Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin’in Hangzou kentindeki G20 zirvesinde dış politikamızın bütün sıcak konuları ile ilgili liderlerle (Putin, Obama ve Merkel) kritik görüşmeler yaptı. Görüşmelerde 15 Temmuz demokrasi destanı ve terörle mücadele Türkiye’nin öne çıkardığı iki konu oldu. Bunun yanı sıra Çin’le 3. nükleer reaktör, Rusya ile ‘Türk Akımı’ ve Suriye’nin geleceği, Almanya ile mülteciler ve vize, ABD ile PYD’nin durumu ve Gülen’in iadesi üzerinde durulan konulardı.
Türkiye’nin Azez- Cerablus hattında DAİŞ’le yaptığı mücadele liderlerden genel bir kabul görüyor. Ancak her ülke Türkiye’nin nereye kadar gideceğini kestirmeye çalışıyor ve Suriye’de desteklediği grubun zarar görmemesini temin etme gayretinde. Rusya El-Bab’ın ÖSO’nun eline geçmesi ile Esed’in Halep’te zora girmesini istemiyor. ABD ise Türkiye’nin gerek doğrudan gerekse ÖSO üzerinden YPG’yi zayıflatmasını engelleme derdinde.
***
G20 zirvesindeki Suriye görüşmelerinden ve son gelişmelerden üç ana sonuç çıkarabiliriz:
- Erdoğan liderlerle yaptığı görüşmelerde Türkiye’nin güney sınırı boyunca bir “terör koridoru” oluşturulmasına izin vermeyeceğinin altını çizerek Fırat Kalkanı operasyonunun çerçevesini genişletiyor. Operasyonun 12’nci gününde ÖSO güçleri Azez- Cerablus hattını birleştirdi. Böylece DAİŞ’in sınırımızla teması kalmadı. Bundan sonraki aşama bu hattın güneye doğru derinleştirilmesi. Ancak operasyonun amacı sadece Azez- Cerablus hattını DAİŞ’ten temizlemek ve PYD koridorunun kurulmasını engellemek değil. Tüm Suriye sınırını PKK dahil terör örgütlerinden arındırmak. PKK’nın son canlı bombalarının YGP- PYD kontrolündeki kantonlardan geldiği hatırlanırsa durumun ciddiyeti anlaşılır.
Türkiye YPG -PYD kontrolündeki bölgeye çeşitli formlarda operasyon yapmayı masada tutmaya devam edecek. Haseke’deki Esed rejim güçlerinin tümden ayrılmasından sonra kantonlardan sızan teröristlerin yuvalarının dağıtılması hızlanabilir. ABD, YPG -PYD’yi Fırat’ın doğusuna çekilmeye ikna edemezse Suriye demokratik Güçleri içindeki Arap -PYD kapışması büyüyebilir. Dahası ÖSO- PYD çatışması birçok cepheye yayılabilir.
- Fırat Kalkanı operasyonu Suriye’de siyasi çözümün tekrar canlanmasının katalizörü oluyor. Önce cephedeki aktörler hareketlendi. Rusya- Esed güçleri Halep’in kent merkezini kuşatmaya aldı ve ağır bombardımana başladı. ÖSO Cerablus’un yanı sıra Hama’da da ilerliyor. YPG- PKK ise Türkiye’nin ilgisini içeri çevirebilmek için terör eylemlerini artırdı. HDP eş genel başkanı Demirtaş, Öcalan’ın sağlığı üzerinden kitleleri harekete geçirecek “sivil direniş” sözleri etmeye başladı.
ABD ve Rusya’nın ise Suriye’de tekrardan ateşkesi uygulamaya geçirmeye yakın olduğundan bahsediliyor. Suriye’nin DAİŞ’ten kurtarılma sürecinde yeni gelişmeler oldukça ülkenin geleceği için barış görüşmeleri ivme kazanacak. DAİŞ, Münbiç’den sonra El-Bab’ı da kaybederse Halep ile bağlantısı tümden kesilerek Rakka, Deyrizor ve Humus bölgesine sıkışacak. Bu da örgütün Suriye’den temizlenmesinin son düzlüğü demek.
- Halep’in kaderi yeni Suriye’nin nasıl olacağını belirleyecek. Zira Halep’i ele geçiren DAİŞ’ten temizlenen Suriye’nin ortagüney kesimleri üzerinde hâkimiyet kurabilecek. Her ne kadar ABD YPG’yi Rakka’ya yönlendirse de o bölgede nihai kontrol ya Esed ya da ÖSO güçlerinde olacak. Bu da barış masasında Esed- muhalifler dengesini yeniden şekillendirebilecek bir durum.
Rusya, Türkiye’nin yardımıyla ÖSO’nun Suriye’nin kuzeyinde kontrolü ele geçirmesine karşı çıkmıyor ancak Halep’in geleceği hakkında pazarlık yapmak istiyor. Muhaliflerin Halep’ten çekilmesi ve Türkiye’nin bu şehrin Esed’in eline geçmesini kabullenmesini istiyor. Bu, Türkiye’nin ne isteyeceği ne de muhaliflere kabul ettirebileceği bir pozisyon değil. Rusya da yine sert gücünü gösteriyor ve bu sebeple yeni bir bombardıman faaliyeti içinde.
İşte Fırat Kalkanı Suriye denklemini yeniden hareketlendiren ve kanaatimce siyasi süreci de hızlandıran bir etkide bulundu. 15 Temmuz darbesinin bastırılmasının Türkiye’nin terörle mücadelede etkinliğini hem Suriye’de hem de Kuzey Irak’ta ne kadar yükselttiği gün yüzüne çıkıyor vesselam.
[Sabah, 6 Eylül 2016]
Etiketler:
- Güvenlik
- Yorum
- 15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe Girişimi
- ABD
- ABD Başkanı
- ABD Dış Politikası
- ABD-PKK (YPG/PYD/SDG) İlişkileri
- ABD-Terör İlişkileri
- ABD'nin Ortadoğu Politikası
- Abdullah Öcalan
- Almanya
- Angela Merkel
- Askeri Harekat
- Askeri Operasyon
- Barack Obama
- Beşar Esed
- Bölgesel Aktörler | Küresel Aktörler
- Boru Hattı
- Çin Halk Cumhuriyeti
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
- Deyr ez Zor
- Diplomasi
- Dış Politika
- Doğalgaz Boru Hattı Projesi
- Düzensiz Göç
- Fırat Kalkanı Harekatı (FKH)
- Fırat Kalkanı Operasyonu
- Fırat'ın Doğusu
- G20
- G20 Zirvesi
- Güvenlik Politikaları
- Halep
- Halkların Demokratik Partisi (HDP)
- HDP Eş Genel Başkanı
- Irak
- Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)
- Kanton
- Kürt Topluluğu
- Kuzey Irak
- Mülteci | Sığınmacı
- Mülteci | Sığınmacı Krizi
- Nükleer
- Ortadoğu
- Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)
- PKK
- PKK - YPG - SDF - PYD - YPJ - SDG - HBDH - HPG - KCK - PJAK - TAK - YBŞ
- PKK ile Mücadele
- PYD
- Recep Tayyip Erdoğan
- Rusya
- Rusya Devlet Başkanı
- Selahattin Demirtaş
- Sınır Güvenliği
- Sınır Ötesi Askeri Harekat
- Sınır Ötesi Askeri Operasyon
- Suriye
- Suriye Devlet Başkanı
- Suriye İç Savaşı
- Suriye Krizi
- Suriye Sınır Güvenliği Politikası
- Terör
- Terör Örgütleri
- Terörizm
- Terörle Mücadele
- Türk Akımı Projesi
- Türk Dış Politikası
- Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)
- Turk Stream
- Türk-Rus Enerji İşbirliği
- TürkAkım Projesi
- Türkiye'nin Suriye Stratejisi
- Türkiye'nin Terörle Mücadelesi
- Türkiye’nin Sınır Güvenliği
- TurkStream
- Ulusal Güvenlik
- Uluslararası İlişkiler
- Vladimir Putin
- YPG