Demirtaş’ı Unutmak

Baştan beri bir proje olduğu için, meşruiyetini seçmenden değil terör örgütünden aldığı için, siyaset yerine PKK'nın halkla ilişkilerini yürüttüğü için, Demirtaş bir siyasetçi olarak unutuldu.

Haberlerden öğrendik; Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, talebi doğrultusunda muayene için Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesine götürülmüş. Hastaneye götürülmese Demirtaş diye bir siyasetçinin varlığını neredeyse unutmuştuk.
Baştan beri bir proje olduğu için, meşruiyetini seçmenden değil terör örgütünden aldığı için, siyaset yerine PKK’nın halkla ilişkilerini yürüttüğü için, Demirtaş bir siyasetçi olarak unutuldu.
Ancak başka türlü hatırlanıyor ve hatırlanacak;
Ne zaman Yasin Börü’yü hatırlasak Demirtaş’ı hatırlayacağız, Ne zaman PKK’nın infaz ettiği Kürtleri hatırlasak Demirtaş’ı hatırlayacağız, Ne zaman evlerinin önüne kazılan hendekler nedeniyle evini terk etmek zorunda kalan vatandaşlarımızı hatırlasak Demirtaş’ı hatırlayacağız, Ne zaman ailesinin gözü önünde şehit edilen güvenlik güçlerini hatırlasak Demirtaş’ı hatırlayacağız, Ne zaman Beşiktaş’tan geçsek, PKK’nın bombalı saldırısında hayatını yitirenleri ansak Demirtaş’ı hatırlayacağız…
Bir siyasetçi unutulmamak ister! Lakin bir siyasetçi olarak unutulmaya başlayan Demirtaş, tamamen unutulmak isteyecek. Kimse, Demirtaş bile, kanla, gözyaşıyla, cinayetle, zulümle hatırlanmaya tahammül edemez!

GÜVENDİĞİ DAĞLARA KAR YAĞDI

Bugün tam anlamı ile Demirtaş’ın güvendiği dağlara kar yağdı. 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce kendisine Erdoğan karşıtı cephenin sözcülüğü görevini verenler, proje başarısız olunca Demirtaş’ı pek çabuk sattılar.
Programlarına çıkartıp saz çaldıranlar şimdi Demirtaş’ı ve HDP’yi yerden yere vuran açıklamalar yapıyorlar.
Demirtaş’ı dolmuşa getirip “Seni başkan yaptırmayacağız” , “YPG Fırat’ın batısına geçecek ve siz de mal mal izleyeceksiniz” açıklamalarını yaptıranlar, bugün yanında değil.
“Zafer” sarhoşluğu ile Erdoğan hakkında “Korkma, asmayacağız, adil yargılayacağız.” demişti Demirtaş. Bugün, tehdit ettiği Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyor; mal mal izleyeceksiniz dediği Türkiye, Kuzey Suriye’de Fırat Kalkanı Operasyonu’nu başarılı bir şekilde sürdürüyor. Sonraki hedefi ise Kuzey Suriye’deki PKK varlığı.
Demirtaş ise başkalarını tehdit ettiği akıbete uğradı, yargılanıyor.
Hem de tehdit için değil, gerçekten adil yargılanıyor. Rahatsızım dediğinde tam teşekküllü tıp fakültesi hastanesinde kontrolleri ve muayenesi yapılacak kadar adil yargılanıyor!
Söyleyen boşa söylememiş “büyük lokma ye büyük konuşma” diye. Hele ki; sırtını hakka, adalete, millete dayamıyorsan, hiç büyük konuşma!

MİLLİ SEFERBERLİK

Demirtaş’ı büyük konuşturan şeyse Türkiye’nin 15 Temmuz öncesinde içerisinde bulunduğu kuşatılmışlık hâliydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm uyarılarına ve çabalarına rağmen sorumluluk makamındaki kişiler, FETÖ tehlikesini ciddiye almıyordu. FETÖ, içeriden devletin etkinliğini kısıtlarken, diğer terör örgütleri ve Suriye krizi ülkeyi kilitliyordu.
15 Temmuz sonrasında devlet FETÖ’den arındırıldı, Fırat Kalkanı Operasyonu ile terörle mücadelede yeni bir anlayışa geçildi ve hepsinden önemlisi Türkiye’yi kuşatan psikolojik bariyerler yıkıldı. Devamlı enerjimizi tüketen savunma hâlinden kurtularak, daha atak ve daha aktif bir döneme girdik. Maalesef daha bitmedi. Yürümemiz gereken yol, kat etmemiz gereken mesafeler var. Ve bu zorlu süreçte daha fazla yoğunlaşmalı, daha fazla çalışmalı, daha dikkatli olmalı, birliğimizi ve dirliğimizi daha fazla kuvvetlendirmeliyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi bir milli seferberlik başlatmalıyız. Emir kulu olmayan, kendi namına ve hesabına hareket eden, güçlü ve büyük bir Türkiye için başka yol yok!

[Takvim, 16 Aralık 2016]

Etiketler: