Insight Turkey, Dünyada Türkiye’nin Referans Kaynağına Dönüştü

Insight Turkey Editörü Prof. Dr. Talip Küçükcan ile derginin bugüne kadarki çalışmalarını, yakın zamanda yenilenen ekibini ve gelecek projeksiyonunu konuştuk…

SETA bünyesinde üç ayda bir yayımlanan İngilizce hakemli dergi Insight Turkey, “Güz 2013” sayısıyla birlikte yenilenmiş kadrosuyla okuyucuya ulaştı. Derginin bugüne kadar yaptığı çalışmaları, yenilenen yazıişleri mutfağını ve gelecek vizyonunu derginin yeni editörü Prof. Dr. Talip Küçükcan ile konuştuk…

Öncelikle, Insight Turkey sizin için ne ifade ediyor?

Insight Turkey Türkiye’yi, bölgeyi ve hem Türkiye’nin hem bölgenin gözüyle dünyayı anlamaya çalışan bir dergi. Bölgemizdeki gelişmeleri mümkün olduğunca yerel bir dille ama küresel bir bakış açısıyla dünyaya duyurmak ve özellikle hem Türkiye’nin içinden geçtiği o büyük değişimi hem de içinde yaşadığımız Türkiye’nin komşularıyla beraber yaşadığı o büyük değişimi analiz etmeye çalışan bir dergi. Bu bakımdan Insight Turkey’nin diğer dergilerden ayrıldığı en önemli unsurlardan birisi, yerel bir dili mümkün olduğunca evrensel bir okuyucuya sunmaya çalışması. Burada önemli olan hususlardan bir diğeri de, genelde Türkiye ve Ortadoğu üzerine yazılan ya da Türkiye’nin ilintili olduğu bölgeyle ilgili yazıların büyük çoğunluğu hep Avrupa merkezli, hep dışarıdan bakan, bölgenin kendi iç dinamiklerini büyük oranda görmezden gelen yazılar ve yayınlardı. Insight Turkey bu anlamda çok iyi bir gelenek başlattı, mümkün olduğunca yazarları çeşitlendirdi. Sadece belirli bir bölgenin dominant olduğu değil, Türkiye başta olmak üzere Arap dünyası, İran, Rusya, Balkanlar ve tabii ki daha geniş coğrafya olarak baktığımızda Avrupa’dan Amerika’dan yazıların olduğu bir dergi. Bu açıdan bakıldığında çok interdisipliner bir yapıda olan bir dergi.

İçerik ve okuyucu kitlesini nasıl tanımlıyorsunuz?

Insight Turkey bir taraftan siyaset bilimi, sosyoloji, ekonomi, uluslararası ilişkiler gibi farklı disiplinlerin çok rahat bir şekilde iç içe geçtiği, bir konunun sadece tek yönlü değil, farklı yönleriyle ele alındığı bir dergi. Bu açıdan bakıldığında da çok farklı kesimlere hitap edebilecek, bir taraftan karar vericilere, diğer taraftan akademisyenlere, öte yandan düşünce kuruluşlarına, entelektüellere, lisansüstü öğrencilerine, diplomatlara hitap eden bir dergi. Türkiye’yi, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyayı anlamaya analiz etmeye, geleceğe yönelik birtakım tahminlerde bulunmaya çalışan ve bununla ilgili olarak bilgiye ve verilere dayalı, analizler yapan, tarafsızlığını korumaya özen gösteren bir dergi. Tabii bütün yayınlar belirli bazı aşamalardan geçerler. Insight Turkey’de de öyle oldu.

GÜNDEME HAPSOLMADAN GÜNCEL KALMAYA ÇALIŞIYORUZ

Ne tür aşamalardan geçtiniz?

Insight Turkey doğdu, büyüdü, gelişti ve iyi bir noktaya geldi. Bizden önceki editör arkadaşlar ve Insight Turkey ekibinde çalışan arkadaşların çok büyük katkıları oldu. Tabii ki her kurumda, her yayında bir görev değişimi olur zaman zaman. Öncekiler yorulur, bayrak yenilerine devredilir. Bu da öyle birşey oldu. Bizden önceki arkadaşlar iyi bir noktaya getirdiler dergiyi, uluslararası tanınırlıkları oldu. Beş yıldır benden önceki editörümüz İhsan Dağı çalışıyordu. O dinlenmeyi tercih etti. Bayrağı yeni bir ekip olarak devraldık. Ben editör olarak başladım, iki tane Book Review editorümüz var. Genç bir ekip. Bu arkadaşlarla biz hem Türkiye’yi, hem de bölgeyi ilgilendiren küresel olayları izlemeye, bir taraftan günceli takip etmeye ama sadece güncel gündeme hapsolmamaya, tarihi birikim ve derinliği de dikkate alarak geleceğe yönelik olarak acaba ne söyleyebiliriz, bunu cevaplamaya çalışacağız. Bunu yaparken de mümkün olduğu kadar geniş bir yazar havuzu oluşturmaya çalışıyoruz.

Yazar ve konu tercihleriniz nasıl şekilleniyor?

Yazar havuzumuz içerisinde sadece akademisyenler olmayacak; aynı zamanda karar vericiler, siyaset tecrübesi olan isimler, gazeteciler, entelektüeller, aydınlar olacak. Bu açıdan bakıldığında Insight Turkey içeriğinin daha da zenginleşeceğini söyleyebiliriz. Konu noktasında ise çok daha farklı konuların ele alınacağını söyleyebiliriz. Bir taraftan özel sayılarla özel konularla devam edeceğiz. Mesela en son sayımız… Türkiye’nin son on yılına damgasını vuran bir siyasi hareket, bir hükümet var Türkiye’de. Bu dönemde yapılan çalışmaları gözden geçirmeye çalıştık. Özellikle iç politikayla ilgili konuları. Bunların içerisinde Türkiye ekonomisi var, eğitim reformu, Anayasa reformları, asker-sivil ilişkileri var. Bunlar aslında Türkiye’deki en önemli değişimlerdir. Bu değişimleri nasıl anlamalıyız, bu değişimin gerisinde yatan parametreler, ilkeler neler, acaba gerçekten bu değişimler toplumsal hayata yansıyor mu, bu soruların cevabını arayan makalelerdi. Bir sonraki sayımız ise “Türk dış politikası” olacak.

DÜNYA SİSTEMİNİ YENİDEN OKUMA GİRİŞİMİ YAPACAĞIZ

Türk dış politikası son dönemde çok işlenen bir konu. Insight Turkey konuyu hangi bağlamda ele alacak?

Türkiye’nin son on yılında Türk dış politikasında çok ciddi değişimler yaşandı. Zaman zaman övgüler, zaman zaman eleştiriler aldık. Biz tabii, bu övgü ve eleştiri penceresinden değil de, Türkiye’nin bölgesel rolünün nereden nereye geldiğine bakmaya çalışacağız. “Türkiye, alınan yeni dış politika kararlarıyla gerçekten daha etkili bir ülke mi oldu, yoksa çevremizdeki problemlerin içine mi sürüklendik? Türkiye bölgedeki değişimlere liderlik yapabilir mi, kapasitesi nedir, dış politikada ürettiği yeni kavramların, yeni bakış açılarının acaba Ortadoğu’nun, Kuzey Afrika’nın, Balkanlar’ın, Kafkasya’nın gelişmesinde, değişmesinde rolü olabilir mi?”, tüm bunları değerlendirmeye çalışacağız. Çünkü dünyada Türkiye üzerine yazılan yazılara baktığımızda bunların kahir ekseriyetinin dış politika analizleri olduğunu görüyoruz. Bu analizleri yapanların büyük bir kısmı Türkiye’ye dışarıdan bakan kişiler. Tabii ki dışarıdan, belirli bir mesafaden bakmak önemli ama aynı zamanda içeriden de bakmak önemli. Türkiye’nin kendi tarihsel tecrübelerini bilmeden, bölgeyle olan ilişkilerinin nasıl bir kırılmaya uğradığını, bu kırılmaların yeniden tamir edilmeye başladığını bilmeden de Türkiye’nin rolünü anlamak zor olabilir. Zaman zaman Türkiye ile ilgili yapılan analizlerde bölgesel politikalar konusunda Türkiye’nin çok taraf olduğu, çok güçlü ve sert bir tutum aldığı söylenebiliyor. Burada şunu unutmamak lazım; Türkiye bölgenin içinde ve bölgedeki gelişmelerden doğrudan etkilenen bir ülke. Bunun en yakın örneği Suriye. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Rusya bölgedeki olaylardan doğrudan etkilenen ülkeler değil. Dolayısıyla verecekleri tepkilerde Türkiye’ninki kadar belki sıcak, zaman zaman duygusal, sert olmayabilirler. Türkiye aslında çok rasyonel bir zeminde tartışmalarını sürdürüyor. Dış politika söz konusu olduğunda bunları ele almaya çalışacağız. Türkiye’nin ekonomik olarak büyümesi, siyasi olarak etkisini artırmasına paralel olarak, sadece bölgede değil, bölgenin ötesinde de Türkiye’nin çok önemli faaliyetleri var. Afrika’da çok ciddi hem ekonomik hem siyasi açılımları var, bunları anlamaya çalışacağız. “Türkiye’deki değişimin temel nedenleri neydi, bu değişim nereye doğru ilerliyor ve bu değişim Türkiye’nin diğer ülkelerle, diğer bölge ülkeleriyle ilişkilerini nasıl şekillendiriyor, bunun arkasında yatan bir felsefe, bir ideoloji, bir düşünce tarzı var mı, ne gibi ilkeler var”, Insight Turkey bu sorulara cevap vermeye çalışacak. Bunu yaparken de mümkün olduğunca eleştirel bakış açısını korumaya çalışacağız. Çoğulcu bir yaklaşım olacak. Sadece bir pencereden olayları değerlendiren değil, farklı pencerelerden, bakış açılarından ve teorik altyapılarla da bu olayları değerlendirmeye çalışacağız. Çünkü Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Türkiye’deki entelektüellerin, okur-yazarların ve tabii ki dergimiz İngilizce olduğu için, İngilizce hitap ettiği kitlenin Türkiye ile ilgili kalıp yargıları olageldi şimdiye kadar. Bu kalıp yargılar, önyargılar üzerine yeniden düşünme imkânı sağlanacaktır. Türkiye’yi ve bölgeyi yeniden düşünme, dünya siyasetini yeniden okuma girişimi yapacak Insight Turkey. Bu açıdan bakıldığında da özellikle genç akademisyenlerin, entelektüellerin erişebileceği, onlar için önemli bir alan sağlayacak.

BİR MÜZAKERE ALANINA DÖNÜŞECEĞİZ

Bugüne kadar devam edegelen panel vb. etkinlikleriniz sürecek mi?

Elbette. Insight Turkey bir yayın organı olarak kalmayacak, özellikle dergiler çıktıktan sonra hem SETA bünyesinde hem de farklı üniversitelerde bazı paneller yapacağız. Bu panellerle bir taraftan derginin görünülürlüğü artarken, diğer taraftan derginin ele aldığı konuları mümkün olduğunca geniş bir kitle ile tartışmaya çalışacağız. Hem yurtiçinde yapacağız bunu hem de yurtdışında yapacağız. Böylelikle Insight Turkey bir derginin de ötesinde bir tartışma platformuna, bir müzakere alanına dönüşecek. Burada farklı siyasal, ideolojik, bölgesel, görüşler ve duruşlar dile getirilebilecek. Öte yandan Insight Turkey’yi daha görünür kılmak, daha geniş bir kitleye ulaştırmak için dünyanın farklı yerlerindeki konferanslara, kongrelere katılıp, orada hem katılımcılarla ortak bazı toplantılar yapma, paneller düzenleme hem de dergiyi tanıtma çabamız söz konusu olacak. Derginin görünülürlüğünü artırmak bağlamında yapmak istediğimiz şeylerden birtanesi de, Türkiye’de ve bölgedeki büyük kitap fuarlarına katılmak olacak. Oralarda bazı paneller düzenlemek, belki de Insight Turkey’ye katkıda bulunanlarla orada programlar yapmak, okuyucularla yazarlarımızı buluşturmak gibi bir etkinliğimiz olacak. Bunlar arasında belki Arap dünyasından Mısır olabilir, Beyrut olabilir, Frankfurt olabilir. Türkiye içerisinde İzmir Kitap Fuarı olabilir, buralarda varolmaya çalışacağız. Böylelikle Türkiye’nin bölgeyle etkileşim halinde geçirdiği bu büyük değişimi anlamaya çalışacağız.

Daha spesifik bir soruyla devam edersek, Insight Turkey içerik olarak hangi geleneğe yaslanıyor, yazıişleri mutfağının backgroundunda neler var?

Insight Turkey yaklaşık bir on yıldır yayımlanıyor. Yayımlandığı andan itibaren İngilizce olması, bu dergiyi diğerlerinden ayıran hususlardan önde geleni. Türkiye’de Türkiye adresli İngilizce dergi sayısı iki, üçü geçmez. Bunların bir kısmı yeni, bir kısmı farklı alanlarda kendisini ortaya koyuyor. Bu açıdan Insight Turkey’nin geçirdiği aşamalara baktığımızda, başlangıçta birkaç kişinin emeğiyle İngilizce çıkarılmaya başlanan, daha çok önceden yayınlanmış raporların kısaltılarak yayımlandığı, hakem süreçlerinin insan kaynağı sıkıntılarından dolayı işletilemediği bir dergiydi. Dışarıda tanınılırlığı azdı. Ama Insight Turkey’nin şu anda geldiği noktaya bakılırsa; insan kaynaklarını geliştirdi, yazıişleri ve yazar kadrosunu genişletti, bütün makaleleri artık belirli bir hakem sürecinden geçiyor. Bu açıdan bakıldığında, bu yeniliklerin dergiye eklendiğini söyleyebiliriz. Türkiye’de dergi geleneğine baktığımızda, edebiyat dergilerinin çok yaygın olarak varolduğunu görebiliriz. Siyasi içerikli dergiler Türkiye’de kısa ömürlü olmuştur. Belki de Insight Turkey’yi bu noktada diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerinden bir tanesi; İngilizce olması, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya hitap eden bir dergi olması. İkincisi, içeriği itibariyle tamamen güncel siyasal tartışmaların esiri olmaması, bunun ötesine geçebilmesi ama bunu yaparken de güncelden kopmaması. Dergiye bakıldığında zaten makalelerin büyük bir çoğunluğunun hakem sürecinden geçse dahi günceli farklı yönleriyle ele alan makaleler olduğunu görüyoruz. Insight Turkey’nin burada yapmak istediği şeylerden bir tanesi belki de bu. Türkiye’de çıkan dergilerin büyük bir çoğunlu Türkiye’ye hitap ediyor. Bu dergi, Türkiye dışına hitap ediyor aynı zamanda. İngilizce konuşulan dünyaya hitap ediyor. Şu anda İngilizce artık akademinin, entelektüel hayatın anadili oldu neredeyse. Bu bakımdan ulaştığı kitle, etkilediği kitle veya etkilemeye çalıştığı kitle çok daha farklı bir kitle.

İNGİLİZLER SUBAYLARINA INSIGHT TURKEY OKUTUYOR

Peki, okuyucuda nasıl karşılık buluyorsunuz?

Insight Turkey Türkiye’ye bakışı ciddi şekilde değiştirebilecek bir dergi. Ulaştığı kitleye baktığımız zamanda bunu görebiliyoruz. Türkiye ile ilgili çalışmalara, yayınlara bakıldığında ve “hangi kaynaklar kullanıldı?” diye sorduğumuzda şunu görüyoruz: Şu anda Insight Turkey Türkiye’de çıkıp en fazla atıf alan dergi. Dünyanın herhangi bir yerinde bir araştırmacı, akademisyen Türkiye’nin dış politikası, ekonomisi, sosyolojik değişimi, siyasal gelişmeleri ile ilgili bir makale yazıyorsa veya bir bildiri sunuyorsa, burada en önemli başvuru kaynağının Insight Turkey’deki makaleler olduğunu görüyoruz. Hatta ve hatta Insight Turkey’nin birtakım makaleleri bazı okullarda yüksek lisans, doktora öğrencilerinin zorunlu okuma listesinde bulunuyor. Bunun da ötesindeki gelişmelerden bahsetmek gerekirse, “insanlar Insight Turkey’ye acaba dışarıda nasıl bir tepki veriyor?” sorusu üzerinde durursak; mesela şu anda İngiltere Savunma Bakanlığı, Insight Turkey’deki bazı makaleleri kendi subaylarına derslerinde okutuyor. Bizden özel izin aldılar, PDF kopyalarını gönderdik. Bu kopyaları kendi internet sitelerinde öğrencilerine açacaklar, öğrenciler bu kopyalara sadece belirli şifreler yoluyla erişebilecekler. Dolayısıyla, Türkiye’yi ve Türkiye’nin bölgesindeki olayları Insight Turkey’nin perspektifinden okuyacaklar. Bu çok önemli birşey. Pekala başka bir dergiden de okuyabilirler, okuyorlardır. Ama artık dünyada hem Türkiye’deki gelişmeleri hem bölgesel gelişmeleri hem de Türkiye’nin ilintili olduğu diğer alanları farklı ve yereli mutlaka dikkate alan bir perspektiften sunan Insight Turkey’den okuyorlar. Bu derginin gözüyle Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu okumak bir başkadır, Avrupa merkezli ve oryantalist bir gözle bu bölgeyi ve Türkiye’yi okumak başkadır. Dolayısıyla Türkiye’de değil dış dünyada, Türkiye ve bölgeyle ilgili bu bölgenin tarihi, kültürü, siyaseti, aktörleri ve çağdaş gelişmeleri nereye gidebilir, sorularının cevaplarının hepsini Insight Turkey perspektifinden vermeye çalışıyoruz. Burada çok önemsediğimiz konulardan bir diğeri ise yazılarda mutlaka bir eleştirel konu olması.

“Eleştirel konu” ifadesini biraz daha açarsanız…

Verileri olduğu gibi kabullenme ya da siyasal, ekonomik ve kültürel aktörlerin yaptıklarını hiçbir sorgu ve eleştirel süreç içerisinden geçirmeden aktarma şeklinde bir yaklaşım yok Insight Turkey’de. Zaten bu nedenle hakemli, bu nedenle her gelen makaleyi en az iki uzmana mutlaka okutuyoruz ve eleştirilerini alıyoruz. Bu eleştiriler doğrultusunda yeniden makaleler yazılıyor. Bu açıdan Insight Turkey’nin kullanılmasına ve erişim imkânlarına baktığımızda -şu anda iPad’de de var örneğin-, çok rahat bir şekilde erişilebiliyor. Hem iş dünyasından, hem siyasetten, hem akademiden, hem düşünce kuruluşlarından ve diplomasiden çok sayıda insan Insight Turkey okuyor. Havaalanlarında özellikle yabancılardan çok sayıda insanın Insight Turkey aldıklarını biliyoruz. Bütün bunlar; ne kadar geniş bir kitleye erişirseniz, ilginin o kadar fazla olduğunu, makalelerin içeriklerinin okunduğunu gösteriyor. Bu şekilde hem Türkiye’deki akademisyenlerin, bilim adamlarının, entelektüellerin dış dünyada tanınması sağlanıyor hem de farklı perspektiflerden daha özgün, bölgesel gerçeklikleri göz önünde bulunduran ama bunu geleneksel ve bölgesel gelişmelerle de ilişkilendirerek anlatan, açıklayan, analiz eden yazılar ve makaleler yayımlanıyor. Bu açıdan bakıldığında, artık Insight Turkey’ye referansta bulunmayan bir Türkiye analizini okumuyorsunuz, bir Türkiye analizi ve kitabı yazılmadığını görüyorsunuz. 

Etiketler: