ABD’nin Suriye’den Çekilme İhtimali

Amerikan Başkanı Trump, Suriye'den bir an önce çekilmek istediğini dile getirdi. Aslında bu ilk defa değil.

Amerikan Başkanı Trump, Suriye’den bir an önce çekilmek istediğini dile getirdi. Aslında bu ilk defa değil. Trump bu lafı zaten seçime giderken de ediyordu. İktidara geldikten sonra da etti. Şimdi de söylüyor. Burada birkaç soru akla geliyor. Bu gerçekleşir mi? Gerçekleşmeli mi? Gerçekleşirse Türkiye’yi nasıl etkiler? Gerçekleşmezse ne olur? Öncelikle şunu söylemek lazım. Amerikan başkanı her ne derse desin, Suriye’den çekilmek öyle kısa vadede olacak bir durum değil. Sözüm ona DEAŞ‘la mücadelenin sonuna gelinmiş ve zafer ilan edilmiş. Artık Suriye’de durmayı gerektirecek bir durum kalmamış. O yüzden çekileceklermiş. Tabii ki bu hikâye gerçeği yansıtmıyor. Amerika Suriye’ye DEAŞ’la savaşmak üzere gelmedi. Bir vekalet savaşının parçası olarak geldi. Vekalet savaşı tamamlanmış değil. Bu nedenle Amerika’nın da bir yere gideceği de yok. Bir yandan PYD‘ye sahip çıkmak adına İran’ı, Suriye’de dengelemekten bahsediyorlar bir yandan Suriye’den çekilme lafları ediyorlar. İkisi birden gerçek olamaz. Ama ikisi birden yalan ve yanlış olabilir. Amerika’nın İran’ı dengelemesi de garanti değil. Dengelemek için PYD’yi kullanacağı lafı da gerçekçi değil. Çekip gideceği de inandırıcı değil. Ama hep söylüyorum. Amerika’nın bu laflarını ciddiye almaya gerek yok. Her ne derse desinler yapacaklarını yapacaklar. Söylenilenler üzerinden Amerikan siyasetini analiz etmeye çalışırsanız yanılırsınız. Bu nedenle bu hikayenin baştan sona yanlış kurulduğunu bilmek lazım.

Bu açıdan bakıldığında Amerika’nın Suriye’den çekilmek gibi bir planı olmadığı ortaya çıkar. Fakat dikkat etmek lazım, kalmak gibi de bir planı yok. Planı olmadığı için olduğu yerde duruyor. Peki bu durum Türkiye için tercih edilebilir bir durum mu? Bu soru üç yıl önce sorulsa böyle cevap vermezdim ama Türkiye’nin son dönemde atabildiği adımlara bakarsanız Amerika’nın hareketsiz kalmasını Türkiye’yi özgürleştiren büyük bir şans olarak okuyorum. Amerika’nın bu hali bize kendi başımıza daha etkin bir aktör olma şansı sundu. Bedelini ödedik. Şimdi semeresini toplama zamanı. Türkiye’nin tüm sınır boylarını terör örgütlerinden temizlemek için muazzam bir şans var karşımızda. Eğer Fırat Kalkanı ve Zeytindalı başarılarını tekrar edebilirsek, bu süreçten çok daha güçlü bir aktör olarak çıkarız. Ancak Amerika’nın bütünüyle çekildiği veya bütünüyle yeniden geldiği bir durum Türkiye’nin bu ilerleyişini sekteye uğratabilecek sonuçlar doğurabilir. Amerika bütünüyle çekilirse Türkiye ile Rusya arasındaki mevcut uzlaşıyı ayakta tutan faktör ortadan kalkmış olur. Bu da Türkiye ile Rusya’nın Suriye üzerinde ve PYD bölgesinde hızlı bir rekabete sürüklenmesini gerektirebilir. Bunun fırsatları olmasına rağmen riskleri de mevcut. Öte taraftan Amerika’nın topyekûn bir geri dönüşü tüm ülkelerle beraber Türkiye’nin hareket alanını da kısıtlayabilir. Türkiye bir gün Amerika’nın Rusya’ya karşı bir dengeleyici rolü oynamasını tabii ki tercih eder. Fakat o vakit bu vakti değil. Türkiye ilerleyip terör örgütünü bütünüyle sınırlarından temizlemeden önce bazı örgütler, geri dönecek olan Amerika’nın oluşturacağı kalkan altına sığınabilirler… Çekiç güç benzeri oluşumlar ise bizi en fazla rahatsız edecek durumların başında geliyor. Türkiye’nin kendi sınırlarını kendi iradesiyle temizlemesinin ardından artacak bir Amerikan müdahalesi ise Ankara’nın kazanımlarını istikrarlı hale getirecek sonuçlar doğurur. Zira o saatten sonra statükoyu değiştirmek, kimse adına kolay olmayacak. Ama şimdi PKK ile hesaplaşmak için uygun bir ortam varO hesaplaşma tamamlandıktan sonra Amerika’nın İran’a karşı sahaya inmesi, Türkiye’yi daha kıymetli bir ortak yapar. Böylece Türkiye’nin teröre karşı kazandığı zafer kurumsallaşır. Yani kısaca söylemek gerekirse, Amerika’nın İran’a karşı sahaya inmesi, Türkiye’yi prensipte rahatsız etmez ama zamanlaması önemli….

[Takvim, 3 Nisan 2018]

Etiketler: