Asya Pasifik Mücadelesinde İngiliz Sürprizi

Pekin merkezli AIIB'nin amacı, Asya'nın altyapı finansmanına destek olmak... Banka, bölge için, IMF, Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası gibi, Batı'nın ve Japonya'nın söz sahibi olduğu kurumlara bir alternatif niteliğinde.

Batı’nın gözünün, Çin dolaylarından asırlardır çekilmediği bir gerçek… Örneğin; Çin İmparatorluğu’na ekonomik yollarla nüfuz etme hevesi nice nesiller tüketmiş; 17. yüzyılda kapıdan içeri girmeyi başaran İngilizler ise, Çin mallarını satın alırken karşılığında hiçbir şey satamamışlardı. Zira Çin, Avrupa’nın mallarıyla ilgilenmemiş, diplomatlarını bile görmekten kaçar olmuştu.

18. asır sonunda ikna çabaları karşısında, İngilizlerin İmparator’dan aldığı cevap ise, ağırdı:

“İmparatorluğumuz her şeye bollukla sahiptir ve sınırları dışındaki hiçbir üründe eksikliği yoktur. Bu nedenle, dışarıdaki barbarların ürünlerini ithal etmeye ihtiyacımız yoktur. Ancak ürettiğimiz çay, ipek ve porselen Avrupa’nın mutlak ihtiyacı olduğundan, Canton bölgemizde, bir iyilik göstergesi olarak yabancı firmaların kurulmasına izin verdik ki; ülkeniz keremimize mazhar olsun”.

BUNA GÜMÜŞ MÜ DAYANIR?

Böylesi yüksek perdeden bir cevap! Kabul edilir cinsten değildi. Zaten özellikle artan çay tiryakiliği nedeniyle, Çin’den yapılan ithalatın ve ortaya çıkan ticaret açığının haddi hesabı yoktu. Ödeme olarak Çin’e aktarılan binlerce ton gümüşün de… Zira Çin’in kabul ettiği ödeme aracı gümüştü ve Krallık, bu gidişatı sürdürecek gümüşe de sahip değildi.

O halde, İngilizler nasıl çay tiryakisi olmuşsa, Çin de başka bir şeylere tiryaki edilebilirdi. Ve yol bulundu: İngiliz tüccarlar Çin’e kaçak yolla afyon sokmaya başladı ve çok geçmeden halkın önemli bölümünü tiryaki hale getirdi. Böylece İngilizler, Çin malları karşılığı afyon vererek gümüş eziyetinden kurtuldu.

AFYON BAHANE

Ancak olan, Çin halkına olmuştu. Durum ayyuka çıkınca Çin İmparatoru İngilizleri, ülkelerinde yasaklanan maddeye Çin halkını maruz bırakmakla suçladı. Tonlarca afyonun yok edilmesi emriyle büyüyen gerginlik, 1839’da Afyon Savaşı (Opium War) ile sonuçlandı. Ancak savaşı İngilizlerin kazanması, Çin için büyük ödünler anlamına gelecekti. 1856’da 2. bir Afyon Savaşı’nın yaşandığını da ekleyelim.

Bu dönemden sonra İngilizler bölgede daha da hâkim oldu ve arzu edilen (afyon dâhil) yoğun ticaret ilişkisi başladı. Hong Kong da, bu yıllarda bir İngiliz kolonisi haline geldi. Hatta 1865’te, Çin’le ticarette duyulan banka ihtiyacı için, Hongkong and Shanghai Banking Company kuruldu. Kısaca, HSBC…

Velhasıl Afyon Savaşları, bölgede İngiliz gücünün yerleşmesini sağladı ve Çin’de ekonomik ve sosyal travmalar yaşanmasına neden oldu. Konunun bahanesi afyon satışı ise, ABD’nin de verdiği destekle ivme kazandı. Zaten savaş öncesinde Çin ile ticareti en yoğun olan bir diğer ülke de, ABD idi. Sonrasında ise Çin kapıları, İngilizlerin yanı sıra, ABD’ye de iyice açılmış oldu.

İNGİLTERE BANKADA

19. asırda afyon sayesinde Asya’nın göbeğine konuşlanan iki müttefik, bugünlerde ise ilginç bir tartışmaya sahne oluyor. Hatırlarsanız, ABD’nin Çin’e karşı Asya’yı dengeleme planı olan Asia Pivot’a daha önce değinmiştim. Hatta Çin’in de, hissettiği baskı nedeniyle kendi gücünü oluşturma telaşında olduğunu ele almıştık.

İşte bu telaşın bir parçası olan ve Ekim 2014’te Çin liderliğinde oluşturulan Asya Altyapı Yatırım Bankası (Asian Infrastructure Investment Bank- AIIB) güçlü adımlarla ilerlemeye devam ederken, geçen hafta İngiltere sürpriz bir hamle yaptı. Bankanın kurucu üyesi olacağını açıklayan İngiltere, ABD’nin kafasının tasını attırmışa benziyor.

ESKİ KÖYE YENİ ADET

Pekin merkezli AIIB’nin amacı, Asya’nın altyapı finansmanına destek olmak… Banka, bölge için, IMF, Dünya Bankası ve Asya Kalkınma Bankası gibi, Batı’nın ve Japonya’nın söz sahibi olduğu kurumlara bir alternatif niteliğinde. Dev bir ekonomi haline gelse de bu kurumlarda sesi yükseltilmeyen Çin, bu yolla eski köye yeni adet getirerek gücü eline alacak.

Çin sermayesinin başrolde olduğu girişim, ülkenin Asya-Pasifik’teki “yumuşak güç” rolünü de pekiştirecek. AIIB ayrıca, Yuan’ın ticaret ve rezervler için kullanılmasını teşvik ederek, Çin’in bir diğer amacı için de önemli bir araç olacak.

İşte tüm bunlar, Çin’i pasifize etmeye çalışan ABD’nin hoşuna gitmiyor. Bir süredir müttefiklerinin bankadan uzak kalması konusunda lobi yapan ABD, AIIB’nin şeffaflığı ve standartlarına dair endişesi olduğunu söylerken ise, insanın “blah blah” diyesi geliyor.
Şimdi bir de gitmiş kadim müttefik İngiltere, “”Ben de varım” diyor. Bölgeyle bağlarını güçlendirmek için AIIB’yi fırsat bilen ülke, Asya’yla birlikte büyümek istediğini açıkça dile getirdi bile.

Açıklamalara tepkisini esirgemeyen Washington ise, Avustralya ve G. Kore gibi aklı bankada olan ancak U-dönüşü yaptırttığı müttefiklerinin gözünün açılmasından korkuyor olmalı.

Resmin bütününde ortaya çıkan sonuç ise; Washington-Pekin rekabetinin, dünyanın geleceğindeki ekonomik, politik ve askeri gelişmeleri şekillendireceğine şüphe olmadığı…

İki taraf da, bir büyük Asya-Pasifik rüyasında… Hayır olsun diyelim.

[Yeni Şafak, 17 Mart 2015]

 

Etiketler: