İran’a Kadar! Yola Devam

Amerika'da bakanlıklarda değişim olması doğal olarak tüm dünyada tartışılıyor. Ne de olsa dünyanın tek süper gücünden bahsediyoruz. Alışkanlıklarımız var.

Amerika’da bakanlıklarda değişim olması doğal olarak tüm dünyada tartışılıyor. Ne de olsa dünyanın tek süper gücünden bahsediyoruz. Alışkanlıklarımız var.
Dünyanın herhangi bir bölgesindeki tüm aktörler istemese de Amerika’daki gelişmeleri dikkatle izlemek zorunda.
Çünkü herkes kendi pozisyonunu belirlerken önce Amerika’ya bakar.
Onun ne yönde tavır alacağı dostu da düşmanı da etkiler.
Mesela Çin Güneydoğu Asya’nın en önemli aktörü. Fakat Çin Güneydoğu Asya politikalarını belirlerken bile Amerika’yı ölçmek biçmek zorunda.
Aynı şekilde Rusya Suriye’den Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyalarda her ne yaparsa yapsın, Amerika’yı göz ardı edemez.
Hatırlayın. Rusya Suriye’ye Amerika’nın ancak göz yummasından sonra müdahil olabildi.
Düşmanları gibi dostları da Amerika’yı yakından takip eder.
Örneğin Avrupa ülkeleri hala savunma alanında doğrudan doğruya Amerika’ya muhtaç.
Merkel Trump’tan ışık alamayınca, yeni bir Alman tutumu geliştirmenin peşine düştü. “Kendi başımızın çaresine bakacağız” dedi. Gerçi bunu nasıl yapacak? Kendi dahil hiç kimsenin bir fikri yok.
Ama öyle ya da böyle Amerika’nın Avrupa’ya karşı tutumu Avrupa Birliği’ni de kökünden sarstı.
Bunlar hep bildiğimiz hikayeler.
Bu nedenle de herkes Amerika’nın ne istediğini ne yapmaya çalıştığını bilmek ister. Başkan neye öncelik verecek? Hangi bakan gelirse başkan daha saldırgan olur? Hangisi giderse müttefiklerle ilişkiler daha yakın olur?
Bu gibi soruların hepsi anlamlı ve merak konusu.
Herkes bu sorulara cevap arıyor. Bir kişi hariç.
Cumhurbaşkanı Erdoğan artık Amerika’nın hareketsiz kaldığını gördü. Trump hükümetiyle defalarca konuştu. Anlattı. Beyaz sayfa aradı. Ne yaparsa yapsın sonuç alamadı.
Ve bir şeyi artık keşfetti. Artık daha fazla bu konuda endişesi ve sorusu yok. Gördü ki, Trump hükümeti hükmedemiyor. Hareketsiz ve felç. Kendi başına ayakta kalmanın peşinde. Ortadoğu’da her türlü mücadeleden kaçmanın bir yolunu arıyor. Alanı boşalttıkça boşaltıyor.
Önceleri rahatsız olduğumuz bu ilgisizlik şimdi lehimize döndü. Amerika hareket ettiği müddetçe bizim hareket alanımız kısıtlanıyordu.
Amerika hareketsiz kalınca biz harekete geçtik.
Tabiat boşluk kabul etmez. O boşlukları birileri doldurur. Amerika hareketsiz olabilir ama zaman durmaz.
Herkes hareket ediyor. Bu boşluk ve hareketsizliği keşfeden Türkiye şimdi buradan yürüyor.
Adım adım. Göstere göstere.
Söyleye söyleye. Birkaç kez bunu test ettik. Her seferinde Amerika’nın siyasetsizliği ortaya döküldü. Öyle olunca Türkiye’nin harekete geçmesi mümkün oldu. Afrin bundan beş ay önce çok zor bir hedef gibi görünüyordu.
Ama Türkiye durmadı. Baskıyı artırdı. Rusya’yı kullandı. Amerika’yı hareketsiz bıraktı. Ve göstere göstere operasyonu yaptı. Amerika “Biz zaten Afrin’i önemsemiyoruz” demek zorunda kaldı. Bize baskı yapamıyorlar.
Şimdi Membiç için zorluyoruz.
Amerika “mümkün değil noktasından beraber yönetelim” noktasına kadar geldi. Ama artık çok geç.
Erdoğan biliyor Amerika’nın halini.
Buna razı olacağını zannetmiyorum.
Amerika’yı çekilmeye zorlayabileceğini gördü. Ve daha az bir tavizi kabul edeceğini sanmıyorum.
Sonra Sincar bölgesi gelecek. Onu da söylüyoruz. Onu da gösteriyoruz.
Test ede ede devam ediyoruz.
Adımları düzgün attıkça bunlar da mümkün hale gelecektir.
Ne diyor Erdoğan?
İran’a kadar. Durmak yok yola devam.

[Takvim, 18 Mart 2018]

Etiketler: