İstanbul'da 88 yaşında vefat eden Kale Grubu'nun kurucusu ve Onursal Başkanı İbrahim Bodur için Çanakkale'nin Çan ilçesinde bulunan Kaleseramik Fabrikaları Camisi'nde cenaze namazı kılındı. Bodur'un cenazesi, ailesi, çalışanları, yakınları ve vatandaşların omuzunda Çanakkale Seramik Fabrikaları binası önüne getirildi. ( Mehmet Bayer - Anadolu Ajansı )

İbrahim Bodur’a Veda Ederken

İbrahim Bey'i; asla eskimeyen “Sanayi sadece kişi ve kişileri değil, bütün toplumu kalkındırır” sözüyle hatırlayacağız.

Geçtiğimiz hafta kıymetli işadamımız İbrahim Bodur’u, bir süredir yaşadığı rahatsızlık sonucu kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık. Emek ve azim ektiği o dopdolu ömürden biçtikleri, fani vedasında ona en güzel karşılıklarla eşlik etti ve edecek.

Memleket için sarf ettiği samimi çabalarına nesillerin şahit olduğu merhum Bodur, Türkiye’nin sanayi gücünü keşfetmesinde rol almış önder müteşebbislerden biri olarak, henüz hayattayken adını tarihe kazıtmıştı. Pamuk ipliğine bağlayarak başlattığı sanayi serüvenini, ülkenin ilk seramik karo fabrikasını kurarak güçlendiren Bodur, benimsediği “Anadolu’yu kalkındırma” vizyonuyla, açıkçası özel bir yere sahipti.

Bugün yapı kimyasallarından savunma sanayine uzanan geniş bir yelpazede ülke ekonomisine yüksek katma değer yaratan KALE’nin mimarı İbrahim Bey’i; asla eskimeyen “Sanayi sadece kişi ve kişileri değil, bütün toplumu kalkındırır” sözüyle hatırlayacağız. Ve pek tabii, hayırsever ve sanatçı kişiliğiyle de…

Mekânı Cennet olsun, Türk sanayinin başı sağ olsun.

SANAYİ SIÇRAMASI

Sanayi, rahmetli Bodur’un ifade ettiği gibi, temel bir kalkınma unsuru olmaya durmaksızın devam ediyor ve edecek.

Üstelik kendisinin de upuzun sanayi hayatında çeşitli sektörlerde tecrübe ettiği üzere, her devirde farklı bir evreyle…

Bildiğiniz gibi; bilgisayarı, interneti, otomasyonu dünyanın üretim hayatına sokan 3. Sanayi Devrimi’nin ardından, şimdilerde de 4. dalgayı konuşuyoruz. Nitekim Almanya’nın 2011’de ortaya attığı ve sonrasında enikonu sahiplendiği “Industrie 4.0” son dönemlerde gelişmiş ekonomilerin adeta favori umudu oldu.

Durumu en basit ifadeyle tanımlayacak olursak, sanayinin dijital teknoloji ile bütüncül bir entegrasyona girerek dönüşmesinden bahsediyoruz. Değer zincirlerini yeniden tanımlayan bu dalga, ismi ister Endüstri 4.0, ister Akıllı Sanayi, ister başka bir kalıp olsun, Avrupa’dan Amerika’ya birçok yüksek gelirli ülkenin mevcut politikalarında belirgin bir yer almaya başladı bile… Üretim süreçlerinde hızı, kaliteyi ve verimliliği artırması planlanan yeni sanayi hareketinin, söz konusu ekonomileri saplandıkları yavaş büyümeden çıkarması bekleniyor.

İşte “Fabrika 4.0” kapsamında bu ülkeler, yakın geçmişte yakındıkları ve sebebini kısmen Çin gibi son on yılların yükselenlerine yükledikleri “de-industrialization” denen sanayi gücünü yitirme gidişatını şimdi tersine çevirmeyi umut ediyor. Örneğin, bir araştırmaya göre Almanya; ismini verdiği bu devrimi gerçekleştirirken, 10 sene boyunca gelirine yıllık %1 katkı sağlayıp yüzbinlerce yeni istihdam yaratabilecek.

MiC2025

Gelişmiş ülkeler Fransa’daki “Factory of the Future”, İngiltere’deki “Catapult Centres” gibi girişimler aracılığıyla devrimi palazlandırıp sanayiyi sıçratmak için formüller belirlerken, öte tarafta gelişmekte olan bir kısım dünya da armut toplamıyor. Bu bağlamda geçen yıl bu zamanlar Çin hükümeti, Made in China 2025 (MiC2025) isimli kapsamlı bir sanayi planı yayınlamıştı. Üretimi desteklemek adına Çin’de yapılmış “ilk” 10 yıllık eylem planı olan MiC2025, ülkenin emek yoğun üretimden sofistike sektörlere geçişini hızlandırmayı amaçlarken, temel gaye ise 4. sanayi dalgasında boğulmamak denilebilir.

Bu kapsamda üretim yapılandırılmasından teknolojik entegrasyona kadar kendine 9 görev biçen Çin yönetiminin, gerek geleneksel gerekse çiçeği burnunda hi-tech 10 öncelikli sektöre yoğunlaşacağını anlıyoruz. Bunun yanı sıra Çin bu atağını, “Internet Plus” teşebbüsüyle de bütünleştireceğe benziyor. Üretim ve Internet koordinasyonunu güçlendirmeye adanan programın gözü, dijitalleşmenin varacağı son noktada.

DİJİTAL İŞBİRLİĞİ

Sanayi sofistikasyonu anlamında yeni dalganın mucitlerinden henüz gerilerde olan Çin’in, planlarında ne derece başarılı olacağına dair soru bulutçukları havada uçuşurken, geçtiğimiz hafta Pekin dolaylarındaki gündem maddelerinden biri de buydu. Ağırladığı Hindistan ile stratejik işbirliği olasılıklarını konuşan Xi, yeni süreçte Hint projesi “Digital India” ile el sıkışmayı düşünebilecek.

Bu noktada, Çin’in, Cumhuriyetin 100. seneidevriyesi olan 2049 yılında, MiC2025 ile “dünyanın üretici gücü” olmak gibi bir hedef edindiğini not düşerek yazımı bitireyim.

Hâsıl-ı çağrışım ise, nettir diye düşünüyorum.

[Yeni Şafak, 31 Mayıs 2016]

Etiketler: