5 Soru: YEP Ekonomide Neleri Öngörüyor?

Enflasyon ne zaman kalıcı bir şekilde tek haneli rakamlara düşecek? Bütçe açığı neden yükseldi? Cari açık yüzde kaça düşecek? Ekonomik büyüme yüzde 5’i bulacak mı? İşsizlik ne zaman tek haneli rakamlara düşecek?

  1. Enflasyon ne zaman kalıcı bir şekilde tek haneli rakamlara düşecek?

Bir önceki YEP’te enflasyonun 2019’u yüzde 15.9, 2020’yi de yüzde 9.8 ile kapatacağı tahmin edilmişti. Bu yıl içinde enflasyonda yaşanan olumlu gelişmeler neticesinde YEP’teki enflasyon tahminleri de önemli ölçüde iyileşti. Yeni YEP’in 2019 için enflasyon tahmini yüzde 12.0 iken 2020 enflasyon tahmini yüzde 8.5’tir. Kur krizi akabinde ortaya çıkan enflasyonist atmosferin tamamen ortadan kalkmasıyla birlikte ve YEP’in tahminleriyle uyumlu bir şekilde enflasyonun 2020 yılının ilk aylarında kalıcı bir şekilde tek haneli rakamlara döneceği söylenebilir.

2021 ve 2022’de enflasyonun sırasıyla yüzde 6 ve 4.9’a düşebilmesi için de başta gıda tedarik zincirinde yaşananlar olmak üzere fiyatlama davranışını bozan/yozlaştıran ekonomik etkinsizliklerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

  1. Bütçe açığı neden yükseldi?

Bir önceki YEP’te bütçe açığının GSYH’ye oranının 2019-2021 döneminde yüzde 1.9 ilâ 1.7 arasında değişeceği tahmin ediliyordu. Fakat, Türkiye ekonomisinin 2019’un ilk yarısında küçülmesi bir taraftan kamunun vergi gelirleri üzerinde negatif yönlü bir etkiye yol açtı, diğer taraftan da ekonomik küçülmenin sınırlanması noktasında kamunun genişlemeci maliye politikası uygulamasını gerektirdi. Bu nedenlerden ötürü bütçe açığının milli gelire oranında 2019’da artış gerçekleşti. Bu durumun Türkiye ekonomisinin az veya çok normal seyrine döneceği 2020 ve 2021 yıllarında da kamu maliyesini etkilemesi bekleniyor. Bu nedenle yeni YEP’te 2020-2022 döneminde bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 2.9 ilâ 2.6 arasında değişeceği öngörülmektedir.

Türkiye’de kamu borcunun milli gelire oranı oldukça düşük düzeylerdedir ve şu halde Türk devleti dünyadaki en az borçlu ülkeler arasındadır. Bu durum ekonomik resesyon dönemlerinde kamunun reel ekonomiyi destekleyebilmek adına borçluluk düzeyini artırabilmesi önemli bir hareket alanı sağlamaktadır. Hükümet de yaşanan ekonomik durgunluk karşısında bunu gerçekleştirmiştir. Fakat bunu bütçe disiplininden taviz vermeden gerçekleştirmiştir. Bu çerçevede, YEP’te öngörülen bütçe açıklarının hem makul hem de gerçekçi olduğu söylenebilir.

  1. Cari açık yüzde kaça düşecek?

Bir önceki YEP’te cari açığın GSYH’ye oranının 2019-2021 döneminde yüzde 3.3’ten 2.6’ya gerileyeceği öngörülüyordu. Bir taraftan Türkiye ekonomisinin 2019’un ilk yarısında küçülmesi, diğer taraftan da TL’nin dolar karşısında eskisine kıyasla çok daha rekabetçi bir konuma gelmesi cari dengenin 2019’da ciddi şekilde iyileşmesini beraberinde getirdi. Bu açıdan, yeni YEP’te Türkiye’nin 2019’da yıllar sonra cari fazla vermesi bekleniyor.

Türkiye ekonomisinin 2020 itibariyle hatırı sayılır düzeyde büyümeye geçmesiyle birlikte cari açıkta artışın yaşanacak, fakat TL’nin rekabetçi konumundan –beklendiği üzere- giderek daha iyi istifade edilmesi durumunda cari açıktaki genişleme sınırlı kalacaktır. Şu halde, yeni YEP’te 2019’da cari dengenin milli gelire oranının yüzde 0.1 (cari fazla) olarak gerçekleşmesi, 2020’de yüzde 1.2 düzeyinde cari açık verildikten sonra 2021’de cari açığın yüzde 0.8’e gerilemesi beklenmektedir.

Cari açığın YEP’te beklendiği üzere orta vadede yüzde 1’in altına inebilmesi için Türkiye’nin dış ticarette hızlı bir şekilde hem yatay hem de dikey genişleme sağlaması gerekmektedir. Bu çerçevede, Türkiye rekabetçi TL’nin desteğiyle bir taraftan ihracat pazarlarını hızla genişletmeli, diğer taraftan da teknolojik gelişmeyle ihraç mallarının ortalama değerini hatırı sayılır ölçüde artırmalıdır. Dünya ekonomisinin yavaşlama emareleri gösterdiği bu konjonktürde yatay genişlemenin istenildiği ölçüde sağlanamaması ve teknolojik gelişmenin arzu edilen ölçüde gerçekleşmemesi durumunda cari açığın da YEP’te öngörülen düzeyleri önemli oranda aşacağı söylenebilir. Şu halde, 2010’lu yıllarda ortalama yüzde 5’ler düzeyinde gerçekleşen cari açık 2020’li yılların başında yüzde 0.8 düzeyine gerilemese bile yüzde 2-2.5 düzeyine kadar gerileyebilir.

  1. Ekonomik büyüme yüzde 5’i bulacak mı?

Bir önceki YEP’te ekonomik büyümenin 2019-2021 döneminde sırasıyla yüzde 2.3, 3.5 ve 5.0 düzeyinde gerçekleşeceği öngörülmüştü. Yaşanan kur krizi nedeniyle bu yılın ilk yarısında büyüme oranlarının negatif gelmesi 2019’un tamamı için büyüme tahminlerinin de aşağı yönlü revize edilmesine neden oldu. Yeni YEP’te 2019 için büyüme tahmini yüzde 0.5 iken 2020-2022 döneminde her yıl için yüzde 5.0’tir. Belirtmek gerekir ki IMF ve OECD daha önce Türkiye ekonomisinin 2019’da sırasıyla yüzde 2.5 ve 2.6 düzeyinde küçüleceği tahminlerinde bulunurken, daha sonra bu tahminlerini ciddi şekilde yukarı yönlü revize etmişlerdir. OECD Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 0.3 küçülmesini beklerken, IMF yüzde 0.25’lik bir büyüme beklemektedir.

2019 yılında ekonomik büyüme oranının YEP’te öngörüldüğü ve IMF’nin beklediği şekilde hafif pozitif çıkması makul bir senaryodur. 2020’de Türkiye ekonomisinin baz etkisinden dolayı yüzde 5’lik hedefin çok uzağına düşmeyeceği söylenebilir. Fakat, daha sonraki yıllarda ekonomik büyümenin yüzde 5 düzeyinde gerçekleşebilmesi için hem ekonomik etkinliğin ve verimliliğin artması hem de dış ticarette yatay ve dikey genişlemenin sağlanması gerekmektedir. Daha ortalama bir senaryoda Türkiye ekonomisi 2021-2022 döneminde yılda ortalama yüzde 3.5-4 düzeyinde büyüyecektir.

  1. İşsizlik ne zaman tek haneli rakamlara düşecek?

Bir önceki YEP’te işsizlik oranının 2019-2021 döneminde yüzde 12.1’den 10.8’e gerileyeceği tahmin edilmişti. Yeni YEP’te işsizlik oranı beklentisinin 2019 için yüzde 12.9’a yükseltildiği görülmektedir. 2020 ve 2021 için ise işsizlik oranı beklentisinde kısmi düzeyde bir aşağı yönlü düzeltme bulunmaktadır. Yeni YEP’te işsizlik oranının 2021’de yüzde 10.6’ya, 2022’de de yüzde 9.8’e gerilemesi beklenmektedir. Bu beklentilerin makul olduğu söylenebilir.

Türkiye ekonomisi normal trendine az veya çok döndüğünde işsizlik oranı da tek haneli rakamlara olmasa bile yüzde 10-11 düzeyine kadar gerileyecektir. 2020’li yıllarda gerekli ekonomik reformların gerçekleştirilebilmesi ve doğru istihdam politikalarının uygulanabilmesi durumunda işsizlik oranının daha da düşük düzeylere ineceği söylenebilir. İşsizlik oranının kalıcı bir şekilde tek haneli rakamlara inebilmesi için yapılması gereken de budur.

Etiketler: