64. Hükümeti Beklerken

2019'a kadar tek başına Türkiye'yi yönetecek olan 64. Reform Hükümet'inden beklentiler yüksek.

7 Haziran-1 Kasım döneminde ülkede kısmen de olsa bir politik belirsizliğin oluşması, millet tarafından onaylanmadı. Ekonomi çevrelerindeki durum da, milletin beklentilerinden farklı değildi. Piyasa aktörleri siyasi belirsizliği satın almamıştı aslında geçen 5 aylık süre içerisinde.

1 Kasım seçimi sonrasında ortaya çıkan tablo ile Türkiye’de siyasi istikrar yeniden sağlanmış oldu.

Diğer yandan, son yıllarda sistemli olarak uygulanan şoklar ile siyasi ve ekonomik belirsizlik oluşturma çabaları da artık geride kaldı. Dolayısıyla, bu belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla, başta ekonomi çevreleri olmak üzere tüm kesimler, Türkiye’yi yönetecek 64. Reform Hükümet’ini merakla bekliyor.

REFORM HÜKÜMETİ

2019’a kadar tek başına Türkiye’yi yönetecek olan 64. Reform Hükümet’inden beklentiler yüksek.

64. Hükümet’in ekonomide reform hükümeti olması, ekonomi gündeminin yeniden reformlara odaklanması ve bu reformlar ile yeni bir başlangıç yapılması beklentilerin başında geliyor. Reform süreci için gereken ilk şart, siyasi istikrardı. 1 Kasım seçimlerinde her iki kişiden biri bu sürece destek vererek, bu ön koşulu sağlamış oldu.

Dolayısıyla, Türkiye gibi hedefleri olan, hele de yeni ekonomik güç dengelerin değiştiği bu dönemde, ülkenin zaman kaybetme lüksü yok. Tam da bu nedenle, hem toplum hem de ekonomi çevreleri yeni bir reform sürecinin başlatılması konusunda hemfikir. Şimdi de kurulacak hükümetten verilen desteğin karşılığını, reform sürecinin başlamasıyla görmek istiyor.

PEKİ, REFORM PAKETİNDE NELER OLMALI?

Türkiye’nin ekonomide köklü değişiklikler yapma tecrübesi var. Yapısal reformlar sayesinde, geçmişte krizlerin nedeni olan ve ülkenin yumuşak karnı olan bankacılık bugün güçlü bir yapıya kavuştu.

Yine yapısal reformlar sayesinde, ekonomide en güvendiğimiz alan kamu maliyesi oldu. Bugün düşük bütçe açığı, düşük faiz ödemeleri, pozitif ekonomik büyüme oranları ve düşük kamu borcu varsa, kamu maliyesindeki her bir alanda gerçekleştirilen reformlar sayesinde.

Yeni dönemde de, makroekonomik göstergelerdeki pozitif süreç, başta da üretim artışı, yeni yapısal reformlarla desteklenmelidir. Çünkü 64. Hükümetin ekonomik önceliği, ekonomik büyümeyi artırmak, kişi başı gelirde üst gelir grubuna girmek ve dolayısıyla orta gelir tuzağına girmeden buradan çıkış yapmaktır. Bu yüzden açıklanacak yeni hükümet programında, beklentileri karşılayacak ve heyecan oluşturacak bir paket bu dönemde elzemdir.

Aslında, birçok alanda ekonomik büyümeyi artıracak adımların neler olacağına dair de elimizde bir yol haritası var: 25 maddelik Yapısal Dönüşüm Paketi. Bu paketin içeriğindeki maddeler; üretimden tasarrufa, enerji ve ithalat bağımlılığını azaltmadan yerli üretimi desteklemeye kadar binin üzerinden eylemden bahsediyor.

Önemli olan bu reform sürecinin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesidir.

REFORMLAR VE EKONOMİK VAATLER BERABER YÜRÜMELİ

Diğer yandan ekonomide reform sürecine başlarken, bu süreci başlatanın toplumun her kesimden güçlü desteği olduğunun unutulmaması gerekiyor. Bu yüzden, reformlarla birlikte seçim öncesi verilen ekonomik vaatler de yerine getirilmeli.

Simgesel vaatlerin hemen yerine getirilmesi, başta da “Asgari ücret” konusunda atılacak olumlu adım hükümetin bu konudaki kararlılığını gösteriyor. Ayrıca, dezavantajlı grupların, çalışanların ve düşük gelirli kesimlerin merakla beklediği diğer konularda iyileşmelerin hayata geçirilmesi gerekiyor.

Böylece, 64. Hükümet makro düzeyde politikalarını hayata geçirirken, aynı zamanda mikro düzeyde toplumda farklı kesimlerin taleplerini de karşılamış olacak.

64. Hükümet’in kurulmasını beklerken, siyasi belirsizliğin kalmaması güven ortamını tesis ederken, reform anlayışının benimsenmesi ise, Türkiye ekonomisinde yeniden bir atılım döneminin başlayacağının göstergesi olacak.

[Yeni Şafak, 23 Kasım 2015]

Etiketler: