Afganistan Çıkmazı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu' nun Afganistan ziyareti bu ülkeyi yeniden gündemimize getirdi. Amerika ve uluslararası koalisyon geçtiğimiz 8 yılda Afganistan'da vaat ettiklerini yerine getiremedi. Uluslararası medya, Afgan medyası, Afgan sokağı kıyasıya nerede yanlış yapıldığını tartışıyor.  

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ nun Afganistan ziyareti bu ülkeyi yeniden gündemimize getirdi. Amerika ve uluslararası koalisyon geçtiğimiz 8 yılda Afganistan’da vaat ettiklerini yerine getiremedi. Uluslararası medya, Afgan medyası, Afgan sokağı kıyasıya nerede yanlış yapıldığını tartışıyor.
 

Afganistan’da üç büyük mücadele veriliyor. Terörle mücadele, direnişle mücadele ve devlet inşası. Afganistan tarih boyunca gevşek federal yapılar ve güçlü merkezi yönetim arasında gidip geldi. Bu kısır döngünün sebebi etnik, dilsel, bölgesel çeşitliliğin yönetilememesi ve dış müdahaleler. Afganistan’ın kontrol edilebilen bölgelerinde mevcut durumda dört farklı yönetim var. Amerikan büyükelçiliği ve askerleri; Birleşmiş Milletler ve NATO unsurları; uluslararası STK’lar ve Dünya Bankası gibi kurumlar; ve Afganistan’ın merkezi yönetimi. Düşündürücü olan en zayıfının Cumhurbaşkanı Karzai liderliğindeki meşru devlet yönetiminin olması.  

Afganistan’da öncelik güvenliğin sağlanması. Koalisyon güçlerinin yanı sıra, Afgan ordusu ve polis teşkilatı oluşturulmaya çalışılıyor. Afgan ordusu başarılı bir proje olarak görülüyor. Aynı şey polis güçleri için geçerli değil. Adalet sistemine güven yok. Karzai yönetimi gün geçtikçe daha fazla yolsuzluk ve başarısızlıkla itham ediliyor.

Hedefler sürekli öteleniyor Afgan halkının temel güvenlik ihtiyaçları karşılanmış değil. Taliban ve Kaide yeniden güç kazanıyor. Kaynakların başta narkotikle mücadele olmak üzere güvenliğe harcandığı, ekonominin ihmal edildiği söyleniyor. Uluslararası toplumun Afganistan’ı inşa için harcadığı paranın sadece yüzde 20 si merkezi yönetimin kontrolünde. Kalan kısım STK’lar aracılığıyla ya da kontratlarla harcanıyor. 150 yıldır Afgan yönetimleri hep dışarıdan finanse edildi. Gelirini vergilerden ziyade, dış kaynaklardan sağlayan yönetimler halka karşı imtiyazlı konumda yer aldılar. Öte yandan, yöneticilerine güvenmeyen halk vergi vermede isteksiz. Paranın Kâbil’e gidip geri gelmeyeceği düşüncesindeler. Ayrıca Afgan halkının mevcut durumda ödeyebileceği vergi sınırlı. Uluslararası toplumun yükümlülüğü Afganistan’ı kendi ayakları üzerinde duracak şekilde inşa etmek. Ancak yardımlar çoğunlukla hemen her alanda bir kez gerçekleşiyor. İhtiyaç duyulan uzun soluklu projeler, kısa vadeli sonuç alma hedefi ile öteleniyor. Ülkedeki yegâne kredi sistemi uyuşturucu baronlarının köylülere afyon yetiştirmeleri için verdikleri yasa dışı teşviklerden ibaret. Obama yönetimi Afganistan için çözüm olarak Amerikan ve koalisyon gücü askerlerini artırmayı ve Afgan güvenlik güçlerinin sayısını 400 bine çıkarmayı öneriyor. Aynı zamanda merkezi yönetimin bölgelerdeki uzantılarının güçlendirilmesi hedefleniyor. Bu tedbirlerin sürdürülebilir olmadığı ortada. Afganistan’ın geleceği Afganlılarla beraber kurulmalı. Afgan üniversite gençliği, siyasi ve kültürel oluşumları ve yeni siyasi hareketlerin önerileri dikkate alınmalı.

Merkezi yönetim ihtiyacı Afganistan’da kalıcı bir yönetim asırlık bir geleneğin dönüştürülmesi ile mümkün olabilir. Sorunun özünü monarşi, kabilecilik, erkek onuru, İslam ve dışa bağımlılığa dayalı bir devlet geleneği oluşturuyor. Kâbil’de ülke genelinde güvenlik ve adaletin sağlanmasından sorumlu bir merkezi yönetime kaçınılmaz olarak ihtiyaç var. Ancak Afganistan’a has çeşitlilik ve çok kültürlülük sosyal hizmetlerin sağlanması, yerel anlaşmazlıkların çözümü gibi konularda rol oynayacak bölgesel yönetimlerin kurulmasını gerekli kılıyor. Türkiye bu zor coğrafyada 2001 öncesi dönemden bu yana Afgan halkının yanında. Türkiye kalkınma yardımlarıyla, eğitim faaliyetleriyle ve askeri varlığıyla Afganistan’ın inşasında etkili bir aktör. Eğitim faaliyetlerinin güçlenerek devam etmesi gerekiyor. Bir Türk üniversitesine acil ihtiyaç var. Davutoğlu’nun ziyareti ile yeniden gündeme aldığımız Afganistan ile ilişkiler Ağustos’ta yapılacak seçimlerin öncesinde yeni bir çerçeveye oturtulmalı. Gerçekleşen yardım beklentinin çok gerisinde. Türkiye’nin katkısı ile Afgan halkının ve uluslararası toplumun bu çıkmazdan kurtulmasının kolaylaşacağına hiç şüphe yok.

 

Sabah – 24 Haziran 2009

Etiketler: