5 Soru: Rusya ile Olası Bir Enerji Krizinde Türkiye’nin B Planı

Sınırı ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin ardından Türkiye-Rusya ilişkileri yeni bir döneme girdi. SETA’dan Erdal Tanas Karagöl ilişkilerin enerji boyutunu değerlendirdi.

1. Türkiye hangi ülkelerden, ne kadar enerji kaynağı satın almaktadır?

Türkiye enerji ihtiyacının yüzde 72’sini ithalat yoluyla karşılamaktadır. Türkiye’nin enerji satın aldığı ülkelere bakıldığında yakın coğrafyada bulunan ve enerji kaynakları yönünden zengin ülkelerin önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Bu ülkeler arasında Azerbaycan, Rusya, İran ve Irak bulunmaktadır.

Türkiye’nin ithal ettiği enerji kaynaklarının ülkeler bazında dağılımına bakıldığında en önemli iki kalemi oluşturan petrol ve doğalgazda dikkate değer farklılıklar göze çarpmaktadır. Petrol ithalatında ülkeler arasında daha dengeli bir dağılımdan bahsetmek mümkünken, doğalgazda bunun tersi bir durum söz konusudur. Bu kaynakların dağılımına detaylı bir şekilde bakacak olursak 2014 yılında Türkiye’nin petrol ithalatında en fazla paya sahip ülkenin Irak olduğu dikkat çekmektedir. 2014 yılında Irak’tan 5,4 milyon ton petrol ithal edilirken bu ülkeyi sırasıyla 5,1 milyon tonla İran ve 4,06 milyon tonla Rusya izlemektedir.

Türkiye’nin doğalgaz ithalatında ise Rusya’nın diğer ülkelere oranla daha fazla ön plana çıktığı görülmektedir. 2014 yılında Türkiye yaklaşık 49 milyar metreküp doğalgaz tüketmiştir. Bu tüketimin yüzde 54,7’sine denk gelen 26,9 milyar metreküpü Rusya’dan alınan doğalgaz oluşturmuştur. Rusya’yı doğalgazda yüzde 18,3 pay ve 8,9 milyar metreküple İran, yüzde 12,3 pay ve 6,07 milyar metreküple Azerbaycan ve yüzde 8,4’e denk gelen 4,1 milyar metreküple Cezayir takip etmiştir.

2. Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında Akkuyu Nükleer Santrali’nin ve Türk Akımı’nın geleceğine dair neler söylenebilir?

Rusya’nın açıkladığı yaptırım paketinde enerjiyle alakalı bir konu başlığı olmamasına rağmen iki ülke arasındaki ortak enerji projeleriyle ilgili belirsizlikler artmaya başlamıştır. Uçak krizi öncesinde Türk Akımı’nda iki taraf arasında yol alınamadığı ve henüz ortada yapılmış bir anlaşma olmadığı için projede herhangi bir somut gelişme olmamıştır. Ayrıca Türk Akımı projesi taleplerinin karşılanmaması sonucu Türkiye tarafından askıya alınmıştır.

Akkuyu Nükleer Santrali’nde gelinen süreç ise Türk Akımı’ndan farklıdır. Proje kapsamında Türkiye ile Rusya arasında uluslararası bir anlaşma yapılmış olması ve santralin inşasına halihazırda başlanması sebebiyle iki tarafın da projeden geri adım atması zor görünmektedir. Ayrıca anlaşma projenin feshi halinde yaptırımlar içermektedir. Rusya’nın Türkiye’ye halihazırda doğalgaz transfer ettiği Batı ve Mavi Akım hatları düşünüldüğünde, enerji konusunda atacağı olumsuz adım Rusya’nın ekonomik anlamda zor durumda kalmasına neden olacaktır.

3. Rusya’nın doğalgaz akışını durdurması halinde Türkiye’nin alternatif pazar arayışında önceliği ne olmalıdır?

Rusya’nın tepkisinin doğalgaz kesintilerine varması ihtimaller dahilinde görünmüyor. Rusya krizin ilk gününden beri enerji konusunda temkinli davranmaya çalışmıştır. Rusya’nın, Almanya’dan sonraki en büyük doğalgaz ihracat pazarı Türkiye’yi kaybetmek istemeyeceği beklenmektedir. Ayrıca Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğalgaz taşıma fırsatını kaçırmak istemeyeceği de açıktır.

Rusya’dan gelen doğalgazın kesilmesi durumunda Türkiye’nin alternatif pazar arayışlarında önceliği, halihazırda doğalgaz satın aldığı Azerbaycan ve İran olacaktır. Bu bağlamda Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Bakü ziyareti ve TANAP’ın planlanan süreden önce faaliyete geçirilmek istenmesi bu duruma örnek oluşturabilir.

Ayrıca Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nden transfer edilecek doğalgazın, Türkiye’nin yaklaşık 50 yıllık kaynak ihtiyacını karşılayacak potansiyele sahip olması da bir diğer alternatif olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Mevcut doğalgaz pazarları ile birlikte Türkiye’nin sahip olduğu doğalgaz depolama tesisleri ve LNG terminallerinin payı da önemli bir yer tutmaktadır. Bunun yanında yapılması planlanan terminallerin kapasitesi de alternatif pazar arayışlarında Türkiye’nin enerji arz güvenliğine katkı sunacaktır.

4. Türkiye’nin mevcut LNG potansiyeli ne kadardır? Yapılması planlanan LNG tesislerinin ve Katar ile imzalanan anlaşmanın Türkiye’nin LNG potansiyeline katkısı ne olur?

Türkiye ile Rusya arasında yaşanalar sonrasında enerji arz güvenliğinin sağlanması ve artan enerji tüketiminin karşılanması adına Katar ile uzun vadeli ve düzenli LNG ithali yapılmasını sağlayacak ön mutabakat anlaşması imzalandı. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın Katar ziyareti ile gündeme gelen alternatif kaynak arayışları, Türkiye’de LNG terminallerinin mevcut enerji ihtiyacının ne kadarını karşılayabileceği sorusunu ortaya koydu.

Katar ile yapılan anlaşma sonucunda LNG terminallerinden de gaz tedarik edilecek olması Türkiye’nin elini güçlendirecektir. Katar, 24,5 trilyon metreküp doğalgaz rezervi ile dünyanın 3. büyük rezervinin sahibidir. 2014 yılında 76,8 milyon ton LNG ihracatı ile dünyanın en büyük LNG ihracatçı ülkesi olan Katar, toplam LNG arzının yaklaşık üçte birini tek başına karşılamıştır.

Türkiye’nin iki LNG terminalinden biri BOTAŞ’a ait Marmara-Ereğli LNG terminalidir. 6 milyar metreküp kapasiteli terminal kamuya aittir. Aynı kapasiteye sahip ikinci terminal ise özel sektöre aittir ve Aliağa’da faaliyet göstermektedir. Bunun yanında 1,8 milyar dolarlık doğalgaz depolama tesislerinin varlığı Türkiye’nin toplamda yaklaşık 14 milyar metreküp doğalgaz potansiyelini göstermektedir. Bu anlamda inşa edilecek yeni LNG terminalleri, Rusya ile yapılacak kontrat yenilemelerinde hem uygun fiyatlarla anlaşma yapılmasını hem de tek bir ülkeye bağımlılığın azaltılmasını sağlayacaktır. Tehditlerin fırsatları doğurduğu gerçeğinden hareketle, Türkiye’nin Rusya ile yaşadığı bu sıkıntılı dönemi bir fırsata dönüştürmesi ve yeni enerji projelerine ara vermeden başlaması gerekmektedir.

5. Türkiye’nin enerji arz güvenliğinde önemli bir yer tutan TANAP’ın yapım aşaması, son gelişmelerle birlikte hızlandırılacak mı?

Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasını amaçlayan Güney Gaz Koridoru (GGK) projesi söz konusu ülkelerin enerji arz güvenliğini sağlaması konusunda önemini korumaktadır. Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı’nın (TANAP) geçiş güzergahında bulunan Türkiye, bu proje ile birlikte enerji piyasasında kilit bir oyuncu olarak yer almaya başlamıştır. 2018 yılında, toplamda 16 milyar metreküp doğalgaz taşıyacak olan TANAP üzerinden 6 milyar metreküpün Türkiye’ye transfer edilmesi planlanmaktadır. Mevcut boru hattıyla alınan 6 milyar metreküp doğalgazla birlikte Azerbaycan’dan alınacak toplam 12 milyar metreküp doğalgaz, Türkiye’nin tek bir ülkeye olan bağımlılığını azaltacaktır. Bununla birlikte Rusya ile son yaşananlardan sonra enerji arz güvenliği bağlamında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Azerbaycan ziyareti, TANAP’ın planlanan süreden daha öncesinde faaliyete geçebileceğini göstermiştir.

Etiketler: