CHP’nin Lafzı ve Ruhu

CHP'lilere kalsa seçimlerin yaklaştığı bugünlerde CHP değişmiş durumda. Seçmeni, değişen CHP'ye oy vermeye davet ederken kullandıkları argüman ise CHP'nin seçim bildirgesinde yer bol keseden vaatler.

CHP uzunca bir süredir değiştiğini iddia ediyor. Her ne kadar bu değişim Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı ile başlayan ‘Yeni CHP’ söylemi ile daha iddialı ve belirgin bir hal alsa da, Deniz Baykal’ın ‘Anadolu Solu’ gibi farklı söylemleri de CHP’nin değişim meselesi çerçevesindeydi.

CHP’nin değişim sorunu neredeyse ‘Neşe’nin kepek sorunu’ ve ‘İpek’in cilt sorunu’ndan öte toplumu ilgilendiren bir meseleye dönüştü.

CHP’lilere kalsa seçimlerin yaklaştığı bugünlerde CHP iyiden iyiye değişmiş farklı bir parti olmuş durumda. Seçmeni değişen CHP’ye oy vermeye davet ederken kullandıkları temel argüman ise CHP’nin seçim bildirgesinde yer alan kredi faiz borçlarının silinmesi, dar gelirli ailelere maaş bağlanması gibi bol keseden vaatler.

Peki, CHP’nin seçim bildirgesi anlatıldığı kadar somut ve yapıcı önerilerle mi dolu? 203 sayfalık bildirgede sadece 6 kez Atatürk kelimesi geçiyor. Bunlardan 4’ü alışageldiğimiz çağdaşlık vurgusu çerçevesindeyken, 1’i Atatürk Kültür Merkezi bağlamında, 1’i dış politikayla alakalı olarak “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” sözünü alıntılanırken kullanılıyor. CHP için gayet iyi bir rakam.

Bildirgede ‘laiklik’ 12 yerde karşımıza çıkıyor. Atatürk’e göre nispeten fazla olsa da bildirge ‘laiklik’ kelimesini, inançlara saygı, inanç özgürlüğü, barış ve demokrasi gibi tamamlayıcı kelimelerle bir arada kullanmaya özen gösteriyor.

‘Laiklik’ten ve ‘Atatürk’ten bu kadar kolay vazgeçen CHP’nin seçim bildirgesi çağdaşlık konusunda ısrarlı. Çağdaş kelimesi toplam 34 yerde çağdaş kentler, çağdaş kooperatifçilik, muhtaçlara çağdaş bakım anlayışı, çağdaş müzecilik, çağdaş toplum, çağdaş bir sosyal demokrat devlet, çağdaş dünya, çağdaş demokrasi, çağdaş kırsal kalkınma, çağdaş teşvik modelleri gibi kullanımlarla karşımıza çıkıyor. Kent, kooperatifçilik, müzecilik, sosyal demokrat devlet, kırsal kalkınma gibi teknik ve somut meselelerde “nasıl” sorusunu cevaplamak yerine çağdaşlığa sığınmak sözlüye kalkınca kesilen elektrikleri diline dolayan tembel ilk mektep öğrencisini hatırlatıyor.

Pardon, mektep değil okul demeli ki çağdaş olsun!

PROJE PARTİSİ

CHP’nin lafzı böyle peki ya ruhu? Bildirgenin eğitim bölümü CHP’nin ruhu hakkında fikir vermesi için biçilmiş kaftan. Eğitim sistemimize dönük CHP’nin en dikkat çekici somut” vaadi ‘1+8+4’ şeklinde formüle edilen 1 yıl okul öncesi, 8 yıl ilköğretim ve 4 yıllık ortaöğretimden oluşan 13 yıllık zorunlu eğitim. Şu an uygulanmakta olan 4+4+4 sisteminden belirgin farkı ise zorunlu eğitimi 1 yıl arttırması ve 4+4’lük iki bölümde sunulan 8 yıllık ilköğretimi kesintisiz hale getirmesi.

Kesintisiz kelimesi “somut” olarak bildirgenin lafzında geçmiyor ama ruhunu oluşturuyor çünkü CHP mesleki eğitimi 8 yıllık ilköğretimin dışına çıkartacağını da söylüyor. Yani 1 yıllık okul öncesi eğitimden sonra bütün öğrenciler 8 yıllık boyunca aynı müfredatı takip edecekler. Bütün bir mesleki eğitime mal olsa da imam hatip liselerinin orta kısımlarını kapatmak hala CHP’nin rüyalarını süslüyor.

Tam bu tabloya bakarak CHP’nin ruhunda değişen bir şey olmadığını 28 Şubat CHP’sinin biraz makyajla karşımızda durduğunu düşünürken çok daha ilgi çekici ve ‘çağdışı’ bir başka eğitim vaadi ile karşılaşmak mümkün; ‘Kent Enstitüleri’. Köy Enstitüleri’nin ve Halk Evleri’nin muhteşem bir terkibi olduğu anlaşılan bu kurum bizi 28 Şubat’tan da eskiye, 1930’larda uygulanan eğitim yoluyla Batı

Etiketler: