İsrail Seçimleri SETA’da Tartışıldı

SETA'nın ev sahipliğinde gerçekleşen “İsrail Seçimleri, Ortadoğu ve Türkiye” başlıklı panelde, İsrail seçimleri masaya yatırıldı.

SETA Dış Politika Direktörü Prof.Dr.Talip Küçükcan’ın moderatörlüğünü yaptığı “İsrail Seçimleri, Ortadoğu ve Türkiye” başlıklı panelde, bugün İsrail’de yapılan genel seçimler değerlendirildi. SETA araştırmacısı Ufuk Ulutaş ve Bilkent Üniversitesi Öğretim üyesi Dr.İlker Aytürk’ün konuşmacı olarak katıldığı panelde, 2013 İsrail genel seçimleri, öncesi ve sonrasıyla masaya yatırıldı.

İSRAİL’DE ARAP BAHARI ETKİLERİ

İsrail’deki yüzde 2’lik sembolik seçim barajı nedeniyle birden fazla partinin İsrail parlamentosu Knesset’te temsil edildiğinin hatırlatıldığı panelde, mevcut durumun bugün yapılan seçimlerle de değişmeyeceği ve ülkenin yeni bir koalisyon hükümeti tarafından yönetilmesinin kaçınılmaz olduğu ifade edildi.

İsrail’de kurulacak olası koalisyon hükümetinin ülkenin, bölgenin ve dünya siyasetinin geleceğine etkilerinin tüm detaylarıyla tartışıldığı panelde, bölgede Arap Baharı’yla yaşanan değişimin İsrailli seçmenler üzerinde yaşattığı değişim beklentisi ve İsrail’in bu değişimle ortaya çıkan yeni siyasi yelpazesi ve partilerin performansı üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.

NETANYAHU’NUN EKSİLERİ VE ARTILARI

Panelde ilk olarak söz alan Dr. İlker Aytürk, İsrail’de uygulanan seçim sistemini detaylı bir şekilde ortaya koyduktan sonra, İsrail’de son seçimlerle birlikte oluşan beklentiler ve 2013 seçimleriyle oluşması muhtemel tabloyu değerlendirdi. Konuşmasının devamında, İsrail perspektifinden bakıldığında Netanyahu’nun azımsanmaması gereken iktisadi başarılarıyla bugün yapılan seçimlere girdiğini hatırlatan Aytürk, ülkede yapılan son anketlerin sonuçlarından yola çıkarak, Netanyahu’nun bugün yapılan seçimlerden galip olarak ayrılmasının sürpriz olmayacağını ifade etti.

Netanyahu’nun “Bar İlan” konuşması ve iki devletli çözüme yönelik sözlerinin sağ partiler tarafından propaganda aracına dönüştürülmesinin Netanyahu’yu seçimlerin hemen öncesinde dezavantajlı konuma düşürdüğünü de kaydeden Aytürk, aşırı sağın yükselişte olduğu İsrail’de merkeze yakın olan Netanyahu’nun, makul siyasetçilerin sıralamada yer alamadığı sağ partilerle oluşacak mecliste baskılarla uğraşmak zorunda kalacağını ifade etti.

İsrail siyasetinde solun bölünmüş bir görünümde olduğunu belirten Dr. Aytürk, Arap Baharı ile birlikte en çok tartışılan meselenin güvenlik olmasına rağmen sol partilerin ekonomi üzerinden bir kampanya yapmalarının partilere kemik oy dışında bir oy kazandırmayacağını belirtti. Panelist, İsrail’de iki devletli çözümü kabul eden %60-65 oranında bir kesim olduğunu, yalnız bu oranın tamamının aynı zamanda bunun yakın bir gelecekte olmayacağı inancında olduğuna da dikkat çekti. Aytürk, Obama yönetimiyle olan ilişkileri ve Arap Baharı sonrası bölgenin siyasi durumu nedeniyle Netanyahu’nun ikili devlet fikrini erteleyeceğini savundu. Aytürk konuşmasının sonunda İsrail’in hâlihazırdaki siyasetinin bölgesel barış adına olumlu olmadığını belirtti.

İSRAİL SİYASETİNİN DÖRT ANA BLOĞU

Panelde Aytürk’ten sonra söz alan SETA araştırmacısı Ufuk Ulutaş, konuşmasına İsrail siyasetindeki 4 ana bloğu tanımlayarak başladı. İlker Aytürk’ün İsrail’de oluşan yeni siyasi resimle alakalı yaşadığı karamsarlığı paylaştığını belirten Ulutaş, yaşanan en önemli gelişmelerden birisinin aşırı sağın güçlenmesi olduğunu belirtti. Ulutaş, bu durumun barış sürecini güçlendirecek bir tablo oluşturmadığına işaret etti. Dört ana bloğu genel hatlarıyla tanıtan Ulutaş, ilk bloğun Siyonist/aşırı sağ/milliyetçi sağ blok, ikinci bloğun Siyonist merkez ve küçük bir sol partiden oluşan bir blok olduğunu belirtti. Bu blokta Meretz partisinin güçlenmesinin önemli olduğunu belirten panelist, üçüncü bloğun Siyonist merkez sol blok ve dördüncü bloğun ultra Ortodoks olarak bilinen dini partilerden oluşan bir blok olduğunun altını çizdi.

Ulutaş, aşırı sağın yükselmesinin seçim döneminde en büyük eğilim olduğuna işaret ederken, ülkede kurulabilecek koalisyon için iki farklı senaryo bulunduğunu ifade etti. İlk ittifakın bir sağ blok ittifakı olabileceğini ve bu ittifakın muhtemel olarak uluslararası camiadan tepki çekeceğini belirten Ulutaş, ikinci senaryonun Yesh Atid ve Hareket partisiyle oluşabilecek bir koalisyon olabileceğini ve bunun uluslararası güçler tarafından daha olumlu karşılanabileceğini belirtti.

Panelle ilgili ayrıntılı bilgilere ve panelin video kaydına etkinlik sayfasından ulaşabilirsiniz.

Etiketler: