Muharrem İnce’nin Sesi Kısıldı

Gün gibi ortadaydı. CHP'nin kafasında kurduğu tek formül (Gül formülü) çökünce elde alternatif kalmadığından parti için hesaplaşmaya dönüldü. Milletvekili listeleri artık bu konuda şüphe bırakmayacak kadar açık bir resim ortaya koydu.

CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Muharrem İnce’nin isminin açıklandığı günden beri kanaatim aynı. Bu Cumhurbaşkanlığını kazanmak üzere yapılmış bir hesap değil. “Kılıçdaroğlu partisini seçim sonrasına hazırlamanın peşinde” dedik.
Muharrem İnce’nin kazanamayacağını bildiği için bu yolla onu tasfiye etmek istiyor.
Bunları söylediğimizde CHP destekçileri bizi suçladılar. Yine ortadaki basit siyasi gerçekleri görmekten kaçtılar. “CHP bu sefer çok akıllıca hareket ediyor” diyenden geçilmedi ortalık. “İlk defa CHP’nin bir stratejisi var” dediler. Ben de hep strateji kelimesinin bu kadar ayağa düşürülmesinden şikayetçi oldum.
Ama CHP taraftarları ısrarla kurnaz bir strateji arayışına girdiler. Ve hatta bunu ilk defa oluyor sandılar. Halbuki her seçimde aynı lafı duyarız biz. “Bu sefer CHP çok iyi iş yaptı” denir. Seçim sonrası eleştiri yağmuruna tutulur.
Halbuki ne ilk ne son. CHP her seçime hazırlıksız gider. Ama medya ayağı ona güzellemeler yapar. Kendi kendilerini kandırırlar. Bu kez de öyle oldu. Seçim kararı alındığında CHP hazırlıksız yakalandı. Sonra alelacele Abdullah Gül formülü kurmaya kalktı. Gül formülü çökünce CHP ne yapacağını bilemez haldeydi. Ama CHP taraflısı medya bunu bile kurnaz bir formül gibi sundu. CHP gündemde kalıyor diye mutlu oldular. Belki de kendileri de inandılar. Halbuki Gül formülü çökünce CHP’nin yapabilecek başka bir manevrasının bile kalmadığı ortaya çıktı. Muharrem İnce’nin adı iyinin kötüsü olarak sunuldu. “Bu da CHP kendi tabanından aday gösterdi” diye övüldü. İyi de kazanma şansı olmayan aday çıkarmak mı marifet?
Tabii ki değil.
Gün gibi ortadaydı. CHP’nin kafasında kurduğu tek formül (Gül formülü) çökünce elde alternatif kalmadığından parti için hesaplaşmaya dönüldü. Milletvekili listeleri artık bu konuda şüphe bırakmayacak kadar açık bir resim ortaya koydu.
Kılıçdaroğlu sadece İnce’yi tasfiye etmekle yetinmedi. Ona yakın milletvekili adaylarını da liste dışı tutarak, İnce’yi CHP içinde bir daha varlık gösteremeyecek hale getirdi.
İnce de Cumhurbaşkanlığı kaybedeceğini biliyordu. Ama CHP’den daha fazla oy aldığında liderliğe oynayacaktı. Delege yapısını elde bulunduran Kılıçdaroğlu’na meydan okuyabileceği tek alan partiyi bölme tehdidi olacaktı. 20 milletvekiliyle mecliste bir grup kurma ihtimali vardı. Şimdi Kılıçdaroğlu bu hamleyle İnce’nin tek şansını de elinden alıyor.
Hesaplaşma şimdiden başladı diyebiliriz. Zira İnce’nin tepkisi sert oldu. Ve daha da sertleşecek. İnce’nin kaybedecek şeyi yok. Sonuna kadar oynarsa kazanır. Aksi taktirde kurumları elinde tutanlara karşı adım adım kaybeder. Zaman kurumları tutanlardan yanadır. Meydan okuyanlar hızlı hareket etmek zorundadır. İnce bunu görebilir mi bilmiyorum. Ancak boğulmak üzere olduğunu hissediyor. Mitingleri iptal etmesi bunun göstergesi. İnce’nin elinde pazarlık için ne gibi kozlar olduğunu da pek bilemiyoruz. Ama sonuna kadar zorlayacaktır. Popülizm silahını çekip bölünmeyi bugünden başlatmakla tehdit edebilir. Böyle bir kriz olsa da olmasa da zaten kaybedecek. Ama İnce kaybetmeye zaten hazırlıklı. Eğer isyan ederek kaybederse, en azından Kılıçdaroğlu yüzünden kaybettiği iddiasını seslendirebilir. Ve tersine bir tasfiye sürecini başlatabilir. Bakalım İnce bu cesareti gösterebilecek mi? Ama kendisini “zaman içerisinde kazanırım nasıl olsa böyle kahramanlıklara gerek yok” gibi sözlerle aldatırsa uzun vadede kaybeder. 25 Haziran sabahı ekranlarda son kez görünür ve sonra tarihin tozlu raflarında yerini alır. Ama şimdi sertleşirse bir şansı var..

[Takvim, 22 Mayıs 2018]

Etiketler: