Hep Terörün Yanında, Hep Mazlumun Karşısında

YENİ Zelenda'da aşırı sağcı İslam düşmanı bir terörist Cuma namazı esnasında camiye saldırır. 3 yaşından 73 yaşına kadar onlarca masum Müslümanı katleder. Saldırıyı gerçekleştirdiği silah adeta İslam'a, Müslümanlara ve özellikle Türklere karşı bir nefret koleksiyonu gibidir.

YENİ Zelenda’da aşırı sağcı İslam düşmanı bir terörist Cuma namazı esnasında camiye saldırır. 3 yaşından 73 yaşına kadar onlarca masum Müslümanı katleder. Saldırıyı gerçekleştirdiği silah adeta İslam’a, Müslümanlara ve özellikle Türklere karşı bir nefret koleksiyonu gibidir.
Osmanlı’ya karşı ayaklanan Arnavut isyancıdan Endülüs Emevileri’ne karşı zafer kazanan komutana; Magosa’da Türk esirleri öldüren Venedikli asker bozuntusundan Osmanlı’nın başarısızlıkla sonuçlanan İkinci Viyana Kuşatması’na kadar bir sürü Müslüman ve Türk karşıtı detay içerir.
Yeni Zelanda Başbakanı olayın failini bir terörist olarak niteler, eylemin Müslümanları hedef alan bir terörist saldırı olduğunu söyler ve saldırganın bir Hristiyan olduğunu vurgular. Dünyanın her yerinde azıcık da olsa vicdanı kalmış olan siyasetçiler, düşünürler, gazeteciler hadisenin beyaz ırkçısı ve Hristiyanlık kökenli motivasyonları olduğunu kabul eder. Batıdaki ırkçı politikacılar bile olayın bir terör saldırısı olduğunu istemeye istemeye kabul etmek zorunda kalırlar.
Ancak terörün kaynağı olarak batıdaki mültecileri gösterirler. Müslüman göçmenler ülkemize gelmeseydi, hedef de olmazlardı demeye getirirler.
Saldırganın tüm Müslümanlara ve özellikle Türklere düşman olduğu ortada. Ayasofya’nın yeniden kilise, İstanbul’un ise yeniden Konstantinapol olmasını istiyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan hayatta olduğu müddetçe Türklerin güçlü olacağını, batıyı terk etmeyeceklerini söylüyor. Türkiye zaten terörden çeken, terörün her türlüsüne karşı mücadele yürüten bir ülke. Üstüne bir de son saldırının Türk düşmanı karakteri de eklenince, toplum ve devlet olarak en fazla tepkiyi gösteren ülke Türkiye oluyor.
Açıklamalar yapılıyor, dayanışma mesajları veriliyor, kurbanlar için gıyabi cenaze namazı kılınıyor, dayanışma için Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Yeni Zelenda’nın yolunu tutuyor.
Ülke adete yekvücut olup tepki gösteriyor. Bir kişi hariç;
Kemal Kılıçdaroğlu!
Kılıçdaroğlu, Yeni Zelenda cami saldırısı sonrasında İslam dünyasının terör ürettiğini ve oturup kendisini sorgulaması gerektiğini söylüyor.
Şaşırmamak elde değil, sanki bir Hıristiyan bir camiyi değil de bir Müslüman bir kiliseyi basıp onlarca kişiyi öldürdü. Adeta teröristi meşrulaştırıyor Kılıçdaroğlu, tıpkı batılı aşırı sağcı ve ırkçı politikacıların yaptığı gibi.
Maalesef bu ilk değil; şehirlere hendekler kazan PKK’lı teröristler için ‘hendeklerin arkasındaki arkadaşlar’ açıklamasını da Kılıçdaroğlu yapmıştı. PKK’ya destek çıkmak için operasyonlarda sivil kayıplarının olduğu iddiasını gündeme getirmişti.
Ordumuz Kuzey Suriye’deki terör hedeflerine operasyon düzenlerken de ‘aman fazla ilerlemeyelim’ diye konuşmuştu. Daha da ileri gidip katıldığı canlı yayında ‘PYD bize saldırmaz’ demişliği bile var.
15 Temmuz’dan sonra da FETÖ’cülerin derdine düştü. KHK ile devlet memuriyetinden atılan FETÖ’cülere haksızlık yapıldığını söyledi durdu. 15 Temmuz’a darbe değil tiyatro dedi, FETÖ ile mücadele için ilan edilen OHAL’e ise darbe dedi.
Şimdi de diyor ki ülkenin beka sorunu yok!
Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasından ala beka sorunu mu olur?

[Takvim, 18 Mart 2019]

Etiketler: