2015 Ekonomisinin ‘En’leri…

2016'nın, kendi dinamikleri içinde boğulmayıp uzun vadeye odaklanan, kararlı ve farklı bir sene olması temennisiyle, Türkiye'mize hayırlı bir yeni yıl dilerim.

Bugün yeni bir seneye girerken, önceki yılı gözden geçirmenin de tam zamanı. 2014’ü uğurlarken kategoriler çerçevesinde yapmış olduğum değerlendirme siz değerli okurlarımızca rağbet gördüğünden, bu yıl yine aynı formatta bakalım diye düşündüm.
İşte, 2015 Türkiye ekonomisinin “en”leri…

EN İYİ OYUNCU: TÜKETİCİ

2015 yılında kaydedilen GSYH artışının motor gücü özel tüketim oldu. Bir önceki sene nispeten zayıf bir seyir sergileyen hane halkı tüketim harcamaları 2015’te gözle görülür bir hızlanma yaşayarak, büyümeye katkıda başrolde oynadı. Tüketici böylece, bu kategorinin 2014’teki sahibi ihracatçının tacını elinden aldı.

EN İYİ GÖRÜNTÜ: CARİ AÇIK

Önceki yılın yıldız oyuncusu ihracat, 2015 yılında bu köşede çeşitli kereler işlediğim gelişmeler nedeniyle bozulan bir performans sergileyerek dış talepten aldığımız eski katkılardan mahrum bıraktı. Bununla beraber, söz konusu dönemde ithalattaki zayıf seyrin devamı ise, net ihracat kanadından gelebilecek sert etkilerden korudu. Buna paralel olarak da, önceki yılın en iyi görüntüsünü veren cari açık, 2015’te de bu kategorideki yerini muhafaza etti. Nitekim açıklanan ilk 10 aylık verilere göre, açık yıllık bazda %24,9 oranında düşüş kaydederken, yıllıklandırılmış cari açık 38,1 milyar dolar seviyesine geriledi. Tabii gelişmelerde bir altın etkisinin de gözlendiğini not düşmek gerek.

EN İYİ DESTEK: PETROL

2014’te başlayan petrol fiyatlarındaki serbest düşüşün 2015 yılında da hızla devam etmesi, özellikle cari denge anlamında elimizi rahatlattı. Gerek enerji ithalatındaki gerileme, gerekse bunun endekslerdeki birim değer detayı, petrolün 2015 Türkiye ekonomisine yaptığı “direkt” desteğin ispatı niteliğinde…

EN İYİ YABANCI OYUNCU: İSVİÇRE

İhracat 2015 yılında olumsuz bir görünüm çizmekle birlikte, bazı pazarlarda artışlar da kaydetti. Bunlar arasında gerek büyümesi, gerekse buna bağlı olarak ihracat gelişimine pozitif katkısı anlamında en dikkat çeken pazar ise İsviçre oldu. Altın etkisiyle geldiğini söyleyebileceğimiz bu katkı sayesinde, ihracatımızın düşüşü bir miktar yavaşlamış oldu. Geçen yıl bu kategoride ödül alan Almanya ise, katkı bağlamında bu yıl yerini İsviçre’ye kaptırsa da, “değerde şampiyon” ihracat pazarımız olmayı sürdürdü.

EN KÖTÜ YABANCI OYUNCU: RUSYA

2014’ün en kötü yabancı oyuncusu, tepetaklak olan ihracat performansıyla Irak iken, 2015’te bu dala Rusya layık oldu. %40’a yaklaşan daralmasıyla ihracat gelişim hızımızı en sert aşağı çeken pazar olması nedeniyle bu kategoriye seçilen Rusya, yaşanan son gelişmelerle de bu unvana tamamen hak kazandı.

EN İYİ SEKTÖR: FİNANS

2015 yılında büyüme tempomuza en iyi gelen sektör finans oldu. Açıklanan ilk 3 çeyreklik veriler çerçevesinde, katkıda açık ara önde giden finans, önceki yıl başa baş bir performans sergilediği imalat sanayiini 2015’te epey geride bıraktı. Tam bu noktada sektörel toparlanma açısından ise, tarımı vurgulamadan geçmeyeyim. 2014 yılında büyümemizi negatif etkileyen tarım, 2015’in en güçlü yükselen sektörü oldu.

EN HIZLI ÇIKIŞ: DÖVİZ KURU

Geçen yılki yazımda bu kategoride yer alan kur başlığını, 2015 için de koruyabiliriz. Özellikle de dolar bağlamında… 2014 yılında iç gelişmeler ve FED süreciyle tırmanış yaşayan dolar/TL kuru, 2015’te de benzer dinamiklerle yükselişini sürdürdü ve %25’e yakın artışla en hızlı çıkış yapan “etkili” bir parametre oldu.

EN KÖTÜ DIŞ EFEKT: FED

Döviz kanadında adını geçirmişken, en kötü dış efekt dalında FED’i belirtmeden olmaz. 2014’te olduğu gibi 2015 boyunca da piyasaları panik atak yapan FED, Türkiye gibi birçok gelişmekte olan ülkeye de sevimsizce yansıyan bir efekt yapmayı sürdürdü. Nicedir biriken ilgili stres, yılın son ayında gelen faiz artışıyla bir miktar gevşeme göstermiş olsa da, FED’in normalleşme hikâyesi henüz yolun başında…

EN KÖTÜ İÇ EFEKT: SEÇİM TELAŞESİ

2015’te yurtiçinden gelen en “kapsamlı” olumsuz efektin, seçim tantanası olduğu söylenebilir. Zira senenin ilk yarısının Haziran seçimlerine odaklanması, ikinci yarısının ise belirsizlikler eşliğinde Kasım’a yoğunlaşması, (%4’e yakın bir büyüme sergilesek de) daha etkin geçirebileceğimiz bir seneyi geride bıraktığımız anlamına geliyor.

2016 DÖNÜM NOKTASI OLSUN

İşte 2015’te ekonomimiz, kabaca bu temel unsurların öncü etkileriyle şekillenerek bir mütevazı yılı daha geride bıraktı. Seçimleri sonuçlandırarak yeni bir döneme adım attığımız 2016 yılı için ise yine makul bir tempo muhtemelken, aşağı yönlü global riskler ve terör, başlıca olumsuzluklar olarak göze çarpıyor. Diğer yandan daha ötelere odaklanacak olursak; 2016, geleceğin mimarlığını üstlenecek bir dönüm noktası olabilir.

O halde, 2015’e merhaba derken yazdığım ancak gerçekleşmemiş temennimi, bu yıl yineleyerek bitireyim: 2016’nın, kendi dinamikleri içinde boğulmayıp uzun vadeye odaklanan, kararlı ve farklı bir sene olması temennisiyle, Türkiye’mize hayırlı bir yeni yıl dilerim.

[Yeni Şafak 1 Ocak 2016]

Etiketler: