Terör örgütü PKK destekçileri, Fetullahçı terör örgütü/Paralel devlet yapılanması (FETÖ/PDY) üyeleri ve ulusalcılardan oluşan küçük gruplar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı protestoda birleşti. Erdoğan, Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmak üzere geldiği ABD’nin başkenti Washington’da düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde “Küresel sınamalar ve Türkiye’nin 2023 hedefleri” başlıklı bir konuşma yaptı.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşünce kuruluşuna gelişi esnasında, PKK destekçileri, FETÖ üyeleri ile ulusalcılardan oluşan küçük gruplar binanın karşısındaki kaldırım üzerinde yan yana sıralanarak Erdoğan ve Türkiye aleyhine pankartlar açıp sloganlar attı.PKK’ya destek veren küçük bir grubun YPG flamaları ve terör örgütü PKK elebaşısı Abdullah Öcalan posterleriyle protesto gösterisine katılmaları dikkat çekti. Hakkında yakalama kararı bulunan paralel yapının önde gelen isimlerinden Emre Uslu da küçük bir grupla birlikte protestoya katıldı. ( Samuel Corum - Anadolu Ajansı )

Biri Bunları Toplasın

Hâlâ, bütün arsızlıklarını takınıp bizlere "yargılanacaksınız" diye tehditler savuruyorlar. Ortada bir örgüt ve bu örgütün "kamuoyu önderleri" var. Ve bu "önderler" bu memleketin en temel meselelerinde bile birbirlerine karşıtlık içindeler.

Paralel yapının bir zamanların anlı şanlı medya yüzleri birbirine girmiş durumda. Entelektüel donanımları her zaman sığdı. Ancak düşünür gibi yapıp, papağan misali aynı şeyleri tekrarladıkları için sığlıklarını örtebiliyorlardı.
Emir üzere, özgür iradelerini kullanıp ettikleri ezberi okuyorlardı. Yaşadıkları yenilgi hali hem morallerini çökertmiş, hem de ayarlarını bozmuş.
Yıllarca tepelerindeki zat, bunlara üfürdü durdu. Yok kendisine “üfürükçü” demedim. Öyle dersem iltifat etmiş olurum.
Bu zat, hezeyanlarını “insanlığı kurtaracak fikirler” diye üfürüyor. Ne var ki bir süredir kendi derdine düşmüş, pek üfüremiyor.

***

Hal böyle olunca, bu üfürücüye bağlı tipler de ne yapacağını şaşırmış halde ortalıkta dolanıyorlar.
Misal, bu yapının maruf simalarından bazıları, “madem ittifak kurduk, tam kuralım” deyip “laik kesim”e şirin gözükmeye çalışıyor. Kamuoyu önünde “şu dini terminolojiyi bir kenara bırakalım” diyor. Bazıları ise bunu “aşağılık kompleksi” olarak etiketliyor, “dinden gayrı sömürecek neyimiz var” edasıyla bu öneriye karşı çıkıyor.
Kimisi çıkıp sempati toplamak namına “Ergenekon’da hata yaptık” diyor.
Öbürleri “kafayı mı yedin bunu dersek bizi küllüm göçertirler” deyiveriyor.
Bazıları HDP ile yakınlaşmaktan, Kürt fobisinden ve hatta KCK davalarından dolayı özür dilemekten bahsediyor.
Ötekiler bu lafların “hapisteki yiğitleri inciteceği”nden. Kimi paralel yapı mensupları, içinde bulundukları o habis yapıyı “Yahudi Cemaati”ne benzetiyorlar.
O yapının “Yahudi Cemaati” gibi, eğitimli ve zengin insanları bünyesinde barındırdığını, dolayısıyla özgül ağırlığının çok fazla olduğunu iddia ediyorlar.
Bazıları ise buna karşı çıkıyor “ne yapıyorsun, ne güzel İsrail üzerinden hükümete yükleniyorduk” diyorlar. Bu “Yahudi cemaati” benzetmesini insanlara nasıl izah edeceklerini sorguluyorlar.

***

Sokma akıl buraya kadar! Çil yavrusu gibi dağılmış durumdalar. Beter olsunlar.
Hep bir ağızdan aynı teranelerle bu millete operasyon yaptılar. Ne millet ne tarih ne devlet onları affedecek.
Hâlâ, bütün arsızlıklarını takınıp bizlere “yargılanacaksınız” diye tehditler savuruyorlar. Ortada bir örgüt ve bu örgütün “kamuoyu önderleri” var. Ve bu “önderler” bu memleketin en temel meselelerinde bile birbirlerine karşıtlık içindeler.
Bunun bir nedeni bu memlekete tepeden bakmaları. Memlekete yabancı olmaları. Bir nedeni de omurgasızlıkları.
Bu yaşadıkları teşevvüşün en temel nedeni ilkesizlikleri, tepelerindeki zatın yıllar yılı her kılığa girmesi.

***

Bütün bunlara, bu kafa karışıklıklarına, bu saçmalama seanslarına rağmen bir konuda ilginç bir mutabakata varmış vaziyetteler.
Paralel yapının maruf tipleri, açık ve net biçimde “halkı aşağılama seansları” yapıyorlar. Halka “bidon kafalı” deme noktasına geldiler.
Açıkça “bu halk iflah olmaz” diyorlar. Halkı “Allah’ın gazabı”yla korkutuyorlar.
Halkın toplu olarak hipnoz edildiğinden bahsediyorlar. Halka “devletin kara propagandası altındaki cahil sürüsü” diye hakaret ediyorlar.

***

Yakışır! Siyasi irade, siyasi kararlılık, siyasi liderlik ve bizatihi demokratik siyaset bu nedenle mühim.
Bam tellerine basıldığında nasıl da bütün yüzleri çıktı piyasaya.
Daha da çıkacak…

[Sabah, 27 Nisan 2016]

Etiketler: