Beceriksiz Sefir

Yokluğundan hiçbir tasa, hiçbir elem duymayacağız Mr. Bass. Bilakis hiçliğinden memnun olacak, muharrirane tecessüsümüzle çalışmalarınızı takip etmeye devam edeceğiz.

ABD’nin skandal Türkiye Büyükelçisi John Bass nihayet gidiyor. Gidiyor gitmesine de giderken yine birçok çam deviriyor. Şecaat arz ederken, bir kez daha sirkatin söylüyor.

Kendisinin gazetemiz SABAH’a olan düşmanlığı yeni değil. SABAH defalarca ABD Büyükelçiliği’nin üstüne vazife olmayan faaliyetlerini deşifre etti.

Haber ve yorumlarıyla “hayırdır, Mr Bass?” diye sordu. İyi de yaptı…

***

Malum, cuma günü gazetemiz “İşte ‘İrtibatçı’nın FETÖ Bağlantıları” manşetiyle çıkmıştı. Kenan Kıran ve Nazif Karaman imzasını taşıyan ve manşete çıkarılan haberde ABD Büyükelçiliği’nin bir gün önce bir bildiri yayınlayarak sahiplendiği Metin Topuz’un ilişkileri ortaya konuyordu.

Kaynak, İstanbul Başsavcılığı’ydı.

Bu haber üzerine yer yerinden oynadı.

Büyükelçilik, bu haberdeki iddialara cevap vereceğine bir başka skandala daha imza attı.

Bir büyükelçilik görevlisi, o gün gerçekleşecek veda yemeğine davetli olan gazetemiz yazarı Hilal Kaplan’ı arayıp daveti geri çektiklerini bildirdi. Aman ne büyük ceza!

Görev süresi boyunca “basın özgürlüğü” naraları atarak Türkiye’nin iç işlerine karışmayı vazife edinmiş John Bass’in gerçek yüzünü bundan daha iyi ne gösterebilir?

Bilmem hatırlar mısınız, FETÖ’nün yayın organı Zaman’a Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız mahkemeleri kayyum atadığında “nerede kaldı basın özgürlüğü” diye veryansın etmişti zatı şahaneleri.

Medya Derneği’nin bu çirkin hadise üzerine kamuoyuna yaptığı duyuruda ifade ettiği gibi “yazarı olduğu gazete tarafından gerçekleştirilen araştırmacı gazetecilik faaliyetleri nedeniyle bir gazeteciyi ve kurumunu cezalandırabileceğini zanneden ABD büyükelçiliği kendisini cezalandırmaktan öteye gidememiştir.” Bu saçmalığın mimarı da ABD’nin beceriksiz sefiridir.

***

Bütün bu olan bitene Mr. Bass’ın yorumu ne oldu peki? Tam da kendisine yakışan bir yorum yaptı: “Türk hükümetindeki bazı insanların intikam peşinde olduğunu” söyledi.

Görev süresince beceriksiz sefirin basın bülteni gibi kullandığı Cumhuriyet gazetesi haberi şöyle duyurdu: “Büyükelçi Bass yaptığı toplantıda, İstanbul Başkonsolosluğu’nun bir çalışanının 15 Temmuz darbe girişimiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla tutuklanmasına yönelik yandaş basında çıkan yazılara ve Türk hükümetine sert mesajlar verdi.” Manşeti de keşke “Genç Amerikalılar Rahatsız” diye atsalardı. Kendilerine yakışanı yapmış olurlardı. Genç subaylardan umduklarını bulamadılar, şimdi genç Amerikalılara dadandılar belli ki!

“İntikam” terimini kullanması son derece ilginç. Neyin intikamı olabilir ki bu? Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı yürütülen yıpratma savaşına taraf olduğu hepimizin malumu. Mücahit Küçükyılmaz haklı olarak sormuş: “Hükümet neyin intikamını almak istiyor Sayın Büyükelçi? Yoksa 15 Temmuz ile ilgili bilip de söylemediğiniz bir şeyler mi var?” Kendisini daha önce bir yazımda uyarmış, Cumhuriyet gazetesine fazla maruz kaldığını, Türkiye’deki ABD karşıtlığını yükselttiğini söylemiştim.

Gerçekten göreve geldiği 2014’ten bu yana yürüttüğü faaliyetlerle sadece ve sadece Türkiye’deki ABD karşıtlığının yükselmesine yol açtı.

***

Yokluğundan hiçbir tasa, hiçbir elem duymayacağız Mr. Bass. Bilakis hiçliğinden memnun olacak, muharrirane tecessüsümüzle çalışmalarınızı takip etmeye devam edeceğiz.

[Sabah, 09 Ekim 2017]

Etiketler: