İsrail Neyi Seçti?

İsrail'in yeni hükümetini Tal Yasası'ndan ekonomik problemlere, Filistinle müzakerelerden derinleşen izolasyona kadar birçok sorun beklemektedir.

Bir erken seçimler ve koalisyonlar ülkesi olan İsrail, 22 Ocak’ta sandık başına gitti. Ultra-Ortodoks Yahudilerin askere alınma şartlarını düzenleyen Tal Yasası tartışmaları sırasında kamplara bölünen Netanyahu hükümeti, 2013 bütçesi görüşmeleri kilitlenince erken seçim kararı almıştı. Başbakan Netanyahu, Gilat Şalit takası, İran nükleer meselesine karşı uluslararası toplumun mobilize edilmesi ve Filistin’in tam üyelik statüsünün engellenmesi gibi meselelerde topladığı puanlara ve muhalefetin parçalı yapısına güvenerek, erken seçimlerden güçlenerek çıkma hesapları yapıyordu.

Gücünü Avigdor Lieberman’ın İsrail Beytenu’su ile birleştirerek takviye ettiğini düşünen Netanyahu, en azından iki partinin toplam sandalye sayısı olan 42’yi koruyacağı ve yeni Knesset’i domine edeceği fikrindeydi. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. İstikrarlı bir şekilde oyları azalan Likud-Beytenu ittifakı, özellikle Hamas ile ateşkes sonrası dönemde, kendi başlattığı bir saldırının siyasi maliyetini de ödemek zorunda bırakıldı. Kazandığı 31 sandalyeyle birinci parti olsa da pazarlık gücünü kaybedip yükselen siyasi figürlerin manipülasyonuna daha açık hale geldi.

Netanyahu sorunlar denizinde yüzen İsrailli seçmeni sadece “güçlü lider” ve “güvenlik” argümanlarıyla kazanmanın oldukça zor olacağını hesaba katmadı.

Arap Baharı protestolarını andıran gelişmeler İsrail sokaklarında da yaşanmıştı ve Tel Aviv sokaklarını dolduran beş yüz bin çadır protestocusu, sosyal adalet çağrısı yapmıştı.

Gelir adaletsizlikleri ve fahiş kira fiyatları merkezli ilerleyen protestolar, muhalefet için muazzam bir hareket alanı sunmaktaydı. Kötü bir muhalefet performansı sergileyen ve tükenmekte olan Kadima’dan kopup HaTnua Partisi’ni kuran Tzipi Livni, İşçi Partisi’nin başına kısa süre önce geçen Şeli Yahimoviç ve İsrail’in butik ve gerçek anlamdaki nadir sol partilerinden birisi olan Meretz, sosyal adalet protestolarını oya dönüştürmek için yatırım yaptılar. Bu doğrultuda seçim kampanyalarını çadır protestolarının temaları ile süslerken, protesto liderlerinden bazıları da parti saflarına katıldı.

İşçi Partisi son seçimlere nazaran iki ekstra sandalye kazanırken, Meretz oylarını %100 oranında artırıp sandalye sayısını 6’ya çıkardı.

HaTnua ise koalisyon pazarlıklarına dahil edilecek 6 sayısını yakalarken, son seçimlerde 28 sandalye kazanan Kadima’nın lideri olan Livni için dibe doğru iniş devam etti.

LAPİD VE BENNETT’İN YÜKSELİŞİ

Bu esnada siyaseten yıpranmamış, genç ve toplumun tümünün veya bir kısmının hassas noktalarına dokunan iki popülist lider siyasete soyundu. TV programcısı ve köşe yazarı olan, daha siyasete atılmadan önce yapılan anketlerde başarılı olacağı müjdelenen, Yair Lapid toplumun temel taşı orta direğe seslenerek, önemli bir kısmı altı doldurulmamış vaatlerle de olsa yükselişe geçti. TV görünürlülüğü, gelir kaynakları, popülist söylemleri ve güçlü seküler mesajları Lapid’i 22 Ocak seçimlerinin gerçek galibi yaptı. Kazandığı 19 sandalyeyle kendisini “kral yapıcı” konuma yerleştiren Lapid, koalisyon kurma çalışmalarında en güçlü ele sahip aktörü konumunda. Diğer taraftan kendisini İsrail’de yükselen aşırı sağın lideri konumuna getirmeye çalışan Hi-tech milyoneri ve yerleşimci lobisinin starlarından Naftali Bennett, ateşkes sonrası dönemde ve yerleşimci rüzgârını arkasına alarak Yahudi Evi partisiyle Likud’dan “aşırı sağ” seçmenini koparmayı başararak Lapid ile birlikte seçimin en dikkat çeken figürü oldu. Bu başarısıyla Filistin’le müzakere sürecini tıkama, yeni yerleşimlerin inşası ve Batı Şeria’nın bir kısmını ilhak planlarını gündeme taşıma fırsatı buldu.

Lapid’in başarısı daha önce tahmin edildiğinin aksine bir sağ-aşırı sağ koalisyonunun kurulmasını engelledi. Kâğıt üzerinde başka alternatifler olsa da yeni meclis aritmetiği, Netanyahu’nun Lapid ile ortak hareket ederek, üçüncü ve hatta dördüncü koalisyon ortağını bulması gerekliliğini ortaya koymakta. Koalisyonun diğer ortaklarının kim olacağı sorusuna bağlı olarak da yeni hükümetin gündemi ve kırılgan noktaları şekillenecek.

Her ihtimalde İsrail’in yeni hükümeti Tal Yasası’ndan ekonomik problemlere, Filistinle müzakerelerden derinleşen izolasyona kadar birçok sorun beklemektedir.

Sabah Perspektif, (26.01.2013)

Etiketler: