Mısır’da Yeni Bir Devrim Olacak mı?

30 Haziran'da Mursi'yi iktidardan düşürmek amacıyla kurulan “Temarrud” (İsyan) hareketinin, çalışmalarına iki ay önce başlaması sıradan bir adım değil.

‘’Mısır devrimi’’ Hüsnü Mübarek’in gitmesiyle başlamıştı. Mısır’ın iki senedir yaşamış olduğu farklı süreçler ve hâlâ yaşadıkları da devrimin devamı niteliğinde. Bu manada, Mübarek’in iktidardan indirilmesini devrimin tamamlanması değil, bilakis başlangıcı olarak görmek daha doğru bir tespit olacaktır. Eski rejimin başı kesilmiş olmasına rağmen ülkede 50 yıldır kemikleşmiş vesayetçi yapının ve toplumda yarattığı çıkar zihniyetinin topluma hali hazırda büyük oranda etkisi var. Aynı zamanda, yaşanan süreçlerin neticesi Mısır’ın ve bölgenin gelecek 50 yılının gidişatını da belirleyecektir.

MURSİ’NİN MUHALEFETLE MÜCADELEYLE DOLU İLK YILI

Mısır Cumhurbaşkanı Dr. Muhammed Mursi’nin iktidara gelişinin bir yılı dolmak üzereyken, iktidara gelişinin yıldönümü planlı bir kargaşaya dönüştü. Ülkede 50 yıldır ilk defa halk isteğiyle seçilen bir cumhurbaşkanının göreve gelişinin ilk yılının kutlanması yerine, şu an muhalefet girişimleriyle Mursi’ye yönelik bir ‘karşı devrim’ yapma durumu gündemde.

Son bir yıllık sürece baktığımızda Mursi ve ‘’Müslüman Kardeşler’’ iktidarına karşı birçok hareket ve oluşum ortaya çıktı. Söz konusu muhalif  hareketler, hiçbir girişimlerinde başarılı olamayıp, son olarak yeni bir oluşuma giderek ezberlerini bozamadıkları aynı propagandalarla muhalefet yürütüyorlar. Muhaliflerin ortaya koyduğu performansın bir yıllık bilançosuna göre, Mursi’ye karşı 50 iftira kampanyası, 5812 protesto, 7709 eylem ve 24 defa Mursi’yi düşürmek birçok gösteri düzenleme girişimi gerçekleşti.

BAŞARI SAYILMAYAN GERÇEKLER

Mursi’nin itibarını ve iktidarını hedef alan bu girişimler, büyük oranda medya desteğiyle gerçekleşti ve her ne kadar Mursi’yi iktidardan edebilmiş olmasa da, halk arasında Mursi’ye duyulan sempatinin azalmasına sebep oldu. Ancak Mursi’nin bakanlıklarda yaptığı değişikliklerden sonra özellikle ekonomide gözlenen –az da olsa- iyileşmeler halkın yeniden ümitlenmeye başlamasına ve dolayısıyla muhaliflerin girişimlerden netice alamamalarına neden oldu.

Mursi’nin bu süreçte karşılaştığı en büyük sorun, bu sürede ortaya koyduğu politikaların elde ettiği başarıların, muhalefet tarafından “vatandaşların büyük kesimini ilgilendirmeyen gelişmeler” olarak lanse edilmesi. Muhalefete göre, “son bir yılda askerin siyasi hayattan bertaraf edilmesi, yeni sivil Anayasa’nın yapılması, dış politikada birçok adım atılması gibi konular Mısırlıların günlük hayatını ilgilendirmemektedir. Çünkü vatandaş onurlu ve refah içinde yaşamak istemektedir ve devrimin asıl amacı da bunu sağlamaktır!”

MUHALEFET ARTIK ‘FÜLUL’UN YANINDA

Mısır’da geride kalan süreci özetlemek gerekirse; iktidara gelen yeni rejim, fülul olarak isimlendirilen eski rejim kalıntıları ile mücadele içerisinde. Sandıkta bir başarı elde edemeyen eski rejim yanlısı ve muhalefetin Mursi ve Müslüman Kardeşler iktidarına yönelik girişimlerden bir sonuç çıkmayınca, Muhalefet bu kez çareyi eski rejimden kalma yapılarla birleşmekte buldu ve bu sebeple ülkede 3 aydır sonu gelmeyen şiddet olayları yaşanıyor. Bu şiddet olaylarının arkasında siyasi yapılar var ve bu olaylar değerlendirilirken sanki iki taraf arasında cereyan ediyormuş gibi gösteriliyor. Oysa bu şiddeti üretenler tamamen eski rejim yanlıları. Ve üstelik muhalefet tarafından da kınanmıyorlar.

Bir yıl önce Mübarek’in idamı talep eden muhalefetin bugün Mübarek yanlılarıyla aynı safta olması ise başlı başına bir ironi. Mursi’ye karşı olan bu muhalefetin toplumda bir derinliği olmadığı ve sokaklarda bir kalabalık oluşturamayacağı için, eski rejimle taraftarlarıyla birleşip İhvan iktidarına karşı –yeni- bir devrim gerçekleşmesini umuyor.

30 HAZİRAN’IN PERDE ARKASI

30 Haziran’da Mursi’yi iktidardan düşürmek amacıyla kurulan “Temarrud” (İsyan) hareketinin, çalışmalarına iki ay önce başlaması sıradan bir adım değil. Dahası, iktidara sadece bir yıl önce gelen bir cumhurbaşkanını düşürmeyi hedef edinmek hiç makul değil. Bu sebeple, Temarrud hareketini çok önceden ilan etmelerindeki amaç, gündem oluşturarak toplumda sanki devrim olacakmış gibi bir algı oluşturmaktı. Bunun yanı sıra, ‘yönlendirici medya’ aracığıyla sürekli gerçek olmayan haberlerle insanların zihinlerinde İhvan’a ve yöneticilere karşı hamleler yürütüldü. Bu çalışmalar neticesinde, eski rejimin beslediği şiddet olaylarına yöneldiler. Kiralanmış çeteler aracığıyla partilerin ve İslamcıların derneklerine, binalarına saldırılarak düzenletilerek, medyada halk İhvan’a ve yöneticiler karşı çıkıyor gibi bir gündem oluşturulmaya çalışıldı.

Demokrasi hayatına yeni geçen Mısır’ın geçiş dönemini sağlıklı tamamlayamaması, ülkenin sürekli huzursuzluk ve kaos ortamında yaşaması muhalefetin tek çaresi. Diğer yandan ise ülkede şiddeti besleyerek açık şekilde askerin iktidara müdahalesi ve İhvan iktidarına son vermesi için çağrıda bulunuyorlar. Görünüyor ki, sırf İhvan ve İslamcılar iktidarda kalmasın diye liberal, laik ve etik kesim askeri tercih ediyor.

Devletin kurumlarında derinleşen yolsuzluk, rüşvet ve çıkar zihniyetinin yanı sıra özellikle kurumların başındaki eski rejim yanlısı çalışanların varlığı nedeniyle, yeni hükümetçe yapılan reformlar etkisiz kılınıyor. Derin devlet olarak bildiğimiz yapı, ele geçirdiği hassas mevkilerle (medya sektörü, yargı, ekonomi, istihbarat) çeşitli muhalefet oluşumlarına açık şekilde destek sağlıyor. Bu sebeple, örneğin Mübarek yönetiminin önemli kalelerinden olan polis teşkilatı görevini yerine getirmiyor ve güvenliği sağlamıyor.

MURSİ TARAFTARLARININ HAMLESİ

Ülkede muhalifler sivil-bürokrat işbirliği ile Mursi’yi devirmek için bu tür hamlelerde bulunurken, Mursi yanlıları da boş durmadı. Geride kalan haftada başta İhvan hareketi olmak üzere Mursi’yi destekleyen İslami oluşumlar, yakınlarda Türkiye’de benzerini gördüğümüz “Milli İradeye Saygı” benzeri milyonlarca insanın katıldığı mitingler ile Mursi’ye sahip çıktılar. Gösterilerin ana hedefi; Mursi’nin toplumdaki gücünü göstermek ve askere “Mursi’ye karşı darbe olursa, bunu kabul etmeyecekleri” şeklinde örtülü bir mesaj vermekti.

MURSİ’NİN KONUŞMASI VE MUHALEFETİN HAYÂL KIRIKLIĞI

Mursi’nin birkaç gün önce yaptığı önemli bir konuşmada Genelkurmay Başkanı ve Mısır Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin salonda birinci sırada olmaları çok önemli bir görüntüydü. Ülke bürokrasisinin önemli isimlerinin Mursi’nin yanında yer alması, muhalefetin destekçilerinden biri olan askerlerin muhalefet üzerindeki etkisini zayıflattı.

Mursi’nin konuşmasındaki ince mesajların ise dikkatle okunması lazım. Mursi’nin konuşma tarzının halk diline yakın olmasının, sokaktaki vatandaşların sorunlarına daha rahat değinmesini ve konuşmasının toplumda karşılık görmesini sağlayacağı kesin. Mursi’nin geride kalan bir yıl boyunca hatalar yaptığını itiraf edip vatandaşlardan sabır istemesi, karşısındaki engelleri açık bir şekilde vatandaşa anlatması insanlardaki gerilimi azaltmış durumda. Şiddet olaylarına sebep olan eski rejim yandaşlarının isimlerini açık bir şekilde sıralaması ve devletin yanı sıra toplumun da kendi sorumluğunu taşıması gerektiğini söylemesi ise ayrıca altı çizilmesi gereken noktalar olarak öne çıktı. 

Etiketler: