AK Parti-CHP Koalisyonunun “Ekonomide’ Ömrü Olur mu?

Son günlerde gündeme getirilen ve olası bir erken seçime alternatif olarak öne sürülen AK Parti – CHP koalisyonun ekonomi konularında nasıl bir tablo çıkar?

7 Haziran seçim sonuçları açıklandığından bu yana, koalisyonda hangi partilerin yer alacağı tartışılıyor. Siyasi ve ekonomik vizyonları birbirinden ak ve kara kadar farklı olan partilerin, nasıl bir araya geleceği muamma.

Mesela, dış politikadan çözüm sürecine, iç politikadaki demokratikleşme adımlarından ekonomide özelleştirmelere kadar birbirinden tamamen farklı olan AK Parti ve CHP’nin kuracağı koalisyon hükümeti ile ülke ne kadar süreyle yönetilebilir?

Son günlerde gündeme getirilen ve olası bir erken seçime alternatif olarak öne sürülen AK Parti – CHP koalisyonun ekonomi konularında nasıl bir tablo çıkar?

İKTİDAR OLMA SEVDASI İSTİKRAR GETİRMEZ

Diyelim ki iki parti kırmızı çxizgilerinden vazgeçerek bir koalisyon hükümeti kurdu. Siyasi meseleleri bir kenara bırakırsak, ekonomideki duruşları ve yöntemleri bu denli zıt olan iki parti ekonomide var olan istikrarı koruyabilecek mi?

13 yıldır AK Parti’nin olumlu ve olumsuz fark etmeden tüm ekonomi politikalarına muhalefet eden CHP’nin, geçmişte savunduklarını tamamen inkâr etmesi mümkün mü? Böyle bir durumda masadaki koalisyon formülü topluma nasıl bir güven telkin edecektir?

CHP döneminde Türkiye ekonomisinin yokluk, sefalet, borç ve kriz kelimeleriyle eşleştirildiğini biliyoruz. Aksine AK Parti dönemi Türkiye ekonomisi ise, bir başarı hikâyesine karşılık geliyor. Bu iki partinin ekonomi karnesi arasındaki farktan dolayı, kurulacak koalisyonda hangi partinin ekonomi ajandasının geçerli olacağı ve ekonomide kimin direksiyona geçeceği hayati derecede önemlidir.

AK Parti hükümetlerinde yatırım, istihdam ve büyüme üçlüsü merkeze alınarak ciddi adımlar atıldı. Bu üçlünün birbirini desteklemesi için de, kalkınma planları, orta vadeli programlar ve son olarak ekonomide yapısal dönüşüm programı gibi planlı, kurallı ve öngörülebilir bir yol haritası çizildi. Ekonomideki başarı da bu rasyonel planlama sayesinde gerçekleşti.

Örneğin, AK Parti döneminde bütçede bir bozulmaya, dalgalanmaya sebep olabilecek bir duruma asla izin verilmedi. Öyle ki bütçedeki her gösterge olumlu seyrine devam etsin diye, hiç de katılmadığım şekilde, iktidarı kaybetmek pahasına seçim ekonomisinden kaçınıldı. Ancak CHP bütçeyi, seçim vaatlerinin kaynağı olarak gösteriyor. Bu durumda 13 yılda AK Parti’nin en güçlü olduğu bütçe, koalisyonda günübirlik ve popülist uygulamaların adresi olabilir.

Diğer yandan, Türkiye ekonomisinin en büyük yapısal sorunlarından olan enerji ithalatına yönelik çözümleri de artı ve eksi kadar birbirine tamamen ters bu iki partinin. 1970 öncesinde ifade edilmeye başlanan, ancak temeli 2015’de atılabilen nükleer enerjiyi AK Parti 2023 vizyonu için vazgeçilmez kabul ederken, CHP Akkuyu’yu kapatmayı vaat ediyor.

Aynı şekilde 3. Havalimanı, 3. Köprü, Enerji Borsası, İstanbul Finans Merkezi gibi projelerinde AK Parti başlatan ve sonuçlandıran aktör iken, bu projeleri durdurma rolünü CHP üstleniyor. CHP’nin özelleştirmelere nasıl baktığını anlamak için ise Anayasa Mahkemesi’ndeki mesaisini incelemek yeterli olacaktır. Sosyal yardımlar konusundaki anlayışını bile 13 yılda yeni yeni değiştirebilen CHP’yle kurulacak koalisyonun ömrünün pek uzun olmayacağını şimdiden söyleyebiliriz.

AK PARTİ’SİZ EKONOMİ KOALİSYONLARI

Peki AK Parti’nin olmadığı koalisyonlarda ekonomi nasıl yönetilir?

Bu soruya cevap verebilmek için partilerin se

Etiketler: