Adalet ve Kalkınma Partisi'nin milletvekili listelerinin ilanı, seçim beyannamesinin açıklanması ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın özellikle Kürt meselesi hakkındaki açıklamaları eski tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Niyet okumasına dayalı eksik deÄŸerlendirmeler, AK Parti kurulduÄŸundan bu yana tartışmalara yön veriyor. Ä°ktidarının ilk yıllarında 'siyasal kimlik ve ajanda' baÅŸlıkları altında yapılan eleÅŸtiriler, geçen dokuz yılda ÅŸekil deÄŸiÅŸtirerek bu defa partinin gelecek perspektifi üzerinden yapılmaya baÅŸlandı. Dün AK Parti düzeni deÄŸiÅŸtirmek isteyen 'Ä°slamcı' bir parti olarak nitelendirilirken, bugün düzeni savunan, "devletçi" bir parti olarak eleÅŸtirilmektedir. ErdoÄŸan'ın siyasal duruÅŸunu doÄŸru tahlil edemeyen bazı yorumcular onu "reformculuÄŸunu kaybetmek, statükoya teslim olmakla" eleÅŸtirmektedirler. Bu eleÅŸtirilerin kaynağında ErdoÄŸan'ın 'devletçi' bir çizgiye kaydığı ve 'müesses nizama' ram olduÄŸu ÅŸeklinde genel bir argüman bulunuyor.
Aslında ErdoÄŸan bu sorulara partisinin kuruluÅŸ döneminde yoÄŸun biçimde cevap verdi. ErdoÄŸan 12 Ekim 2003'te partisinin 1. OlaÄŸan Kongresinde yaptığı konuÅŸmada "AK Parti'nin çatışmacı deÄŸil, uzlaÅŸmacı" bir siyaset anlayışını benimsediÄŸini söylerken 'muhafazakâr demokrat' kimliÄŸin neleri kapsadığını uzun uzun anlattı. Son tartışmalarda da görüldüÄŸü üzere toplumun bir kısmından yükselen 'radikal deÄŸiÅŸim' arzusuna ErdoÄŸan sıcak bakmamakta ve deÄŸiÅŸimin 'tabii seyrinde ve tedrici' ilerlemesi gerektiÄŸini düÅŸünmektedir. Bu strateji ErdoÄŸan'ın partisine siyasal karakter veren en önemli prensiplerden biridir. ErdoÄŸan, muhafazakâr gelenekte kaim olduÄŸu üzere önce iktisadi ve toplumsal sorunları çözmek daha sonra deÄŸiÅŸen siyasal atmosferle birlikte siyasal sorunları çözmek istemektedir. Bu politik stratejinin doÄŸruluÄŸu konusunda ÅŸüphesi olanlar yakın dönem Türkiye pratiÄŸine veya Özal deneyimine bakabilirler. Bu çizgi, bir yandan muhafazakâr/ dini deÄŸerlere saygılı, diÄŸer yandan kalkınmacılığı ve teknolojik modernleÅŸmeyi esas alan yeni bir cumhuriyetçilik yorumu geliÅŸtirmek istemektedir.
Strateji deÄŸiÅŸikliÄŸi mi, taktik deÄŸiÅŸikliÄŸi mi?
AK Parti listeleri üzerinden spekülatif bir tartışmanın içinde olmak istemem. Yapılacak analizin, partinin siyasal prensipleri ve programı üzerinden yürütülmesinin bizi daha serinkanlı bir noktaya götüreceÄŸini düÅŸünüyorum.
ErdoÄŸan, Kürt meselesiyle ilk defa iktidarı döneminde muhatap olan bir lider deÄŸil. Ä°stanbul Ä°l BaÅŸkanlığı döneminden itibaren sorunu yakından takip eden ve bu meseleye yoÄŸunlaÅŸan biri. ErdoÄŸan geçen son 9 yılda sadece söyledikleriyle deÄŸil, yaptıklarıyla da devletin resmi Kürt siyasetini deÄŸiÅŸtirdi. Ona sebep bu meselede geri adım atması mümkün deÄŸil. Geri adım atma tartışması bir yana dün ErdoÄŸan'ı 'açılım yapmak'la eleÅŸtiren çevrelerin bugün 'açılımı sonlandırmak'la itham ettiklerine dikkat çekmek gerekiyor. Aslında ErdoÄŸan'ın demeçleri yakından takip edildiÄŸinde çizgisinde bir kırılma deÄŸil, kararlılık görülüyor. Bugünkü tartışma, hadisenin noktasal bazı sözler üzerinden yapılmasından kaynaklanıyor. Kürt meselesini genel demokratikleÅŸme perspektifi içinde çözmeyi amaçlayan ErdoÄŸan, sorunun kapsamlı çözümü için paralel yürüyen üçlü bir çerçeveyi önermektedir: Kalkınma, demokratikleÅŸme ve bu iki unsurun tamamlayıcısı olarak güvenlik. Bu yaklaşım AK Parti'nin çözümü 'ekonomi, özgürlük ve güvenlik' kavramlarının öne çıktığı bir formülde gördüÄŸü anlamına gelmektedir. Bu yaklaşımda isimler deÄŸil, prensipler öne çıkmakta ve genel perspektif önem kazanmaktadır.
AK Parti, programında, siyasi bir sorun olarak Kürt meselesinin çözümünü, asayiÅŸ yaklaşımında ve güvenlik tedbirlerinin artırılmasında görmediÄŸini söyleyip, demokrasinin tek çare olduÄŸunu ifade edilmektedir. AK Parti, Kürt meselesini 'ne sadece bir iÅŸ ve aÅŸ meselesi' ne de 'salt bir kimlik meselesi' olarak görmektedir. ErdoÄŸan'ın, demokratikleÅŸme vaadi ve özgürlüklerden yana olan tavrı, 2 genel, 2 yerel ve 2 referandum olmak üzere toplam 6 seçimde partisini bölgede birinci yapmıştır. ErdoÄŸan'ın 'muhafazakârdemokrat' ve reformcu söylemi, Kürtler arasında karşılık bulurken, uzun bir aradan sonra ilk defa bölgede rekabetçi bir siyasi yapı ortaya çıkmıştır. ErdoÄŸan, sorunun tanımlanmasında MHP ile, çözümünde BDP ile anlaÅŸamamaktadır. ErdoÄŸan, bu partilerle 'milliyetçilik' yarışına girmeyip, makul çoÄŸunluÄŸa seslenmeyi ve sorunu tabi seyri içinde çözmeyi amaçlamaktadır. AK Parti, BDP'nin 'kimlik' siyasetine karşı dururken merkez saÄŸ partilerden farklı olarak sadece 'hizmet' siyasetine dayanmamakta kimlik konusunda da önemli düzenlemeler yapmaktadır. Hakkını teslim etmek gerekirse ErdoÄŸan, Kürt meselesi karşısında hem Turgut Özal hem de Necmettin Erbakan'dan daha cesur bir siyaset izlerken, Kürtlerin haklarını MGK'ya deÄŸil, AB kriterlerine havale etmektedir. Son tahlilde BaÅŸbakan Tayyip ErdoÄŸan'ın Kürt sorununa yaklaşımının deÄŸiÅŸip deÄŸiÅŸmediÄŸini isimler üzerinden tartışmak yerine ilkeler ve vaatler üzerinden tartışmak gerekmektedir. Büyük resme bakıldığında ErdoÄŸan'ın Kürt meselesinin çözümünde bir siyaset deÄŸiÅŸikliÄŸine deÄŸil, taktik deÄŸiÅŸikliÄŸine gittiÄŸi görülüyor.