DAEŞ Saldırılarının Stratejik Anlamı

Türkiye ise sadece güvenlikçi politikaların yeterli olmayacağını vurgulayarak ortaya çıkan mülteci sorunu, Irak ile Suriye'de demokratik sürecin yeniden inşası ve Esed'in tasfiyesi gibi konularda somut adımlar atılması gerektiğini ifade etmiştir.

Ortadoğu’daki istikrarsızlıktan beslenen DAEŞ, Irak ve Suriye ekseninde yerel bir çatışma ortamı içinde var olan bir yapı olarak ortaya çıkmış ve terör eylemleriyle tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. Bu noktada göze çarpan en önemli dinamik Amerika ve Avrupa Birliği’nin DAEŞ kaynaklı gelişmeleri sadece güvenlikçi bir perspektiften okuması ve salt askeri önlemler üzerinde durmasıdır. Türkiye ise sadece güvenlikçi politikaların yeterli olmayacağını vurgulayarak ortaya çıkan mülteci sorunu, Irak ile Suriye’de demokratik sürecin yeniden inşası ve Esed’in tasfiyesi gibi konularda somut adımlar atılması gerektiğini ifade etmiştir.

Son yaşanan terör olayları ise bu durumun önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Paris, Ankara ve İstanbul gibi bir yandan başkent özelliği taşıyan bir yandan da turistlerin sıklıkla tercih ettiği şehirleri hedef alması nedeniyle DAEŞ, birkaç mesajı birlikte vermeye çalışmıştır. Bu bağlamda Paris saldırıları ve Ankara saldırıları arasındaki benzerlikler ve DAEŞ’in sivillere yönelik eylemleri, Suriye özelinde Esed’in tasfiyesi için hemfikir olan Türkiye ve Fransa’ya karşı bir mesajdı.

DAEŞ’in İstanbul’daki son saldırısı ise DAEŞ’le mücadelede kararlılığını sürdüren Türkiye, ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin oluşturduğu müttefik koordinasyonunu hedef almıştır. DAEŞ tarafından seçilen hedefin çoğu Alman yabancı turistler olması Türkiye ve Batı arasındaki teröre karşı yekpare hareketi engelleme çabası olarak dikkat çekmektedir. Nihayetinde DAEŞ’le mücadeleyi sürdüren ülkelerin sadece güvenlik perspektifi üzerinden hamleler yapması yeterli değildir. Dolayısıyla Irak-Suriye hattında çok yönlü adımlar atılması amacıyla siyasi istikrarsızlığı ortadan kaldıracak girişimlerde bulunulması, sosyal politikalar geliştirilmesi ve ekonomik sıkışmışlığın giderilmesine yönelik politikalar oluşturulması gerekmektedir. Hiç şüphesiz ki oluşturulacak bu çok yönlü politikaların hayata geçirilmesi, teröre katılımı azaltacağı gibi huzurlu bir Ortadoğu için kritik bir anlam taşıyacaktır.

[Sabah Perspektif, 16 Ocak 2016]

Etiketler: