Mısır’da Stratejik Müdahale: Tahrir’de Neler Oluyor?

Sonuç her ne olursa olsun Mısır artık eskisi gibi olmayacak. Bu gelişmelerin etkisi tüm bölgeye yayılacak.

Mısır’da son bir kaç gündür gelişen olaylar bölgenin önümüzdeki on yıllarda kaderini belirleyecek kadar önemli. Bu nedenle gelişmeleri kimin nerede durduğu konusunda toptancı yorumlarda bulunmadan anlamaya çalışmak gerekiyor. Özellikle de Tahrir Meydanı’ndaki gelişmelere yapılan son müdahale olayların ardındaki aciliyeti ve karmaşıklığı gösteriyor.  

TAHRİR’DE MÜDAHALE EDEN KİM?

Tahrir’de gerçekleşen müdahaleyi yapanların Mübarek yanlısı siviller olduğu belirtiliyor. Bu kişilerin polis olduğunu iddia edenler de var. Biraz daha yakından bakılırsa, Mübarek’in Mısır’da az da olsa bir tabanı olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekir. Bu destek İslamcılık korkusuyla eğitilen Kıptilerden irtica korkusundan muzdarip laik Arap milliyetçilerine, Şiilik korkusundan muzdarip İslamcılardan sıradan vatandaşa kadar uzanıyor. Ancak Mübarek’in müdahalesindeki asıl gücün polis olduğu düşünülebilir. Mübarek’e bağlı polis güçleri, Mübarek’in son şansı olarak oyuna giriyor. Ancak burada önemli olan polis müdahalesinin Mübarek’in kişisel bir çıkış arayışı mı yoksa dış desteği de olan oyun bozucu bir müdahale mi olduğu sorusudur.  

REJİM İÇİ GERİLİM

Geçen hafta yaşanan gelişmeler Mısır devleti içerisinde bir çatlamanın olduğunu gösteriyor. Mısır Ordusu, eylemlerin ilk günlerinde yaşanan polis-göstericiler çatışmasında sakinleştirici- düzen sağlayıcı bir güç olarak devreye girmişti. Bu sakinleştirici müdahale Mübarek destekli polisi oyun dışına atma amaçlı bir müdahale olarak okunmalıdır. Buna cevap olarak da polis destekli güçler hapishaneleri boşaltarak, karşı pozisyonları tahkim etmişlerdi. Nitekim olaylar başladığında Mısır Ordusu’nun üst düzeyinden bazı isimlerin Washington’da olması, devamında Ordu’nun Mübarek lehinde müdahalelerde bulunamaması da bu görüşü destekliyor. Bugün gerçekleşen müdahalede de bu nedenle asıl belirleyici olan polis-asker dengesi olacaktır.  

ORDU GÖZETSİN, BARADEY-İHVAN YÖNETSİN!

ABD Mısır’a bakışında iç politikada da son derece güçlü anlamları olan üç önemli noktayı göz önünde bulunduruyor:

1.      Obama’nın demokrasi promosyonuna etkisi,

2.      İsrail’in güvenlik kaygıları,

3.      ABD’nin stratejik çıkarları.

Bu üçünü dengeleyebilecek bir çözüm ABD’nin ilk tercihi olacaktır. Bu dengeyi getirebilecek çözüm şu an itibariyle ABD’nin çıkarlarını ve İsrail dengesini garanti altına alacak yıpranmamış bir Başkanı bu çözüme kendisine destek veren Demokrat Parti’nin sol kanadını razı etmek, aynı zamanda da İsrail Lobisi ve neoconları dengelemek için de muhtaçtır. Özetle Obama’nın sihirli formülü “Ordu gözetsin; Baradey-İhvan yönetsin” denklemidir. Böylece Obama hem kendisini içeride garanti altına alacak, hem Ordu’yu İhvan’ı ehlileştirmek için kullanabilecek, hem de güvendiği bir liderle Mısır’a arkasını dönebilecektir. Şu an görünen Ordu-İhvan-Baradey-Obama diziliminin bu denkleme razı olduğu.  

KARŞI DENKLEM

Bu denklemin karşısında ise İsrail-Mübarek-Neoconlar-Polis koalisyonu mevcut. ABD bu nedenle polisin müdahalesine net tavır alacak, mümkün olduğunca engellemeye çalışacak, ancak bunun için de acele etmeyecektir. Bu noktada İsrail Mübarek’i kurtarmak i&

Etiketler: