Diyarbakır’dan Arta Kalan

Başbakan Erdoğan ve Barzani'nin tarihi Diyarbakır ziyaretinin anlamını dört farklı bileşen üzerinden okumak mümkün. Bu buluşmayı tarihi kılan en önemli nokta,ziyaretin bu dört farklı bileşen için de dönüştürücü bir anlam taşımasıdır. Birinci ve en önemli nokta, ziyaretin çözüm sürecindeki tıkanma için bir cankurtaran görevi üstlenmesidir. İkinci nokta, bu ziyaretin Ortadoğu için ne anlam ifade ettiğidir. Diğer iki nokta ise ziyaretin yaklaşan yerel seçim ve Diyarbakır özelinde Türkiye halkları içinnasıl bir dönüştürücü rolü olduğudur.

Başbakan Erdoğan ve Barzani’nin tarihi Diyarbakır ziyaretinin anlamını dört farklı bileşen üzerinden okumak mümkün. Bu buluşmayı tarihi kılan en önemli nokta, ziyaretin bu dört farklı bileşen için de dönüştürücü bir anlam taşımasıdır. Birinci ve en önemli nokta, ziyaretin çözüm sürecindeki tıkanma için bir cankurtaran görevi üstlenmesidir. İkinci nokta, bu ziyaretin Ortadoğu için ne anlam ifade ettiğidir. Diğer iki nokta ise ziyaretin yaklaşan yerel seçim ve Diyarbakır özelinde Türkiye halkları için nasıl bir dönüştürücü rolü olduğudur.

DİYARBAKIR’DA KONUŞMANIN İŞLEVİ

Başbakan’ın bir yıllık kazanımlarını arkasına alarak Diyarbakır halkına yaptığı konuşma sürecin muhasebesini de yaparak varılan noktanın önemini vurgulayan ve tıkandığı noktada sürecin önünü açan önemli adımlardan biri oldu. Erdoğan’ın konuşmasındaki “Dağdakiler inecek, hapishaneler boşalacak” ve ‘Kürdistan’ vurgusu ise çözüm sürecinin zamana yayılarak ilerleyen yapısında artık geri dönülmez bir yolda kat edilen mesafeyi açık bir şekilde ortaya koydu.

Başbakan’ın toplumsal-siyasal bilincin temel değerlerini gözeterek yaptığı konuşma kendisini büyük ölçüde, hem de Diyarbakır halkı önünde bağlayıcı bir işleve sahip. Ayrıca, Diyarbakır’a yapılan bu ziyaret, Kürtlerin ve Türklerin farklılıklarıyla beraber üzerinde yükselmesi gereken toplumsal-siyasal zemini de ortaya çıkarmış oldu. Bu vurgunun somut siyasi adımlarla destekleneceğine dair haberlerin ziyaretin hemen ardından medyada yer almaya başlaması da, bu tarihi buluşmanın çözüm sürecini ateşleyecek etkisini açık bir şekilde gösteriyor.

ZİYARETİN BÜYÜK GÜÇLERE ETKİSİ

Diyarbakır’da gerçekleşen Erdoğan-Barzani buluşmasının bir başka önemli bileşeni de bu buluşmanın bölge siyaseti için ne anlam ifade ettiği. Çözüm süreci ile sıklıkla vurgulanan noktalardan biri, artık Ortadoğu’da yapılacak herhangi bir planda Kürtleri denklemin dışında düşünmenin imkânsızlığı. Öte taraftan, Türkiye de dört farklı ülkede yaşayan Kürtler için vazgeçilmez bir partner haline geldi. Bu minvalde, Irak Kürdistan’ı Bölgesel Yönetimi’nin içinde bulunduğu jeopolitik durum Türkiye’yi önemli bir çıkış noktası haline getiriyor. Barzani’nin Diyarbakır’a gelmesinin Türkiye için taşıdığı sembolik önemin yanında, Diyarbakır’a Türkiye dostu olarak gelmesinin çok daha kapsamlı bir öneme sahip olduğunu da akılda tutmak gerekir. Daha çok enerji kaynakları üzerinden şekillenen bu politik tavır bölgeye dair çıkarları birbiriyle çakışan birçok büyük gücün dış politika önceliklerini gözden geçirmesine neden olmaktadır. Bölgede hızlı bir şekilde gelişen siyasi kırılmaları da bu resim üzerinden okumak daha anlamlı analizlere kapı aralamaktadır.

DİYARBAKIR BULUŞMASI BİR SEÇİM YATIRIMI MI?

Diyarbakır’daki buluşmaya bir seçim yatırımı olarak bakmak eksik bir okuma olur ama elbette siyaset yapmanın bir gereği olarak Diyarbakır ziyaretinde verilen mesajlar bütün bölge halkına bir gönderme niteliği taşıyor. Diyarbakır gibi seçmen nezdinde keskin bir ayrımın olduğu yerlerde çok fazla etkisi olmasa da, bölge halkının Diyarbakır’a göre pozisyon aldığı da sorgulanmayacak bir gerçek. Bu açıdan, Başbakan’ın Diyarbakır ziyaretinin AK Parti ve BDP’nin oylarının başa baş olduğu yerlerde nasıl yankılandığına bakmak gerekir. Fakat önemli olan nokta, Kürtlerin oylarının iki parti arasında paylaşıldığı böylesi bir siyasi iklimin herhangi bir çatışma malzemesine dönüşmemiş olmasıdır. Bu çatışmasızlık durumunda çözüm sürecinin yadsınamayacak bir payı bulunuyor.

ZİYARETİN SOSYAL DİNAMİKLERE ETKİSİ

Son olarak Diyarbakır ziyaretinin Kürtlerin yoğun yaşadığı şehirlerdeki sosyal dinamiklere hangi ölçüde hitap ettiğinin irdelenmesi gerekiyor. Çözüm Süreci’nden önce yaşanan birbirini anlamama, dışlama ve reddetme üzerine kurulu karşılıklı tavır, kendi özgünlüğünü de beraberinde getirmişti. Başka bir deyişle, Kürt sorununun toplumsallaşması Kürtler ve Türkler arasındaki münasebetleri siyasal bir mecraya taşımıştı. Çözüm Süreci ile birlikte gelen, Kürt halkının kendisini yeniden gerçekleştirmesi olarak da okunabilecek bu süreç normalleşmeyi de beraberinde getirdi. Fakat bu konudaki siyasal ve toplumsal analizler, sürecin daha çok başında olunduğu noktası dikkate alınarak yapılmalıdır.

DEVLETİN PARADİGMA DEĞİŞİMİ

Son kertede, Diyarbakır’da gerçekleşen Erdoğan-Barzani buluşmasını Çözüm Süreci, Kürtlerin ve Türklerin beraberce bölgede söz sahibi olması, bölgede yaşanan asırlık travmalardan arınma ve normalleşme gibi Türkiye için elzem olan değerler yerine, örneklerine sıkça rastladığımız “jeopolitik gücü maksimize etmek” ya da IKBY’den gelecek petrol sayesinde “serveti en yükseğe çıkarmak” gibi hedefleri en üst norm olarak okumak gerçeği yansıtmıyor. Zira birçok tabunun yıkıldığı ve yeni ufuklara yelken açmak için gerekli olan rüzgârı başlatacak olan Diyarbakır Buluşması, devletin artık nihai amaç olarak kendini esas almayacağını Türkiye toplumuna bir kez daha gösterdi. Başbakan’ın 30 Eylül tarihinde açıkladığı Demokratikleşme Paketi’nde açıkladığı ve 16 Eylül Diyarbakır Buluşması’nda ilk meyvelerini veren bu anlayış, devlet tarafından artık makbul vatandaşlık tanımının yapıl(a)mayacağının ilanı oldu.

Etiketler: