerini dünya kamuoyuna satmak gibi ağır ve gurur kırıcı bir çabayla da memur kılınmış. Kerry neredeyse Obama ile dış dünya arasında bir arabulucu görevi üstlenmiş durumda. Hal böyle olunca Obama golf oynamakla meşgulken Obama’nın yapmadıkları ve karar veremediklerini mazur gösterme rolünü oynamak da Kerry’ye düşüyor.

HERKES AYRI TELDEN ÇALIYOR

Obama’nın umarsızlığı savunma bürokrasisinin de dengesini bozmuş veya sabrını taşırmış durumda. Savunma Bakanı Chuck Hagel ve Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey bu duruma iki çarpıcı örnek.

Hagel birçoklarına göre basına kendisinin sızdırdığı bilgi notunda Obama’nın Suriye politikasını yerden yere vuruyor. İlk olarak New York Times’ta bahsedilen iki sayfalık bilgi notunu Hagel, Obama’ya göndermiş ve özetle Suriye’deki hava saldırılarının ABD hava kuvvetlerini, Esed’in hava kuvvetlerine dönüştürdüğünü söylüyor. Radikal gruplara yönelik (saldırıların sadece radikal gruplara yönelik olmadığını şimdiye kadar herkes anlamıştır sanırım) hava saldırılarının Esed üzerindeki baskıyı azalttığını hatta Esed’e “kıyak” yaptığını, bundan istifade eden Esed’in de Suriye’nin organik muhalefetine yönelik saldırılarını artırıp genişlettiğini ifade ediyor. Aslında Hagel, benim bu köşede bir süredir sistematik olarak yazdığım bir okumayı en yüksek ağızdan tekrar etmiş oluyor: ABD bombardımanı Esed’li bir çözüme herkesi mecbur bırakmak üzerine dizayn edilmiş. Bu sebepten Pentagon’la Beyaz Saray arasında Suriye kaynaklı görüş ayrılıkları gittikçe büyüyor.

BOZACININ ŞAHİDİ 

Bu durumun dengesini bozduğu bir isimse General Dempsey. Dempsey en hafif tabirle saçmalıyor. Hem de ölçüsüz hem de vakitsiz saçmalıyor. Bizim askerin “erke dönergeci” seviyesinde saçmalıyor. İsrail’in son Gazze saldırısında sivil can kayıplarını engelleme yolunda olağanüstü bir yol kat ettiğini söyleyecek kadar dengesi bozulmuş Dempsey’in. Son Gazze saldırısında İsrail’in katlettiği Filistinlilerin büyük çoğunluğunun sivil olduğunu BM dahil söylemeyen, belgelendirmeyen uluslararası kurum kalmadı oysa… Bu deli saçmalarının İsrail’in Kudüs’te Harem-i Şerif’e yönelik tecavüzlerinin had safhaya ulaştığı şu günlerde yapılması, saçmalamaları daha da talihsiz kılıyor. Saçmalama da yetmiyor bir de İsrail’in bunu nasıl başardığını öğrenmek için ABD ordusundan İsrail’e bir heyet gönderdiğini söylüyor Dempsey. Vah Amerikan ordusuna, vah vah ABD ve İsrail’in bundan sonra katledeceği Ortadoğu halklarına. Belki de Dempsey “veremi gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor”. Suriye’de koalisyon uçaklarının IŞİD bahanesiyle muhalefeti hedef almasını ve artan sivil can kaybına “bizden beteri de var” diyerek ses çıkarmamamızı bekliyor.

ABD’liler Obama’nın fecaatlerini seçimlerde cezalandırabiliyorlar. Oylarıyla Obama’yı “Topal Ördek”e çevirebiliyorlar. Sorun şu ki maalesef Obama’nın kararlarıyla ve kararsızlıklarıyla şekillendirdiği ABD’nin Ortadoğu politikasının ceremesini çeken Ortadoğu halklarının Obama’yı cezalandırmasının bir yolu yok. Böylece ödeşme ahirete kalıyor…

[Akşam. 10 Kasım 2014]

 

Etiketler: