IŞİD’in Mısır Stratejisi

Zincirin halkalarını birleştirdiğimizde farklı teoriler üretebiliriz. Ancak bu süreç Libya'ya müdahale ile biterse eğer, ifade etmediğimiz ihtimaller, komplo teorisi olmaktan çıkmış olur.

Libya’da geçen Ocak ayı başında IŞİD tarafından kaçırılan 21 Mısırlı Hıristiyan infaz edildi. İnfaz haberinin kesinleşmesinin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, acilen Milli Güvenlik Kurulu’nu topladı. Ardından gece yarısı Mısır devlet televizyonunda halka hitap eden Sisi, “karşılık verme hakkının kendilerinde saklı” olduğunu dile getirdi.

Sabah saatlerinde ise tok bir sesle okunan, Besmele ile başlayıp “Allah Mısır ve yüce halkını korusun” şeklinde biten Silahlı Kuvvetlerin açıklaması medya vasıtası ile halka duyuruldu. Libya’daki bazı IŞİD mevzilerinin vurulduğu belirtilen açıklamada, 25 Ocak Tahrir Devrimi günlerini andıran bir üslup kullanıldı.

Asılında geçen Perşembe günü Vefd Gazetesi 21 Kıpti’nin IŞID tarafından infaz edildiğini, örgütün internet sitesine dayandırdığı bir haberde belirtmişti. Fotoğraf karesi de görüntülerdeki ile aynıydı.

IŞID’ın infazı gerçekleştirmesinin nedeni Kamilya Şehate ve Vefa Kostantin adındaki iki Kıpti kadın. Mısır kamuoyunu son dört – beş yıldır meşgul eden Kamilya ve Vefa’nın Müslüman olduğu, bu nedenle Kıpti kilisesi tarafından alıkonduğu ve hapsedildiği iddia ediliyor.

IŞID Ocak ayı başında, Mısır Kıpti Kilisesi’nden Kamilya ve Vefa’nın serbest bırakılmasını, aksi takdirde 21 Mısırlı Kıpti’nin infaz edileceğini açıkladı. Kilisenin söz konusu iki kadını serbest bırakmamasının ardından infaz gerçekleştirildi.

İnfazın görünen yüzü bu şekilde. Bir de olayın görünmeyen öteki yüzü var. Madalyonun öteki yüzünde ise Mısır, Fransa ve İtalya’nın Libya’ya askeri müdahale senaryosu gözlenmektedir.

Mısır iç politikası bakımından, ilk etapta bu kriz Sisi yönetimini zor durumda bırakmış gibi gözüküyor. Geçen hafta hayatını kaybeden 22 Zemalik taraftarı konusundaki tepkiler bitmeden, Kıptilerin harekete geçmesi ve Gazeteciler Sendikası önünde toplanıp eylem yapması, Mısır yönetimi adına endişe verici bir gelişmeydi.

Zaten Ihvan ile ciddi sorunları olan Mısır yönetimi, Mursi’nin devrilmesine kayıtsız şartsız destek veren Hıristiyanları karşısına almak istemiyordu. Gerçekleşen infazın ardından Sisi tarafından sergilenen duyarlılık, Hıristiyan toplumunda oluşması muhtemel tepkiyi emerek, bir rahatlama sağladı. İlan edilen hava harekatı ise Müslüman kesimin dahi gururunu okşadı.

LİBYA’YA ASKERİ MÜDAHALENİN SONUÇLARI

Söz konusu infaz, Mısır’ın IŞID karşıtı koalisyona katılmasının zeminini hazırlarken, Libya’ya hava ve karadan askeri müdahalenin önündeki engelleri kaldırdı. Daha önce Cezayir ve Sudan ile temasa geçen Mısır yönetimi olumlu yanıt alamamıştı. Şimdi ise İtalya ve Fransa müdahaleye yeşil ışık yakmıştır.

Libya’ya olası bir askeri müdahale büyük ihtimal, zaten sallanmakta olan Arap Baharı’nın 17 Şubat Libya Devrimi’nin sonu olur. Fecr el İslam ile iş tutan Trablus hükümeti bertaraf edilip, yerine Tobruk şehrinde konuşlanan General Hafter’in önemli bir aktör olduğu hükümeti getirmeyi hedefleyeceklerdir.

Çünkü Trablus hükümeti Libyalı taraflar arasında BM gözetiminde yapılan uzlaşma görüşmelerinin dahi Avrupa’da yapılmasına karşı çıkmakta ve ayak diremektedir. Trablus hükümeti görüşmelerin vatan topraklarında yapılmasını istemiş ve fiilen ikinci görüşme geçen hafta Tunus-Cezayir sınırındaki Libya’nın Gadamis şehrinde yapılmıştır. Trablus hükümetinin bu milli ve yerli tutumu Batı’yı endişelendirmiş ve belki de onlar adına bu bardağı taşıran son damla olmuştur.

Arap dünyasında Trab

Etiketler: