G20’de Neler Konuşuldu?

Avustralya'nın Brisbane şehrinin ev sahipliğinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi, yayınlanan ortak bir bildiriyle sonuçlandı. Her yıl ayrı bir ülkede gerçekleştirilen bu zirvenin, Türkiye için farklı bir anlamı var.

Avustralya’nın Brisbane şehrinin ev sahipliğinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi, yayınlanan ortak bir bildiriyle sonuçlandı. Her yıl ayrı bir ülkede gerçekleştirilen bu zirvenin, Türkiye için farklı bir anlamı var.

1 Aralık 2014 tarihinden sonra, G20 Dönem Başkanı Türkiye olacak. Başbakan Davutoğlu’nun 2015 Dönem Başkanı sıfatıyla yaptığı sunumla başlayan süreç ve Sayın Başbakan’ın açıklamaları, Türkiye’nin 2015 G20 Zirvesi’ndeki hedeflediği vizyonun çerçevesini çizmesi açısından önemli.

Çünkü Avustralya’daki son toplantı da gösterdi ki, G20 gündeminin başlıca konusu ekonomi olmasına rağmen, yeni dönemde, siyasi ve sosyal olayları ekonomiden bağımsız düşünmek pek mümkün görünmüyor. Türkiye bu açıdan, 2000’li yıllarda gösterdiği siyasi ve toplumsal uzlaşmanın ekonomiye yansıdığı ülke olarak, diğer ülkeler nazarında iyi bir örnek oluşturuyor.

HANGİ KARARLAR ALINDI?

Dünya üretiminin yüzde 80’inin, küresel ticaretin yüzde 75’inin bu ülkeler tarafından sağlandığı dikkate alındığında, Avustralya’nın G20 gündemini büyüme ve istihdam konularıyla belirlemesi anlaşılır bir durum. Çünkü unutulmamalı ki, G20 bugünkü önemini ve gücünü 2008 küresel ekonomik krizle birlikte kazanmıştır.

Sonuç raporunda, öncelik geleneksel ekonomiyle ilgili konulara verilmektedir. Yaşam standartlarının yükselmesi ve nitelikli iş imkânlarının oluşturulması, G20’nin 5 yıl içinde toplam üretimde yüzde 2’lik bir büyüme gerçekleştirerek, küresel ekonomiye 2 trilyon dolar katkı sağlamasıyla mümkün olacağı ifade edilmiştir. Böylelikle, ülkelerde istihdam oranının artacağı beklentisi vurgulanmıştır.

Büyüme ve istihdam için açıklanan “Brisbane Eylem Planı”, girişimciliğin desteklenmesi için “Küresel Altyapı Merkezi” kurulması kararı, finans, enerji verimliliği, kalkınma ve işgücü alanında açıklanan eylem planları, G20’nin ekonomik gelişmişliği öncelediğini göstermektedir.

Diğer yandan Türkiye, 2002’den sonra ulaştığı yüksek büyüme oranıyla ve makroekonomik göstergelerdeki iyileşmelerin yardımıyla gerçekleştirdiği sosyal ve ekonomik refah artışıyla, özellikle gelişmekte ve azgelişmiş ülkeler için örnek oluşturmaktadır. Aynı zamanda, bu alanda sahip olduğu tecrübeyle de G20’de öne çıkmaktadır.

Yalnız, Türkiye’nin zirvede de dile getirdiği gibi, G20’nin yalnızca ekonomiye odaklanarak siyasi ve insani sorunları çözebilmesi pek olası görünmüyor. Ekonomik iyileşme, ancak bu sorunların ortadan kaldırılmasında yardımcı olabilecek araç olarak kabul edilebilir.

Geleneksel gündemin yanı sıra, ebola virüs salgınıyla mücadele ve Başbakan Davutoğlu’nun da ısrarıyla, mültecilerin ve savaş mağdurlarının sorunlarının G20 Zirvesi’nde daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekliliğinin ve uluslararası kurumların yardım yapması tavsiyesinin zirve sonuç raporunda yer alması önemlidir. Zira dünya nüfusunun üçte ikisini temsil eden G20 oluşumunun, insani yaşam hakkının en güçlü savunucusu olması beklenmektedir.

G20 BAŞKANI: TÜRKİYE

Avustralya’daki G20 Zirvesi gösterdi ki, Türkiye yalnızca gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkeler tarafından değil, gelişmiş ülkeler tarafından da dikkatle takip edilen bir ülke konumunda.

Yüksek büyüme hedefinin istihdam ve kaliteli yaşam sağlayacağı beklentisi, sonuç raporunda yer alan Eylem Planları, uluslararası kuruluşlardan etkilenen ülkelere yardım edilmesi ve uluslararası organizasyonlar arasında bilgi paylaşımın yapılması, Türkiye’nin hem başarılı olduğu alanlar hem de dile getirdiği sorunlardır. Bu açıdan, G20 ülkelerinde Türkiye’nin ayırıcı özelliği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Türkiye, G20 Dönem Başkanlığı’nı alırken, Avustralya’daki Zirve’de izlediği siyaset, bir anlamda dönem başkanlığı stratejisinin de ön hazırlığı oldu. İnsani sorunların daha fazla ifade edilmesi ve bu konuda işbirliğinin güçlendirilmesine dair Türkiye tarafından yapılan vurgu, 2015 yılında Antalya’da gerçekleştirilecek G20 Liderler Zirvesi’nin önemli başlıklarından biri olacağını şimdiden gösteriyor.

Çünkü, Suriye ve Irak’tan gelen mültecilere kapı açan Türkiye için, küresel barışın tesis edilmesi ulusal ve uluslararası siyaset açısından hayati öneme sahiptir. Dolayısıyla bu durum, Türkiye’nin dönem başkanlığının yalnızca ekonomiye odaklı olmayacağının kanıtlar niteliktedir. Ayrıca taşıdığı bu misyonla Türkiye’nin, G20 ülkeleri dışında kalan diğer ülkelerin küresel ekonomi ve siyasete entegre olması açısından lider ülke olması beklenmektedir.

Diğer yandan, G20’nin içinden BRIC ve Türkiye’nin içinde bulunduğu MIKTA’nın doğmuş olması, G20’nin daha da güçlenmesini sağlayacak ve Türkiye’nin uluslararası siyasi ve ekonomik ilişkilerindeki gücüne güç katacaktır.

[Yeni Şafak, 17 Kasım 2014]

Etiketler: