CENTCOM ve PYD

Obama döneminde başlayan bir eğilim devam ediyor. Amerika, Suriye'de PYD'yi kara gücü olarak kullanmak istiyor.

Amerika’nın PYD’ye verdiği destek yeni değil. Uzun süredir şahit oluyoruz. Son geldiği nokta hayret verici.

Amerikalı yetkililer Türkiye’nin vurduğu Karaçok’taki PYD’lileri ziyaret ediyor ve teröristlerle fotoğraf veriyor.

Türkiye, Suriye sınırında Amerikan zırhlı birlikleri geçişler yapıyor ve bu geçiş görüntüleri basına veriliyor.

Mesaj kaygısı olduğu çok açık.

Hedefi de tabii ki Türkiye.

Öncelikle Amerika’nın bunu neden yaptığını konuşmak lazım. Aslında hikaye basit.

Obama döneminde başlayan bir eğilim devam ediyor. Amerika, Suriye’de PYD’yi kara gücü olarak kullanmak istiyor.

Bu isteğin ardında Obama’nın ürettiği çözümsüzlük vizyonu yatıyor. Amerika, Suriye’de bir çözüm arayışı içinde değil. Çeşitli örgütlerin ve ülkelerin yürüttüğü bu vekalet savaşının sürmesi en az Amerika’yı etkiliyor. Bir kara gücü bulduktan sonra Amerika sadece havadan vurmaya devam ederek savaşı çözümsüzlük yönünde idare edebildiğini düşünüyor. PYD, bu savaşta oldukça kullanışlı görünüyor.

PYD’nin yaklaşık 50 bin kişilik gücü olduğu tahmin ediliyor. Amerika bu örgüte uzun süredir yatırım yapıyor.

Eğitim verdi. Silah verdi. PYD için yoğun bir kamuoyu kampanyası yapıldı. Batı medyasında “DEAŞ’a karşı savaşan özgürlük savaşçıları” olarak tanıtıldı. PKK’dan farklıymış gibi sunuldu. Sözde bir meşruiyet üretildi.

Aslında bu kampanyayı yürütenler kendileri de biliyor PYD’nin PKK’dan farklı olmadığını. Ama bunu özellikle gizliyorlar.

Öte taraftan PYD, durumdan çok memnun. Amerika’nın koruması altına girdiğini ve Amerika sayesinde ilerleyebileceğini düşünüyor. Bu bölgedeki yalnızlıktan kurtulmak anlamına geliyor. Suriye iç savaşının en zayıf gücüyken Amerikan desteğiyle en etkili güçlerden biri haline geldiğini hissediyor. Suriye’nin kuzeyini güvenli bölge haline getirmeye çalışıyor.

Amerika için Suriye meselesi şimdilik Rakka’ya indirgenmiş durumda. Çünkü Amerika’nın askeri harekatı siyasi vizyondan bağımsız gidiyor.

Suriye’de ne yapılacağına dair hala net bir kanaat yok. Rusya, Türkiye, İran ve Amerika’nın nasıl olup geniş bir çözümde uzlaşılabileceğine dair hiç kimsenin belirgin bir kanaati yok.

Uzun süredir söylüyorum. PYD’ye verilen bu desteğin bu kadar abartılı bir noktaya ulaşması Amerikan hükümetinin değil bürokrasisinin bir soncudur. Trump hükümeti, dış politika ve güvenlik alanlarına tam hakimiyet kuramadığı için Obama döneminden kalan CENTCOM kendi başına hareket ediyor. Suriye’deki iç savaşı sonlandırmak yerine, vekalet savaşı halinde sürdürmeye ve Rakka’ya yapılacak bir askeri operasyona odaklanmış durumda. Rakka, DEAŞ’tan temizlense bile ne olacağına dair hiçbir kanaatleri yok. Amerikan ordusu başına buyruk hareket ettiği için bu tür saçma görüntülerle karşılaşıyoruz.

Siyaset meseleyi devralırsa şayet, o zaman bir siyasi plan üretir ve CENTCOM da ona uygun bir konum almak durumunda kalabilir.

Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 Mayıs’ta Trump ile yapacağı görüşme kilit öneme sahip. Eğer o görüşmede Trump, bu görüntüyü düzelteceğine dair güvence verebilir ve bunun gereğini yerine getirmeye yönelik öncü adımlar atabilirse o zaman Türkiye hala Amerika ile birlikte hareket edebilir. Mesela CENTCOM komutasının değişmesi bu yönde güven verici bir adım olurdu. Çünkü mevcut komuta heyeti başta Votel olmak üzere görevde kaldıkları müddetçe bu tür kriz yaratıcı görüntüler üretmeye devam edecektir.

Aslında bu tür adımların atılması hiç de imkansız değil. Geçen küçük bir örneğini gördük. Türkiye’deki askeri bir görüşmeye Türkiye’nin tepkisi nedeniyle CENTCOM komutanı değil, Avrupa Kuvvetler Komutanı geldi. Türkiye bu pozisyonu devam ettirirse bu tür alanlarda sonuç alabilir. Bu yalnızca bir örnek. Başka alanlarda da Türkiye Amerika’yı pozisyon değişikliğine ikna edebilir. En azından Amerikan yönetimi siyasi bir Suriye vizyonu üretene kadar bu tür ara çözümler üretmek gerekebilir.

[Takvim, 2 Mayıs 2017]

Etiketler: