Türkiye, geçen yıl 111 ülkeye 227 bin 556 ton fındık ihraç ederek karşılığında bir milyar 981 milyon 334 bin 911 dolar gelir sağladı. ( Atakan Çıtlak - Anadolu Ajansı )

Emtianın Umudu –II

Bizdeki haline aldanmayın. Gıda fiyatları son yıllarda, küresel ölçekte pek de parlak günler geçirmedi. 2014 ve 2015 yıllarında genel itibariyle düşüşler kaydeden gıda grubu, 2016 yılında ise bir parça stabilize olmayı başarmış görünüyor.

“Savaş öncesinde uluslararası ticaretteki en büyük dertlerden biri, ana emtiadaki geniş ve hızlı fiyat dalgalanmalarıydı”.

Ünlü iktisatçı Keynes, vakti zamanında emtia meselesi hakkında böyle demiş.

Bugün de mesele, uluslararası ticaret ve ekonomiye ciddi ölçüde sirayet etmeye kuşkusuz devam ediyor. İşte bu bağlamda bir önceki yazımda, emtia fiyatlarının son yıllardaki seyrini incelemiş ve 2017 için genel resimde bir toparlanma beklentisi olduğundan bahsetmiştim.

Bugün ise bu umumi beklentiyi mercek altına alarak, emtianın ana kategorilerine teker teker göz atacağız. Nedir bu ana kategoriler diye kısaca listelersek, endüstriyel girdi niteliğindeki metaller ve tarımsal hammaddelerin yanı sıra, gıda ve enerji emtiasını saymak mümkün. O halde bu çerçevede, buyurun başlayalım.

GIDA SEPETİNDEKİLER

Bizdeki haline aldanmayın. Gıda fiyatları son yıllarda, küresel ölçekte pek de parlak günler geçirmedi. 2014 ve 2015 yıllarında genel itibariyle düşüşler kaydeden gıda grubu, 2016 yılında ise bir parça stabilize olmayı başarmış görünüyor. IMF’in hububat, et, yağ, meyve, şeker gibi çeşitli emtiayı içine attığı sepetin ortalama hesabına göre, grup geçen yılı kayıpsız atlatmış gibi… Zira şekerinden yağına belli başlı ürünlerde, fiyatlar bu defa sevinmiş.

Bu yıl ise, özellikle hububat ve etin kayıplarını toparlarken, yağın yine ayakta kalacağı, şekerin yeniden eriyebileceği ve gıda genelinde ise cüzi bir fiyat düşüşünün yaşanabileceği bir dönem olarak beliriyor. Öte yandan içecekler faslının, kakao çekirdeğinden mutsuz olabilecekken, çay ve kahvede huzur bulabileceği tahmin ediliyor. Son olarak bir de, gıda meselesinde hava su faktörlerinin yanı sıra, enerji fiyatlarındaki gelişmelerin de rol oynayacağını not düşmem iyi olur. O halde hemen, enerji kategorisine bir göz atalım.

ENERJİK BİR YIL

Bu grubu, malumunuz, oldukça sık konuşuyoruz zaten. Özellikle petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki sert düşüşler eşliğinde 2015 yılını %44,8’lik kayıp ile geride bırakan enerji fiyatları, 2016 yılında düşüş hızını %16,4’e çekmişti. Tahminlere göre 2017 ise, enerjinin nihayet yüzünün güleceği ve çift haneli artışlara şahit olacağı bir dönem olacağa benziyor. Gerçi yine “güzel eski günler” demeye devam edecek, orası başka.

Söz konusu müspet projeksiyonun arkasında ise, pek tabii petrolde beklenen iyileşme ile doğalgaza pozitif yansımalar ve ayrıca kömürdeki yukarı yönlü beklentiler yatıyor. Tabii bu noktada, OPEC’ten mütevellit umutlar ile ardından gelecek ABD petrol arzına ilişkin çelişki meselesini, ben özellikle yeniden bir not düşmüş olayım.

ENDÜSTRİYEL HAMMADDE

Endüstriyel girdi açısından önem taşıyan tarımsal hammadde faslına gelecek olursak, burada da 2015’te çift, 2016’da ise tek haneli değer kaybı yaşayan ilgili emtia, 2017’yi dört gözle bekliyordu diyebiliriz. Nitekim bu yıl, kereste fiyatlarında yükselişe geçişin, pamuktaki 2016 artışlarının tekrarının, kauçukta ise ciddi bir değerlenmenin ümidi var.

Öte taraftan bir başka önemli endüstriyel girdi niteliğindeki meşhur metallerin ise, yine IMF sepeti ortalamasını baz alırsak, 2015 yılında %23 gibi ciddi bir fiyat düşüşü yaşamışken 2016’da bir parça stabilize olma çabasıyla seneyi %5,7 kayıpla kapadığını hatırlayacağız. Tabii bu hesabın içinde, kıymetli metallerin olmadığını belirteyim. Ayrıca, söz konusu kaba resmin altında elbette ince detaylar da var. Şöyle ki; 2016 yılında metalik düşüşün yavaşlamasında; bakır, nikel ve alüminyumda fiyat eriyişlerinin hafif hız kesmesinin yanı sıra, demir cevheri, kalay, çinko ve kurşunda pozitife transfer olan gelişimlerin rol oynadığını gördük. Bu işin içinde ise, Çin’den gelen talep artışları da var, çinko gibi bazı metallerdeki arz düşüşleri de…

2017 yılına gelecek olursak, metal emtiada fiyat düşüşlerinin durması bir yana, üzerine bir de yükseliş öngörülüyor. Alt kalemlere bakıldığında ise, bu yıl bakır, alüminyum ve nikel fiyatlarının da nihayet pozitif artışlar görmesi, çinko, kurşun ve kalayın ise güçlenerek değerlenmesi bekleniyor. Projeksiyonlar, demir cevherinde ise, yeniden bir düşüşün yaşanabileceğini söylüyor. Metaldeki erimenin 2017 yılında durması, özellikle Çin’den gelecek talebi izleyecekken, yine bu aktörün bazı metallerdeki üretimine de bakacak. Öte yandan Trump’ın altyapı hayallerinin, metallerin de hayallerini süslediğine şüphe yok.

Şimdi tüm bu projeksiyonların çeşitli gelişmeler çerçevesinde ne derece gerçekleşeceğini hep birlikte izleyeceğiz. Toparlanma umudu olan emtianın üreticileri ve ihracatçıları için şüphesiz ümitler yeşerecekken, bu kapsamdaki ithalat bağımlılıkları ise elbette yine bünyeye iyi gelmeyecek. Öte yandan emtiadaki hareketler, enflasyon bağlamında da dikkatle izleniyor olacak.

[Yeni Şafak, 24 Ocak 2017]

Etiketler: