8 Kasım 2020 | ABD başkanlığına seçilen Joe Biden,akşam saatlerinde gerçekleştirdiği zafer konuşmasında, ''Bölen değil, birleştiren bir başkan olacağıma söz veriyorum.'' dedi.

Biden Ne Yapabilir?

Biden kaçınılmaz olarak bir rüzgâr estirebilir. Amerika'yı özleyenlerin bekledikleri söylemleri de üretebilir. Fakat Amerikan merkezli neoliberal bir uluslararası düzen kurma şansı yok denecek kadar az.

Sonunda belli oldu. Amerikan seçimlerini Demokrat Biden kazandı. Trump karşıtları bayram ediyor. Bazen de abartılı iyimserlik gösterilerine rastlıyoruz. Özellikle Türkiye’de muhalefet bunu yeni bir nefes olarak görüyor. Biden’da ne bulduklarını pek anlamak mümkün değil ama sanırım Amerikan merkezli dünya siyasetinin yeniden kurulacağını hayal ediyor olabilirler. Bu mantığa göre, Trump geldiği günden beri Amerika’yı izolasyonculuk çizgisine çektiği için uluslararası kurumlar işlemez hale gelmişti. Yerelcilik ve popülizm artış gösteriyordu. Biden gelince uluslararası siyasette yeniden uluslararası kurumları ön plana çıkartabileceğini düşünüyorlar.

Bir kısmı doğru. Biden Amerikan dış politikasını yeniden belirlemeye çalışacak. Amerika’yı dünyanın merkezine konumlandırıp uluslararası olaylara daha müdahil hale getirmek isteyecek. Bunu tercih eder misiniz bilmem ama bunda başarılı olabileceğini düşünüyorsanız ciddi anlamda yanılıyorsunuz.

Biden kaçınılmaz olarak bir rüzgâr estirebilir. Amerika’yı özleyenlerin bekledikleri söylemleri de üretebilir. Fakat Amerikan merkezli neoliberal bir uluslararası düzen kurma şansı yok denecek kadar az. İki çok büyük sorunu var.

Birincisi dünya eski dünya değil. İkincisi Amerika eski Amerika değil.

Amerika’nın çöktüğünü falan ima etmiyorum. Amerika’nın dünya siyasetindeki ağırlığını da küçümsemek gibi bir niyetim yok. Ama yeni Amerikan kabinesi kutuplaşmanın zirve yaptığı bir dönemde göreve geliyor. Seçim sonuçları Amerikan toplumunun ciddi bir gerilime doğru koştuğunu da gösteriyor. Amerika’daki izolasyonculuk bitmiş falan değil. Aksine şimdi daha da bilendi. Biden her uluslararası siyaset hamlesinde her şeyden önce kendi iç kamuoyundan ciddi eleştirilere maruz kalacaktır. Amerikan ekonomisini düzeltmesi ve dış politikada maceracılıktan uzak durması gerektiği sürekli toplum tarafından kendine hatırlatılacak. Zaten Obama da bir çeşit izolasyoncuydu. Ama bu işi Trump’tan daha kibar yapıyordu. Biden’ın da üçüncü bir Obama dönemi olacağını düşünecek olursak öyle dünya siyasetinde muazzam bir Amerikan rüzgârı esmeyeceğini öngörebiliriz.

Sonuçta kimse Biden’ın dünyada güç kullanacağını düşünmüyor. Ama güç kullanmadığı müddetçe de Amerika’nın ikna edici bir süpergüç gibi davranması imkansıza yakın. Sadece uluslararası kurumlar yoluyla Rusya ve Çin gibi aktörleri herhangi bir yola sokması beklenmez. O zaman da tüm yapıp ettiği kuru bir söylemden ibaret kalabilir. Eğer mesela Rusya’yı güç kullanarak Suriye ve Libya’dan itebileceğini düşünüyorsanız o zaman Biden fark yaratacak dersiniz. Ama aksi halde Biden dönemi Obama gibi çok laf az iş dönemi olabilir.

Ama bu Biden’ın Türkiye karşıtlığı yapmayacağı anlamına gelmez. Her türlü yolu deneyeceğini zaten kendi söylüyor. Ekonomik sıkıştırma en büyük silahı olacak. Ama bunun dışında pek fazla yapabileceği iş yok.

[Sabah, 9 Kasım 2020]

Etiketler: