Charlie Hebdo’da Ama Diyebilmek…

Charlie Hebdo'dan bahsederken başvurulan “ama”lar katle meşruiyet kazandırmak için değil kamuoyuna biraz da acemice dayatılan verileri sorgulamak için kullanılıyor.

Fransa’daki terör saldırısına ilişkin cevapların çoğuna henüz ulaşamadık. Açığa kavuşan ayrıntılar cevaptan çok soru üretiyor. Aynı esnada ise Müslümanlara yönelik başka bir global terör dalgası ortalığı kasıp kavuruyor. Charlie Hebdo’nun önünde Kouachi kardeşlerin tekbir seslerinin duyulmasına müteakip başlayan bu terör, Müslümanların ne yapması ve yapmaması gerektiğini, ne söylemesi veya söylememesi gerektiğini, ne sorması veya sormaması gerektiğini, ne düşünmesi veya düşünmemesi gerektiğini, hatta neye inanması veya inanmaması gerektiğini faşizan bir şekilde Müslümanlara dayatmaya çalışıyor. Bir türlü tatmin olmayan bir terör örgütü bu; kaldı ki Müslümanların onları neden tatmin etmesi gerektiğini de bilmiyoruz.

Artık bir temenniye dönüştürdükleri “Fransa’nın 11 Eylül’ü” ifadesini üstüne basa basa ve gözlerinin önünde Müslümanların tabutlarını canlandıra canlandıra kullanıyorlar. Tabii 11 Eylül sonrasında olduğu gibi Müslümanlar içlerine koyulacakları bir tabut bulabilirlerse. 11 Eylül bir felaketse ABD’nin 11 Eylül sonrası İslam dünyasını içerisine soktuğu durum daha büyük bir felakettir. Hala o felaketin acılarını çekiyoruz. Hatta Charlie Hebdo saldırısının ideolojik geçmişi açısından da bir dönüm noktasıdır 11 Eylül. “Fransa’nın 11 Eylül’ü” ifadeleriyle Batı’nın zihnini 11 Eylül sonrası “hak etmişlerdi” operasyonlarına hazırlamak ve hala 11 Eylül sonrası Müslümanlara yönelik zulmün canlanması hayalini kurmak, onulmaz bir İslam karşıtlığının ve İslam’ı sonsuz iyilik-kötülük mücadelesinde “evrensel kötü” koltuğuna oturma çabasının bir parçası değildir de nedir?

ÇUVALDIZ BATA BATA

Kaç kere söyleyeceğiz, sorunu dinde değil ideolojide arayın diye? İlla bir dinde arayacaksanız da İslam’da aramayın ya saldırganların ürettiği dinde ya da kendi kafanızda yarattığınız dinde arayın… Öldüren kendisine Müslüman diyor, ölen polis Müslüman, Yahudi marketinde müşterilerin canını kurtaran Müslüman. Fransız polisindeki Müslüman sayısı Fransız El-Kaideli sayısından kat be kat fazladır. Hala neyi tartışıyoruz? Bakın biraz insaflı ve iyi niyetli olsanız görürsünüz ki istatistik ilmi sizin terörle İslam’ı özdeşleştirme ve Müslümanları karşınızda “el pençe divan durdurma” projenizi paçavraya çeviriyor. Sadece 11 Eylül sonrasını ele alın, terörün aldığı Müslüman can sayısı kat be kat daha fazladır. Müslüman’ı katledenin kendisine Müslüman demesi ile devlet demesi arasında da hiçbir fark yoktur. Esed’in varil bombası da Müslüman sivilleri öldürmekte, ABD’nin insansız hava araçları da sivilleri öldürmektedir. İlla ölenin ve öldürenin dinini konuşacaksanız, Müslümanlar ölüyor, onun için de bir iki kelam etmelisiniz.

AMA DİYENE LİNÇ

“Terörü amasız kınayın” çağrısını amacını açıp bir sopaya dönüştü. Fox TV’nin sahibi Rupert Murdoch gibiler daha da ileri gidip kınayıp kınamamanız önemli değil “sorumlu tüm Müslümanlardır” dedi. Charlie Hebdo’nun İslam karşıtlığı ve El-Kaide dışında hiçbir taşın yerine oturmadığı bir saldırıya ait soru sormak bile yasaklandı. Yasağı çiğnemenin cezası ise “entelektüel” linç. Bir de yerli ve yabancı dibi kara ten

Etiketler: