CHP Nereye Gidiyor?

CHP’de, çok tartışmalı bir isim, İstanbul il başkanı olarak seçildi. İl başkanı olarak seçilen kişinin sosyal medya hesaplarından paylaştığı açıklamalar, eğer başka bir siyasi partinin bırakın il başkanını, sıradan bir üyesi tarafından bile paylaşılsa CHP yeri göğü inletirdi.

CHP’de, çok tartışmalı bir isim, İstanbul il başkanı olarak seçildi. İl başkanı olarak seçilen kişinin sosyal medya hesaplarından paylaştığı açıklamalar, eğer başka bir siyasi partinin bırakın il başkanını, sıradan bir üyesi tarafından bile paylaşılsa CHP yeri göğü inletirdi.

Ve tepkisinde haksız da sayılmazdı.

CHP İstanbul İl Başkanı seçilen Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medya paylaşımlarında neler yok ki…

Devleti, 1915 Ermeni tehciri meselesinde  “soykırım”la suçlamak var. PKK ile mücadelede devleti “seri katil” olarak göstermek var. 15 Temmuz darbe girişimine karşı darbecilerin safında hizalanmak ve darbecilere karşı canı pahasına direnen insanlara hakaret etmek var.

Diğerlerini sıralamaya gerek bile yok.

Mustafa Kemal’in kurduğu ve bugün için onun mirasına sahip çıkarak siyaset yaptığını söyleyenlerle, söz konusu il başkanının beraberce nasıl siyaset yaptıklarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Ama şimdilik, böyle bir siyasi anlayışa sahip olan bir siyasetçinin, CHP’nin il başkanı olmasının anlamına, bu seçimle neyin amaçlandığına ve söz konusu seçimin doğuracağı sonuçlara odaklanmak gerekiyor.

***

CHP lideri Deniz Baykal’a kaset kumpasını kuranlar, söz konusu dönemde sadece bir lider değişikliğini planlamadıkları her kritik dönemde bir kez daha açığa çıkıyor.

2007 sonrasında diğer partilere de kumpaslar kurularak Türk siyaseti baştan aşağı dizayn edilmeye çalışılmıştı.

MHP lideri Devlet Bahçeli, söz konusu dizayn siyasetinin farkına vardıktan sonra, direnerek partisine kurulan kumpasları etkisiz hâle getirdi.

Büyük Birlik Partisi yeni yeni toparlanmaya çalışıyor.

Saadet Partisi sadece üst yönetim olarak var. Uzun dönemdir partinin eski tabanı, Millî Görüş Hareketinin, Saadet Partisi’nin üst yönetiminin izlediği siyaset üzerinden tamamen tasfiye edilmeye çalışıldığını tartışıyor.

Sözü getirmek istediğim yer şurası. İstanbul siyaseten sıradan bir şehir değil. Dolayısıyla, İstanbul il başkanlığı her siyasi parti için çok stratejik bir öneme sahip.

Önümüzdeki günlerde CHP’nin genel kurultayı var.

Bu kadar sorunlu siyasal söyleme sahip bir kişinin seçilmesinin önünün açılması, aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun tekrar genel başkan seçilmesi ile doğrudan ilgili. Çünkü İstanbul delegasyonunun kongrede ağırlığı malum. Yeni seçilen il başkanına oy veren delegelerin kurultayda ulusalcı ve Kemalist bir adaya karşı, Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecekleri aşikâr.

***

Diğer taraftan bu seçimle, 2019 için AK Parti karşıtı ittifakın dizaynı da amaçlanmakta.

İyi Parti’ye büyük umutlar bağlanmasına rağmen istenilen sonuç ortaya çıkmadı. İyi Parti’nin mevcut sağ siyasetin içinden bu hâliyle anlamlı bir oy alamayacağı kesinleşti. Bu durumda bu oy oranı ile ittifak ve dizayn siyasetinde bir karşılığı olmayacak.

Dolayısıyla da, Kaftancıoğlu gibi birinin CHP’de il başkanı olması, ulusalcı CHP’lilerin Meral Akşener’i desteklemesini sağlayabilir. Böylece Akşener siyasette, ilerideki dizayn siyasetleri için bir alternatif olarak tutulur.

***

Böyle bir tercihin başka bir amacı da HDP ve CHP iş birliğinin ve ortaklaşmasının daha da hızlandırılmasıdır. Özellikle İstanbul yerel seçimlerinde HDP ve CHP’nin ortak bir aday çıkarması, HDP siyasetini benimseyen bir il başkanı ile  daha kolay hâle gelecektir. HDP’nin de razı olacağı bir belediye başkanı adayı için CHP’de yapılacak bir ön seçim, İstanbul’a aday olmayı düşünen ulusalcı CHP’lilerin elenmesini ve saf dışı kalmasını beraberinde getirecektir.

***

Ama bu senaryoların hayata geçmesi için, CHP kurultayının sonucunu beklemek gerek. Kurultay sonrasında, parti yönetiminin de ağırlığının sosyalist sol ve HDP siyasetine yakın siyasetçilerden teşekkül etmesi hâlinde, CHP içinde tartışmalar daha da derinleşir. Parti içi çekişmeler yönetilemez hâle gelir. Ve böyle bir durumda partiden kopuşlar başlar.

1967’de CHP’den kopanlar tarafından kurulan Güven Partisi’ne benzer yeni bir parti bile kurulabilir.

CHP genel başkanlığı için uzun dönemdir adı geçen Metin Feyzioğlu’nun Güven Partisi’nin genel başkanının torunu olduğunu da bu anlamda hatırlamak gerekiyor.

[Türkiye, 16 Ocak 2018]

Etiketler: