5 Soru: Belçika’nın Koronavirüs Krizinden Çıkış Stratejisi

Belçika’daki koronavirüs salgınında genel durum nedir? Belçika koronavirüs krizinden çıkış için nasıl bir yol haritası izleyecektir? Belçika kamuoyu ve siyasi aktörler koronavirüs krizinden çıkış konusunda nasıl bir tutum sergilemektedir? Belçika’nın sağlık sistemi koronavirüse ne kadar hazırdı? Koronavirüs sonrasında Belçika ekonomisini neler bekliyor?

  1. Belçika’daki koronavirüs salgınında genel durum nedir?

Yaklaşık 11 milyon 500 bin nüfuslu Belçika’da ilk koronavirüs (Covid-19) vakası 4 Şubat’ta tespit edildi. Tatilcilerin ülkelerine dönmeleri ile ivme kazanan onaylanmış koronavirüs vakaları 1 Mayıs’a gelindiğinde 49 bin 32’ye yükseldi. Koronavirüsün neden olduğu ilk ölüm 11 Mart’ta gerçekleşirken 1 Mayıs’a gelindiğinde ölü sayısı 7 bin 703’e yükseldi. Belçika Halk Sağlığı Enstitüsü (Sciensano) tarafından açıklanan verilere göre tespit edilen 49 bin 32 vakadan 27 bin 36’sı (yüzde 55) Flaman Bölgesi’nde, 16 bin 15’i (yüzde 33) Valon Bölgesi’nde ve 5 bin 15’i (yüzde 10) Brüksel Başkent Bölgesi’nde görüldü. Tespit edilen 966 (yüzde 2) vakada ise adres bilgileri belirtilmemiştir.

John Hopkins Üniversitesi’nin 30 Nisan’da paylaştığı verilere göre Belçika, nüfusa oranla en yüksek koronavirüs ölümlerinin gerçekleştiği ülke sıralamasında başı çekmekte. Bu verilere göre 100 bin Belçikalı içerisinde yaklaşık 66 kişi koronavirüs salgını dolayısıyla yaşamını yitirdi.

Grafik 1. Ölüm Analizleri

Koronavirüs Ölüm Analizi

Kaynak: “Mortality Analyses”, Johns Hopkins University of Medicine, 30 Nisan 2020, https://coronavirus.jhu.edu/data/mortality, (Erişim tarihi: 1 Mayıs 2020).

Diğer Avrupa ülkelerinde de olduğu gibi Belçika nüfusundaki yaşlı oranının yüksek olması salgına karşı etkin mücadelede büyük bir risk faktörüydü. Flaman Bölgesi’nde bulunan huzurevlerindeki ölüm oranları ancak 5 Nisan’a gelindiğinde ülke geneli ölüm oranlarına dahil edildi. Huzurevi sakinlerinin yeterince hızlı test edilmemesi, görevli bakım ve sağlık personeline koruyucu maske tedariki konusunda geç kalınması buradaki vaka ve ölüm oranlarının yüksek olmasını da beraberinde getirdi. Açıklanan resmi verilere göre koronavirüs salgını dolayısıyla hayatını kaybeden iki kişiden birinin huzurevi sakini olduğu ortaya çıktı. Nitekim 1 Mayıs’a gelindiğinde koronavirüse bağlı ölüm ve vaka oranlarında –geride bıraktığımız haftalara göre– bir düşüş gözlemlenmektedir.

  1. Belçika koronavirüs krizinden çıkış için nasıl bir yol haritası izleyecektir?

Belçika hükümeti koronavirüsün yayılmasını önlemek için gerekli önlemleri almak üzere 10 Mart’ta toplanmış, Başbakan Sophie Wilmés başkanlığında yapılan Ulusal Güvenlik Kurulu toplantısı ertesinde yapılan açıklamalarda koronavirüse karşı geliştirilen eylem planında “güçlendirilmiş ikinci aşama”ya geçildiği ifade edilmişti. Dünya Sağlık Örgütü’nün koronavirüs salgınını “pandemi” olarak ilan etmesinin ardından koronavirüsle mücadelede alınacak bir dizi önlemler 12 Mart’ta açıklanmıştı. 17 Mart’a gelindiğinde ilave tedbirlerin açıklandığı ülkede Mayıs’a gelindiğinde bu kısıtlamaların daha ne kadar süreceği sorusu ekonomi çevrelerince sıklıkla gündeme getirilmeye başlanmıştı. Bu konu hakkında hükümet kanadından yapılan açıklamalarda normalleşme sürecinin olabildiğince dikkatli bir şekilde ele alınacağı duyurulmuştu. Zor geçen iki ayın ardından kısıtlamaların ve alınan tedbirlerin salgının yayılma hızını frenlediği ve mortalite oranlarında da bir düşüşü beraberinde getirdiği gözlemlendi. Bu olumlu gelişmeler Ulusal Güvenlik Kurulunun 24 Nisan’da gerçekleştirdiği toplantıya da yansıdı. Düzenlenen basın toplantısında bundan sonraki aşamada atılacak adımları sıralayan Başbakan Sophie Wilmés üç evreden oluşan kademeli bir normale dönüş programının uygulanacağı açıkladı.

Söz konusu plana göre birinci evrenin 4 Mayıs itibarıyla başlaması öngörülmektedir. Bu evrede dikkate alınması beklenen hususlar şunlardır:

  • Bu evrede sanayi ve şirketler arası ilişkilerde (business-to-business) evden çalışmanın temel ilke olmaya devam edeceği açıklanmıştır. Çalışma düzeni konusunda İstihdam Bakanlığının koordinasyonunda başta işçi ve işveren kuruluşları olmak üzere çok sayıda ilgili kurum ve kuruluşun katkısı ile hazırlanacak “Güven İçerisinde Çalışmak” isimli genel esaslar kılavuzu ile ekonominin kademe kademe tekrar canlanması sağlanacaktır.
  • Bu tarihten itibaren tekstil mağazaları kapılarını müşterilerine açabilecek. Bu mağazaların maske yapımında kullanılacak kumaşların temini için imalata geçmeleri hedeflenmektedir.
  • Belçika içinde zaruri olmayan seyahatlerin yanı sıra ülke dışına yapılan seyahatler de yasak olmaya devam edecektir. Dışarı çıkmama kuralı da geçerliliğini korumayı sürdürecektir.
  • Sosyal mesafe kurallarına saygı duyulması koşuluyla aynı çatı altında yaşayanlara ek olarak iki kişiye kadar açık havada fiziksel aktivitelere izin verilecektir.
  • Toplu taşıma kullanacak on iki yaşından büyük her bireyin koruyucu maske kullanması zorunlu hale gelecektir. Bu kapsamda herkese ücretsiz olarak en az bir adet koruyucu maske ve maskelerin içine yerleştirilebilecek iki adet filtrenin de ücretsiz dağıtılmasına karar verilmiştir.
  • 11 Mayıs’tan itibaren büyüklüklerine ve sektörlerine bakılmaksızın tüm mağaza ve ticarethaneler belirli şartlara uymaları kaydıyla açılabilecekken fiziki temas gerektiren sektörler ise bu evrede faaliyetlerine başlamayacaktır.

Normal hayata dönüşte ikinci evrenin 18 Mayıs itibarıyla başlaması öngörülmektedir. Bu evrede dikkate alınması gereken hususlar şunlardır:

  • Fiziki temas gerektiren sektörlerin bu evrede açılıp açılamayacağı bilahare belirlenecektir.
  • Bu evrede evlerde arkadaşlarla toplanabilme olasılığı, evlenme ve cenaze işlerinin daha büyük bir kalabalıkla gerçekleştirebilme olasılığı üzerinde çalışılacaktır.
  • Belçika içinde günübirlik seyahatlere izin verilmesi değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
  • Sıkı hijyen kurallarına uyulması ve on iki yaşın üzerindeki bireylerin maske takması şartıyla eğitime yeniden başlanacaktır. İlkokul ve ortaokul düzeyinde en fazla üç farklı yıla ait sınıflar haftanın belli günleri okula gidebilecekler. Sınıf düzeni bakımından öğrencilerin küçük gruplara ayrılması ve her sınıfta en fazla on öğrencinin bulunması kararlaştırılmıştır. Burada okulların son seviyelerinde eğitim gören öğrencilere öncelik verilecektir. Sınıflarda sosyal mesafeyi koruyacak bir şekilde oturma düzeni getirilecek ve okul giriş-çıkışlarında da bu mesafeye uyulmasına dikkat edilecektir.

Üçüncü evrenin başlangıç tarihi olan 8 Haziran’dan itibaren de şu hususların dikkate alınması beklenmektedir:

  • Sıkı tedbirler alınması şartıyla restoranlar yeniden hizmet vermeye başlayabilecektir. Daha sonrasında kafe ve barların restoranları takip etmesi hedeflenmektedir.
  • Bu evrenin bir hayli hassas olmasından ötürü yaz aylarında gerçekleştirilmesi planlanan aktivitelerle ilgili kararlar en geç Mayıs sonunda alınmış olacaktır.
  • İnsanların yoğun katılım sağladığı festivaller 31 Ağustos’a kadar katiyen düzenlenemeyecektir.

Sosyal mesafe ve hijyen kurallarının bu üç evrede de temel ilke olmaya devam edeceğine dikkat çeken Başbakan Wilmés bu kurallara özenle uyulmasını talep etmiştir. Koronavirüsün solunum yolu enfeksiyonu yapan bir virüs olması sebebiyle sokağa çıkarken mutlaka maske veya kumaş şal, bandana vb. koruyucu önlemlerin alınması gerektiğini belirtmiştir. Başbakan Wilmés açıklamasında ücretsiz koruyucu maske dağıtımı ile ilgili de bir çalışma yürüttüklerini açıklamıştır.

  1. Belçika kamuoyu ve siyasi aktörler koronavirüs krizinden çıkış konusunda nasıl bir tutum sergilemektedir?

Sophie Wilmés başbakanlığındaki azınlık hükümetinin görevi mevcut krizin sağlık ve ekonomi alanında sebep olabileceği etkileri hafifletmek adına önlemler almakla sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda üç ay süreliğine güvenoyu alan Wilmés başbakanlığındaki azınlık hükümeti 17 Mart’ta Belçika Kralı Philippe’in huzurunda yemin ederek görevine başlamıştır. Gerek duyulması halinde üç ay daha uzatılabilecek bu süre zarfında Belçika’nın ilk kadın başbakanı Sophie Wilmés sert eleştirilere maruz kalmıştır.

Felemenkçe, Fransızca ve Almancanın resmi dil olduğu ülkede federal bakanların ve başbakanın iki dilli olması beklenmektedir. Özellikle Ulusal Güvenlik Kurulu kararlarının açıklandığı basın toplantılarında Başbakan Wilmés’in yazılı basın açıklamalarını okurken dahi Felemenkçede zorlandığı gözlemlenmiştir. Ayrıca Flaman gazetecilerin Felemenkçe sorularına anlaşılır bir Felemenkçe ile cevap verememiş olması da Flaman toplumunun tepkisini çekmiştir. Buna ek olarak 24 Nisan’da gerçekleşen basın toplantısının çok geç bir saatte başlamış olması ve toplantıda ele alınan konuların kafa karıştırıcı bir şekilde açıklanmış olması özellikle sosyal medyada öfkeye sebep olmuştur. Flaman televizyon kanalı VRT’de yayımlanan “De Zevende Dag” isimli programa katılan Başbakan Wilmés basın toplantısının saat 10’dan sonra başlamasında hiçbir sorun görmediğini dile getirmiştir. Bütün bunlar göz önünde bulundurulursa Wilmés hükümetinin iletişim konusunda sınıfta kaldığı söylenebilir.

Meclis toplantısında Sosyalist Parti (SP.A) milletvekili Meryame Kitir 24 Nisan’dan sonra halkın tedbirlere uyma konusundaki motivasyonunun azaldığına dikkat çekerek “korona yorgunu” toplumun karışıklık ve belirsizliklerden ötürü daha fazla yorulduğunu ifade ederken hükümetin kendi üzerine düşen rolü doğru üstlenmesi halinde koronavirüs krizinden çıkışın başarılı olabileceğini söylemiştir. Aşırı sağ parti Vlaams Belang grup başkanı Barbara Pas hükümetin gerekli önlemleri almada geç kaldığı ve şimdi de kaosa sebebiyet verdiği yönünde açıklamalarda bulunmuştur.

Başbakan Wilmés bu eleştirilere cevap olarak Belçika’nın koronavirüs ile mücadelede yerinde ve zamanında önlemler aldığını savunurken basın toplantısı esnasındaki iletişimin iyileştirilebileceğini kabul etmiştir. Koronavirüs krizinden çıkışın hassas ve karmaşık bir operasyon olduğunu dile getiren Wilmés bu eleştirileri dikkate alacağını söylemiştir. Misyonu koronavirüs krizinin sağlık ve ekonomik sonuçlarını hafifletmek için önlemler almakla sınırlı olan azınlık hükümetinin görev süresinin altı aya kadar uzatılması mümkün. Fakat önde gelen parti temsilcilerinin açıklamalarına göre azınlık hükümetinin yetkileri uzatılmayacak.

  1. Belçika’nın sağlık sistemi koronavirüse ne kadar hazırdı?

Belçika hem Avrupa Birliği kurumlarına hem de Türkiye’nin üyesi olduğu NATO’ya ev sahipliği yapmakta. Stratejik öneme sahip olan bu ülke tıpkı diğer birçok Avrupa ülkesi gibi salgına hazırlıksız yakalandı. Vaka ve ölüm oranlarının hızla artış gösterdiği haftalarda sağlık personeli için önem arz eden koruyucu kıyafet, maske ve diğer tıbbi malzeme tedariki sağlanamadı. Bu nedenle birçok sağlık personelinde koronavirüse rastlanıldığı bilinmekte. Koronavirüsün hızla yayılmasıyla birlikte Belçika makamları her yerde –FFP2 tipi maskeler de dahil olmak üzere– koruyucu maske arayışına çıktı. 2009’da halk arasında Kuş Gribi olarak bilinen H1N1 virüsüne karşı alınan ve kullanım süresi dolmuş 6 milyon FFP2 tipi koruyucu maske stokunun yerine yenileri satın alınmadan imha edildiği ortaya çıktı. Yetkililer 2017’deki tasarruf önlemleri nedeniyle yeni maskelerin alınamadığını dile getirirken bu açıklamalar ülke genelinde büyük tepki ile karşılandı. Bu duruma bir çözüm bulunması için harekete geçen yetkililer çeşitli firmalar aracılığıyla birçok ülkeden maske siparişi verdi. Nitekim ülkeye ulaşan bazı siparişlerin beklentileri karşılamadığı ve teslim alınan maskelerin kalite kontrol testlerinden geçemediği öğrenilmiştir. Koruyucu maske skandalına ek olarak koronavirüs testlerinin yalnızca hastanelerde yapılabiliyor olması ve test sayılarının uzun süre artırılamamış olması da virüsün yayılımı hakkında güvenilir bilgi edinilmesini imkansız hale getirmiştir.

  1. Koronavirüs sonrasında Belçika ekonomisini neler bekliyor?

Koronavirüsün ekonomik boyutu diğer birçok ülkede olduğu gibi Belçika’da da kaygı yaratmaktadır. Halk sağlığını korumaya yönelik alınmış tedbirler özellikle hizmet sektörünü etkilemiş durumdadır. Eczaneler, süpermarketler, gıda ve temel ihtiyaç maddeleri ve hizmetlerini sunan işletmeler haricinde diğer her yer zorunlu olarak kapatılmıştır. İnsanlar mecbur kalınmadıkça evden dışarı çıkamamaları gerektiği konusunda uyarılıyor. Koronavirüs yüzünden iş yeri kapanan ve geçici süreyle işsiz kalan çalışanların Ulusal İstihdam Kurumuna başvurarak işsizlik maaşı alabilecekleri duyurulmuştur. Mart’tan bu yana 900 bin kişinin bu imkandan yararlanmak üzere Ulusal İstihdam Kurumuna başvuruda bulunduğu açıklanmıştır. Flaman işveren kuruluşu VOKA tarafından yapılan bir araştırmaya göre koronavirüs salgınının atlatılması halinde her beş şirketten biri önümüzdeki dönemde bazı çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kalacaktır.

Turizm, gıda, ulaşım ve eğlence sektörleri de dahil olmak üzere birçok sektör koronavirüs salgınından etkilenmiş durumda. Ekonomik Risk Yönetimi Grubu’nun (Economic Risk Managament Group) yaklaşık 4 bin 200 katılımcı ile 17 ve 23 Nisan’da gerçekleştirdiği anket çalışmalarında öne çıkan sonuçlara göre koronavirüs krizi sonrası Belçikalı şirketlerin faaliyetleri –geçtiğimiz yıla göre– yüzde 33 oranında azalacak. Anketlere katılım gösteren şirketlerin eğlence sektöründe aktif olanlarının yüzde 85; perakende gıda dışı sektöründe aktif olanlarının yüzde 80; otel, kafe ve restoran sektöründe aktif olanlarının yüzde 90 ciro kaybı yaşadığı saptanmıştır. Sektör federasyonlarının yaptığı anketlere göre tüketim harcamaları ve yatırımlardaki düşüşe ek olarak çeşitli sektörlerden şirketlerde arz sıkıntısı ve likidite problemleri yaşamakta. Belirsizliğin yüksek olduğu bir ortamda gidişat hakkında endişe duyan şirketlerin kısa ve uzun vadeli yatırım planlarını gözden geçirmeleri gerekecektir. Koronavirüsün etkilediği bir diğer sektör de turizm. Flaman hükümetinde Çevre, Turizm ve Adalet bakanı olan, Türkler ve Müslümanlar hakkındaki çıkışları ile bilinen Zuhal Demir bir röportajında ülkenin imajının zedelenmesinden büyük endişe duyduğunu belirterek Belçika’nın vaka ve ölüm oranları paylaşımında “aşırı dürüst” davranmasının gelecekte turizm sektörü açısından sorun teşkil edebileceğine dikkat çekmiştir. Zuhal Demir sınırlar açıldıktan sonra Belçika’nın “yüksek riskli ülke” konumunda bulunma ihtimaline karşı önlem alınması gerektiğini söylemiştir.

Pandemiye dönüşen koronavirüsün ekonomik daralmaya yol açması elbette kaçınılmazdı. Belçika Merkez Bankası tarafından paylaşılan verilere göre gayrisafi yurt içi hasılada 2020’nin ilk çeyreğinde 2019’un son çeyreğine göre yüzde 3,9 bir düşüş beklenmektedir. Her ne kadar ilk çeyrekte koronavirüsün büyüme üzerindeki olumsuz etkisi şu an için sınırlı gibi görünse de küresel tedarik zincirlerindeki aksaklıklardan kaynaklanan arz ve talep düşüşü ikinci çeyrekte etkisini artırabilecektir. Belçika Merkez Bankasının 2020 tahminine göre ekonomik faaliyetteki aksamaların devam etmesi halinde Belçika ekonomisinin yılsonuna kadar yüzde 8 oranında daralması öngörülmektedir.

Küresel bir tehdit oluşturan yeni tip Koronavirüs (COVID-19) ile mücadele sürecini inceleyen SETA çalışmaları

Etiketler: