İlk Çatı Adayımız Sezer’di

Senaryo gerçekleşirse siyasetin dışından gelecek bir figür seçilecek ve ülkeyi yönetecek.

Bir an için CHP’nin amin dediği duanın tuttuğunu, 2019 yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçmenin yarısından fazlasının CHP’nin desteklediği ancak partili olmayan bir çatı adayı Cumhurbaşkanı seçtiğini düşünelim. Bugün bize Türkiye’nin kurtuluşu olarak sunulmaya çalışılan bu senaryo hayata geçtiğinde Cumhur-başkanlığı sistemi gibi siyasal istikrarı güvenceye alan bir sisteme geçmiş olmamıza rağmen kaosun ve karmaşanın içerisine düşebiliriz.

Neden mi?

Nedeni çok basit.

Senaryo gerçekleşirse siyasetin dışından gelecek bir figür seçilecek ve ülkeyi yönetecek. Bürokrasiyi, devletin işleyişini, kurumlar arası denge ve rekabeti, uluslararası ilişkileri bilmeyen bu kişinin işi öğrenmesi baya bir vakit alacak. Haydi diyelim siyasetin içerisinden ve bir miktar devlet tecrübesi olan ancak çatı aday olabilecek kadar ‘tarafsız’ bir kişi bulundu ve cumhurbaşkanı oldu.

Maalesef sorun yine bitmiyor.

Bugün yüzde 48’lik hayır oyunu paylaşamayan CHP, o zaman da cumhurbaşkanının seçim başarısını paylaşamayacak.

CHP’nin içindeki ve dışındaki birçok aktör bu başarıyı sahiplenmeye çalışacak.

Ancak hepsinden fazla cumhurbaşkanı seçilen isim başarıyı sahiplenmek isteyecek.

CHP’nin desteği ile seçilen cumhurbaşkanı ile CHP arasında kavga başlayacak.

Üstelik bu cumhurbaşkanı tekrar parlamenter sisteme geçme vaadi ile seçilecek. Ancak bu sistem içerisinde seçmenin yarısından fazlasının desteğini almış bir cumhurbaşkanı olduğu için, kolay kolay ne sistemi geriye döndürmek ne de makamını bırakmak isteyecek.

Zaten sistemi geri çevirmek için bunu isteyecek bir cumhurbaşkanı seçmek yeterli değil. Meclis’te anayasayı değiştirecek bir çoğunluğa da sahip olmak gerekiyor.

Çatı aday formülü ile cumhurbaşkanı seçilse bile, henüz çatı parti diye bir şey icat edilmediğinden orası için ayrı bir süreç işliyor. CHP, HDP, Saadet ve adını hatırlamadığımız tüm partilerin 2019’da 600 üyeli olacak olan mecliste 400 sandalye kazanması gerekiyor ki bu imkansız…

Özetle tarafsız olması bir ihtiyaçmış gibi sunulan cumhurbaşkanı seçildiği makamının verdiği yetkiyle birlikte birden birbiri ardına taraflı olmasını gerektirecek icraatlar yapacak.

Ekonomiden kültürel alana kadar birçok konuda siyasi kararlar verecek.

Memnun ettikleri de olacak, rahatsız ettikleri de…

Ve bu kararlar her zaman CHP’nin beğeneceği kararlar olmayacak. CHP çatı adayı kendisini seçtiren ittifaka ihanet etmekle suçlarken, çatı aday yüzde 50’den fazla oy aldığını, doğrudan seçmen tarafından seçildiğini, dolayısı ile siyasi meşruiyetinin CHP’den yüksek olduğunu iddia edecek. Hatta bu çatı adayın CHP veya başka bir partinin başına geçmesi bile çok zor olmayacak.

Ülkeyi 5 yıl boyunca yönetecek olan, halk tarafından doğrudan seçilmiş cumhurbaşkanından bahsediyoruz. Bu destek ve siyasi güç ile kısa sürede siyasette güçlü bir aktör olacaktır.

Bu hikayenin sonu nasıl bitiyor diye sorarsanız, tüneli ucunda ışık var ama yol çok meşakkatli.

Tünelin ucundaki ışık seçimdir. Seçilen çatı cumhurbaşkanının performansına bağlı olarak seçim planlanan zamanda veya daha erken yapılır.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bile istikrarsızlık ve erken seçim üretmiş olan çatı aday formülünü de bir daha kimse ağzına almaz.

Neyse ki bu kötü senaryoların hiçbirisi gerçekleşmeyecek. Ahmet Necdet Sezer tecrübesi ortadayken, seçmen artık icraatın da başı olacak olan makama ‘çatı aday’ seçmez.

[Takvim, 14 Mayıs 2017]

Etiketler: