BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu’nun hem BaÅŸdanışmanlığı hem de DışiÅŸleri Bakanlığı döneminde en fazla tartışılan hedeflerinden birisi “komÅŸularla sıfır sorun” kavramıdır. Tartışma derken daha ziyade kavram üzerine yapılan salvolardan bahsediyoruz. Sorunlu coÄŸrafyaların ortasında yer alan Türkiye’de bir teorisyen çıkıp “hedefimiz komÅŸularımızla sorunları minimize etmek” dediÄŸinde ve ardından aynı teorisyen siyaset yapıcı koltuÄŸuna oturduÄŸunda kavram daha çok siyaseten ve ilkokul 5 seviyesinde ele alındı. KomÅŸularla sıfır sorun “hedefi”, hedef yerine koyulan deÄŸiÅŸtirilmesi teklif dahi edilemez kanun, doktrin, ilahi emir, anayasal gereklilik, kırmızı çizgi gibi sıfatlarla seviyesizlik havuzuna çekilip orda boÄŸulmaya çalışıldı.
Özellikle dikkat çeken birkaç husus var. Birincisi, SoÄŸuk SavaÅŸ sonrasında Türkiye’nin çevresiyle iliÅŸkilerine dair algıyı önce psikolojik olarak ardından ise siyasi adımlarla mümkün olduÄŸunca deÄŸiÅŸtirmeyi hedefleyen bir kavramı, deÄŸiÅŸmez ve her hal ve durumda uygulanması ÅŸart olan bir kavram olarak lanse etme çabasıdır. Bu çaba öylesine trajikomik bir hal aldı ki çıkan herhangi bir krizde, krizin çıkış ÅŸartları tartışılmadan “sıfır sorun hedefi” tartışıldı. ÖrneÄŸin Ä°srail’in Gazze’deki veya Esed rejiminin Suriye’deki katliamları, sıfır sorun hedefini eleÅŸtirmekten ekmek yediÄŸini düÅŸünenlere patolojik bir siyasi haz verdi. Basit bir sebep-sonuç iliÅŸkisi dahi kurulamadı.
BARIÅžIN VARÄ°L BOMBALI DÜÅžMANLARI
Ä°kinci husus, sıfır sorun üzerine yapılan eleÅŸtirilerin giriÅŸ seviyesinde uluslararası iliÅŸkiler metot ve okumalarından bile nasibini almamış olmasıdır. Siyasi kriz ve iç çatışmaların, devrim ve karşı devrimlerin devam ettiÄŸi; iÅŸgal, sınırlar, otokrasi gibi yüzyıllık sorunların yoÄŸun bir ÅŸekilde tartışmaya açıldığı, en önemlisi yanı başımızda her gün yüzlerce insanın hayatını kaybettiÄŸi asırlık bir kırılma anında süreç analizlerinin deÄŸil, anlık “dakika ve skor” analizlerinin yapılması tartışmanın seviyesizliÄŸiyle birlikte yapanların seviyesini de ortaya koyuyor. Irak’ta Maliki’yle sorunlar yaÅŸayan Türkiye’den Abbadi ile birlikte Irak’a silah yardımında bulunan Türkiye’ye geçiÅŸ süreci bile “dakika ve skor” analizlerinin ezberini bozmaya yeter.
Üçüncü husus, Türkiye’nin sabık politika tercihlerinin sebep olduÄŸu sorun alanlarındaki çözümsüzlük halinin de sıfır sorun hedefine saldırmak için kullanılmasıdır. Ermenistan ve Kıbrıs konusunda Türkiye’nin hedef doÄŸrultusunda attığı protokoller, taziye, Annan Planı ve Yunanistan’la güçlenen iliÅŸkiler gibi adımları bir tarafa koyup yüzyıllık sorunları “sıfır sorun hedefi” yüzünden ortaya çıkmış gibi göstermeye çalışmak baÅŸka bir yüzsüzlük örneÄŸidir. KomÅŸularla sıfır sorun hedefi var diye Kıbrıs Harekâatı yapılmadı veya Ermenistan DaÄŸlık KarabaÄŸ’ı iÅŸgal etmedi.
KATLİAM DEĞİL, KATLİAMI ELEŞTİRMEK SORUN!
Dikkati çeken baÅŸka bir husus ise eleÅŸtirileri yapanların diÅŸe dokunur bir kısmının, Türkiye ile hakkında hassas oldukları ülke ve rejimler arasında bir sorun çıktığında bağırmaya baÅŸlamasıdır. Hatırlayalım sıfır sorun üzerine yapılan sistematik eleÅŸtiriler, Ä°srail’in 2008-2009 Gazze saldırısının akabine denk gelmiÅŸti. Türkiye’nin Davos’taki tavrını “komÅŸularla aranın bozulması” olarak tanımlayan Ä°srail dostu çevreler komÅŸularla sıfır sorun ilkesine salvolar göndermeye baÅŸlamıştı. Suriye de bu duruma çarpıcı örneklerden birisidir. Türkiye’nin Esed rejiminin katliamlarının karşısında yer alan tavrına, Esed ve/veya Ä°ran hassasiyetleri çerçevesinde yaklaÅŸan çevreler benzer ÅŸekilde iliÅŸkileri Esed rejiminin toplu katliamlarının deÄŸil, Türkiye’nin katliamları eleÅŸtirmesinin bozduÄŸu gibi insafsız ve kara propagandaya yönelik bir tavır takınmışlardı ve hala takınıyorlar. Bölgesel istikrar ve barışın tek başına Türkiye tarafından saÄŸlanamayacağı ortadayken barışın varil bombalı ve F-16’lı düÅŸmanlarının sorumluluÄŸunu Türkiye’nin bölgesel barış hedefine yüklemek en hafif tabirle baÄŸcıyı dövmektir.
Ä°lk defa dillendirilen çok muhteÅŸem bir eleÅŸtiriymiÅŸ gibi “sıfır komÅŸu” ezberi yapan arkadaÅŸlara bir not: Çevre bölgelerde devam eden süreçler ezberinizi bozuyor daha da bozacak. Anlayacağınız dilden anlatmak gerekirse: Maç devam ediyor, zemin kaygan. Ceza sahası dışından geliÅŸine bir vuruÅŸla doksana takılmış bir gol olmayabilir belki ama gidiÅŸat gösteriyor ki penaltıdan da olsa 1-0 olacak maç bizim olacak. Türkiye “önemli olan üç puanı” alınca, siz de önünüzdeki maçlara bakacaksınız artık!..
[AkÅŸam, 5 Ocak 2015]