Demokratik Sol Parti’nin (DSP) 31 Mart yerel seçimlerine yönelik hamleleri ses getiriyor. Şişli’de Mustafa Sarıgül ile başlayan süreç eski Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, eski Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan, Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar ve Kırklareli’nde Suat Bahçekapılı’nın adaylığıyla hız kazandı. Ankara’da eski Çankaya Belediye Başkanı Ali Haydar Yılmaz’ın da DSP ile görüşme halinde olduğu ve Ankara Büyükşehir Belediyesi adayı olacağı konuşuluyor. Ayrıca Avcılar’da Mustafa Değirmenci, Bakırköy’de Ali Fatinoğlu, Adalar’da eski Belediye Başkanı Coşkun Özden’in adaylıkları da netleşmiş durumda. Bunlar arasında Adalar adayı Özden’in seçimi kazanma ihtimalinin yüksek olduğu iddia ediliyor.
DSP’nin aday çıkardığı seçim bölgesi sayısının daha da artması bekleniyor. DSP Genel Başkanı Önder Aksakal verdiği bir mülakatta partisinin beş yüze yakın yerde yani Türkiye genelinde seçime gireceğini dile getirmiştir. Bu durum DSP’nin CHP’yi belli yerlerde oylarını bölüp zayıflatmaktan ziyade alternatif bir siyasi proje olarak seçimlerde yer aldığını göstermektedir. DSP adaylarının çok önemli bir kısmı CHP’de parti yönetimiyle sorun yaşayan ve partinin ideolojik çizgisinde yaşanan sapmanın sonucunda dışarıda kalan siyasi figürlerden oluşmaktadır. Parti Genel Başkanı Aksakal’ın ifade ettiği gibi DSP, CHP’yi bölmek gibi bir motivasyonla hareket etmemekte, CHP’nin CHP olmaktan çıkmasının neticesinde oluşan siyasi boşluğu doldurmaya çalışmaktadır.
Bunun birkaç sebebi var: Bunlardan ilki CHP’nin kendi amblemi altında olsa da Ankara ve İstanbul başta olmak üzere belediye başkanlıkları için milliyetçi-sağ adaylar göstermiş olması. İkinci olarak milliyetçi-sağ müttefiki İYİ Parti’ye CHP için önemi azımsanmayacak Sakarya, Balıkesir, Denizli, Konya, Trabzon, Samsun ve Gaziantep gibi illeri bırakmış olması. Bu illerin 24 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan genel başkanlık tartışmasında Muharrem İnce’yi destekleyen iller olduğu ve cezalandırıldığı gerçeği işleri daha da karıştırmaktadır. Sonuç olarak ülkenin kurucu partisinin ülke genelinde aday çıkarmamasının yarattığı hayal kırıklığı bir yana siyasi kimliği milliyetçi-sağ siyaset ile mücadelede şekillenmiş geleneksel CHP seçmeni için milliyetçi-sağla bu denli yakınlaşılması ve taviz verilmesi kabul edilemez bir durum olarak karşımızda durmaktadır.
CHP yönetimi gelen eleştirileri ittifak tercihlerinin stratejik olduğu ya da “Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz” tarzında buyurgan bir dille geçiştirmeye çalışsa da geleneksel parti seçmeninde ikna edici bulunması zor gözüküyor. DSP’nin seçim yaklaşırken yakalamış olduğu ivmenin CHP tabanındaki bu hoşnutsuzluktan kaynaklandığı çok açık. Doğu Perinçek’in Vatan Partisi ile birlikte DSP’nin de CHP’nin içine girdiği milliyetçi-sağ ve özellikle Kürtçü esneme sürecini kendi lehine çevirmeye çalışacağı kaçınılmazdır.
[Sabah, 16 Şubat 2019]
Etiketler:
- Siyaset
- Yorum
- 31 Mart 2019 Türkiye Yerel Seçimleri
- Atatürkçülük
- Boykot
- CHP Genel Başkanı
- CHP-HDP İttifakı
- CHP-HDP-İYİ Parti-SP-DP-DEVA-GP İttifakı
- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
- Doğu Perinçek
- DSP
- Gaziantep
- Halkların Demokratik Partisi (HDP)
- İP
- İYİ Parti (İP)
- Kemal Kılıçdaroğlu
- Kemalizm
- Millet İttifakı
- Muharrem İnce
- Mustafa Sarıgül
- Saadet Partisi (SP)
- Sabah Gazetesi
- Seçim İttifakı
- Siyasi İttifak
- Siyasi Partiler
- Sol Kemalizm
- SP
- Terör Örgütleri
- Türkiye Değişim Hareketi
- Türkiye Değişim Partisi (TDP)
- Vatan Partisi (VP)
- Yerel Seçimler