23 Haziran Seçimi: Proaktif Yaklaşım

23 Haziran seçiminin AK Parti açısından önemli mesajlar taşıdığı açıktır. AK Parti bu mesajları analiz edip yeni bir söylem ve oyun planı kurabilecek imkan ve güce sahiptir. Süreç içerisinde acele etmeden, kurumsal asabiyetini, birliğini ve sürekliliğini koruyarak bunu yapabilecektir. Katılım süreçlerinin yeniden revizyonu, yeni sosyolojinin/gençlerin çözümlenmesi, buna uygun hedef, söylem ve iletişim araçlarının tespiti, yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminin yetkinleştirilmesi, yerel yönetimlerin daha üretken hale gelmesi, yargı reformunun hızlıca uygulanabilmesi, reformcu yönlerin kurumsal yetkinleşmeyle beraber daha da güçlendirilmesi gibi onlarca başlık bulunmaktadır.

23 Haziran seçiminin AK Parti açısından önemli mesajlar taşıdığı açıktır. AK Parti bu mesajları analiz edip yeni bir söylem ve oyun planı kurabilecek imkan ve güce sahiptir. Süreç içerisinde acele etmeden, kurumsal asabiyetini, birliğini ve sürekliliğini koruyarak bunu yapabilecektir. Katılım süreçlerinin yeniden revizyonu, yeni sosyolojinin/gençlerin çözümlenmesi, buna uygun hedef, söylem ve iletişim araçlarının tespiti, yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminin yetkinleştirilmesi, yerel yönetimlerin daha üretken hale gelmesi, yargı reformunun hızlıca uygulanabilmesi, reformcu yönlerin kurumsal yetkinleşmeyle beraber daha da güçlendirilmesi gibi onlarca başlık bulunmaktadır.

Siyaset stratejisi bağlamında ise en önemli tespitin, AK Parti’nin artık rakibi tarafından “öngörülebilir bir parti” olduğu söylenebilir. Bu ise AK Parti’yi proaktif bir yaklaşımdan savunmacı bir tarza hapsetmektedir. CHP 2007’den beri yol arayışlarında ilk defa somut bir başarı yakalamıştır. Sağ adaylar eliyle CHP tabanının bir kısmının ideolojik katılıklarını yumuşatabilmektedir. 2009’dan beri seçimlerde AK Parti’yi yenmeye çalışan ve bu yönde açılım yapmaya çalışan CHP, uzun bir zaman sonra bu yönde gecikmeli kısmi bir beceri kazanmıştır.

AK Parti’nin 31 Mart’a giden süreçte hamlelerinin ne olacağı, lider ekibinin nasıl tepki vereceği, hangi krizlere nasıl refleks vereceği gibi bazı hususlar rakip tarafından tahmin edilip karşı hamle ve söylemler geliştirilebilmektedir. Mesela Ak Parti’nin İstanbul seçiminin iptali için başvuracağı öngörülebildi. Oyların yeniden sayılmaması temin edildikten sonra, iptal başvurusu yapılacağı ve iptalin de gerçekleşeceği, kullanılacak argümanlar öngörüldü. Siyasi rakibin buna yönelik oyun planı hazırdı: “Mağduriyet, AK Parti’nin demokrat yönünü kaybettiği söylemi, seçmen iradesine saygı duyulmadığı söylemi.” Bu argümanlar ile seçime gidildi. CHP öğrendiği tecrübeler sonrası kimlik ve çatışma siyasetini terk ederek farklı bir tarzla seçime gitti. Ekonomik sıkıntı sonrası da bu argümanlar daha etkili olabildi.

AK Parti, rekabet üstünlüğünü devam ettirebilmek için tekrar proaktif becerilerini sergileyebilmelidir. Rakiplerini şaşırtabilmeli ve gündemi belirleyebilmelidir. Satrançta bir oyuncu iki hamle sonrasını hesap ederken, rakibi 5-6 hamle sonrasını hesaplayabiliyorsa sonuç bellidir. Daha uzağı gören kazanır.

AK Parti bunu başarabilmenin tüm imkanlarına sahiptir: Lider kadro, insan kaynağı, tecrübe, irade, iletişim becerileri, empati, siyasal analiz, medya örgütlenmesi, sosyal medya kullanıcı tabanı ve benzerleri.

AK Parti acele etmeden, nitelikli bir muhasebe yapmak durumundadır. Olabildiğince rakiplerinin de ileri hamlelerini öngören bir oyun planı kurmalıdır. Bu süreçte rakipler, AK Parti’yi tepkisel davranmaya ve anlık karar vermeye itebilir. Mesela rakip zaman zaman doğru hamleleri kendisi açıklayarak veya “azılı” muhaliflere söyleterek AK Parti’yi dar bir alana hapsetmeye çalışabilir. Veya yine rakip “AK Parti içi suçlu arama” kampanyasını hararetle doğrudan veya dolaylı teşvik edebilir. Seçimi kaybettirenler listesi yayınlayabilir. Ve daha onlarcası… Bunu aşmanın çok basit bir yolu vardır. Özgürce, ön yargısız, öğrenmeye açık bir şekilde tartışabilmek ve konuşabilmektir. Oyun planı kurarken her bir hamlenin muhtemel sonuçları ile risklerini analiz edebilmek oyun planının ileriye yönelik hamle sayısını belirler.

Strateji geliştirme aşamasında çok farklı kesimlerden, partinin farklı katmanlarından, mesleklerden, disiplinlerden, tabanlardan kişilerin sürece katılabilmesi siyasal gelecek ve başarıyı belirleyecektir. Katılım süreçlerinin hangi mekanizmalarla işletileceği ise ikincil bir adımdır.

Strateji geliştirirken önemli adımlardan birisi de rakiplerden öğrenmektir. Rakip “yaralı psikolojilere”, “sözde AK Parti içi çatışmalara”, “iletişim kopukluklarına”, “tabandaki küskün sınıflara” “AK Parti seçmene değer vermiyor diyerek katılım süreçlerinin zayıflığına” ve daha nice unsura oynayacaktır. İki seçim sürecinde de bunları yaptı. Şimdi daha da derinleştirmek isteyecektir. Bunlar da doğaldır. Bu siyasal rekabetin kendisidir. AK Parti kendi oyununu kurarken rakibinin söylediklerini de dinlemeli, not almalı muhasebesinden ve tartmasından sonra kendisi karar verip oyunu kurabilmelidir. Öngörülebilir olmaktan çıkmanın bir yolu da rakibin potansiyelini kullanabilmektir. Rakip AK Parti’nin oyun planını bozmak için atılması gereken adımları önceden söyleyebilmektedir. Bu tedbirlerin muhalefet tarafından açıklanması AK Parti’nin elini daraltmamalıdır.

AK Parti “simyacılık” yapabilir. Var olan elementlerle yeni hedefler doğrultusunda yeni bir tasarım yapabilir. AK Parti varlığını ve kazanımlarını koruyarak “süreklilik içinde değişimi” başarabilir.

CHP siyasi rekabet bakımından bir seviye atlamış durumdadır. Katı ideolojik kimlikleri daha fazla yumuşatmak, çatışma alanlarını yönetmek, muhafazakar kimliklerin entelektüel arka planını anlayıp ilişki seviyesini ilerletmek gibi başka meydan okumaları aşabilecek mi? Burası müphemdir. Reklam ve halkla ilişkiler marifetiyle bir noktaya kadar gidilebilir.

[Fikriyat, 28 Haziran 2019]

Etiketler: